25

2.6K 139 58
                                        

Hep Eray'ın bana ihtiyacı olmayacak . Mesela benim şuanda Eray'a çok ihtiyacım var. Çünkü hayatım onun ellerinde. Peki o nerede?
Okul bahçesine göz gezdirdim. Tek tük insanlar vardı . Bağırsam hatta öldürülsem bile umursamazlardı.
"Ne istiyorsun benden" Korkuyla bir adım geri attım. Gürkan düşünüyormuş gibi yapıp bir adım öne geldi.
"İntikam" "Ben birşey yapmadım" bir adım daha bana gelince geri geri yürümeye başladım. "O şerefsiz sana dokundum diye beni hastanelik etti. Demekki sen onun gözünde dokunulmazsın. Buda demek oluyorki sana dokunursam Eray pezevenki çıldırır. Benimde istedigim bu" Ne saçmalıyor bu adam. Ben Eray'ın gözünde dokunulmaz mıyım? Ne demek bu?
Eray , Gürkan bana dokundu diye neden dövdü? Napacağımı ne düşüneceğimi şaşırmış vaziyette Gürkan'a bakıyordum. Benim kaçmam lazımdı . Ama nasıl? Dışarı kaçamazdım kapı tarafında Gürkan vardı. Tek çare okul binasına girmekti. Ozaman çığlık atıp Eray'ı çağırabilirdim. Hiçbirşey düşünmeden hızlıca arkamı dönüp koşmaya başladım. "Orospu kaçma, buraya gel" arkamdan koştuğunun farkındaydım. Vücudum korku ile titrerken okul binasına girdim. Gözüme ilk takılan ela gözler oldu. Onu görünce oldugum yerde durdum. Eray işaret parmağıyla yukarıyı gösterdi. Anlamayarak ona baktım. Kenara eğilmiş duruyordu.
"Buraya gel" arkamdan Gürkan bağırınca ona baktım. Okul binasına girmişti. Eray'a döndüm. "Yukarı çık, hemen." diye fısıldayınca tekrar koşmaya başladım. Merdivenlerden ikişer ikişer çıkarken bilegimi burkunca düştüm. Umursamadan ayaga kalkınca tekrar ikişerce merdivenden çıkmaya başladım. "Buraya gel" Seray'ın sesini duyunca dahada hızlanarak boynuna sarıldım. Güvende oldugumu azda olsa hissedince ağlamaya başladım. Yine Eray kurtarmıştı beni. Yine kurtarıcım oydu.
"Şşş. Burdayım bitanem ağlama" azda olsa güvende hissediyorum fakat ne olursa olsun korkuyorum. Herşeyden çok korkuyorum hemde. Başıma ilk kez böyle birşey geliyor.
Seray dan kollarımı çözdügümde onunda ağladığını gördüm.
"Sen neden ağlıyorsun"
"Sende ağlıyorsun." burnumu çekerek gülümsemeye çalıştım ve elimin tersiyle göz yaşımı silmeye başladım. "Bak ağlamıyorum. Hadi ağlama" Seray tekrar bana sarılınca yine ağlamaya başladım. Elimde olan birşey değildi. Korkuyordum. Korkuncada ağlıyordum.
"Sana birşey olacak diye çok korktum" Seray'ın sırtını sıvazlayıp geri çekildim. "Ama bak iyiyim. Birşey olmadı" göz yaşlarını silerken kafasını olumlu anlamda salladı.
"Evet olmadı. Biz burda toparlanırken abim senin yanına geliyordu. Sana birşey olacağını hissetmiş. Sonra o çocukla seni görünce Araslara haber verdi. Onlarda aşagı inince bende sizi pencereden seyrediyordum" şaşkınlıkla kaşlarım havaya kalktı.
"Bana birşey olacağını nasıl hissetti"
"Abim iyi koku alır" beynim durmustu sanki. Hiçbirşey anlamıyordum. Tek anladıgım tek hissettigim şey vücudumun korkuyla hala titrediğiydi.
"Seray Seymen eve bırakacak seni" arkamdan Eray'ın sesi gelince ona döndüm. Gözlerimi kapatıp derin nefes aldım. Şimdi gerçekten güvende oldugumu hissediyordum.
"Abi kalsam bende"
"Hemen aşağı in" Seray bana sıkıca sarıldıktan sonra aşağı indi.
Eray'la karşı karşıya duruyorduk. Ne o konuşuyor ne ben konuşuyorum. Ela gözler gözlerimi delerken , gözlerim doldu. Ya Eray olmasaydı. Ya beni yakalasaydı. Bu düşünce gözlerimi doldururken tek ihtiyacım olan şey birine sarılmaktı. Sadece ayaklarıma emir verdim ve Eray'a hızlıca sarıldım. Kafamı göğsüne saklarken o hiçbirşey yapmıyordu. Şaşkınlığını hissedebiliyordum. Bir süre sonra ellerini belime sarınca daha sıkı sardım kollarımı ona.
Bunu yapmamın nedeni güvende hissetmekti. Eray yanımdayken böyle hissediyordum. Hiçbir zaman bana birşey olmazmış gibi. Hep beni korurmuş gibi. Bunları neden hissettigimi bilmiyorum ama hissediyorum işte.
Eray korkumu alırken artık vücudum titremiyordu. Sadece benim burun çekişim duyuluyordu başka hiçbirşey yok.
Birsüre sessizce birbirimize sarıldıktan sonra konuşmaya başladım.
"Teşekkür ederim" hala kafam Eray'ın gögsündeydi. Buradan ayrılmak istemiyordum. Burası beni rahatlatıyordu.
"Tamam" gerizekalı. İnsan bi başka şeyler söylerdi.
"Naptınız ona" Eray'ın belimdeki elleri sıklaştı. " Aras hallediyor sen merak etme" naptılar acaba? Ya öldürürlerse?
"öldürmediniz dimi"
"Katil degilim Eslin" son kez derince nefes aldım. Çünkü Eray güzel kokuyordu. Kollarımı çözdüğümde Eray hala çözmemişti. Tepkisizce bekledim. Ellerini belimden çekince yine o lanet olasıca his doldurdu kalbimi, hemde koskocaman bir boşlukla.
"İyi misin" kafamı olumlu anlamda salladım. Aslında iyide değildim kötüde. Sadece araftaydım.
"neden orada bekledin de yanıma gelmedin"
"Gelseydim seni yakalar canını yakardı" birden Gürkanın söyledikleri yankılandı beynimde.
'Eray'ın gözünde dokunulmazsın'
"Gürkan dediki... Herneyse boşver" Ben Eray'ın gözünde dokunulmaz değildim. Bunu Eray'a söyleseydim eğer dalga geçerdi benimle.
"Ne dedi?"
"Önemli birşey değil." sonra devam ettim. "Beni eve götürür müsün?" kafa salladı ve ilerlemeye başladı. Bende arkasından ilerlerken etrafa bakıyordum. Sanki Gürkan biyerden çıkacak gibiydi. Sertçe Eray'a çarptığımda bana baktığını gördüm.
"Noldu" dedim sesim masumca çıkarken.
"Yanında ben varım, ve ben varken korkmayacaksın" bunu söylerken çok ciddiydi. Elimde olan birşey değilki. İster istemez içim korkuyla kaplanıyor sonra... Sonra Eray'ı görüyorum geçiyor.
"Yürü aptal kız yürü" diyerek elimi tuttu. Al işte yine içim huzurla kaplandı .

Arabanın yanına gelince elimi bıraktı. Yan koltuğa otururken oda şöför koltuguna oturdu ve sessizce evime sürdü arabayı.

Arabadan inmeden önce tekrardan teşekkür etmiştim fakat herhangi birşey dememişti.
Eve girdiğimde annem yoktu. Bu benim işime geldi ve hızla banyoya gittim. Bu halimle görmemeliydi annem beni.

Sıcak duştan çıktıktan sonra hemen yorgun bedenimi uykuya teslim ettim.

Son kez aynada şişen gözlerime baktım. Dün ağladıgım için bugün şişmişti.
Aşağı indigimde babam yoktu. Demekki işe gitti. Annemde mutfakta olduguna göre gözlerimi görmeyecekti. Sessizce kapının oraya gelip kapıyı açtım.
"Ben kaçtım"
"Bek.." annemin konuşmasına müsade etmeden yürümeye başladım.
Artık Gürkan yakandı. Eray'da beni eve getirip götürmeyecek. Bu düşünce üzmüştü beni.
"Araba burda sen nereye gidiyorsun" sesin geldigi yöne kafamı kaldırınca Eray'ı gördüm.
Şaşkınca baktım sadece. Neden gelmişti ki. Artık beni tehtit eden biri yoktu ve bu sayede beni korumasınada gerek kalmamıştı.
"Neden geldin" omuz silkti.
"Canım istedi. Geliyorsan gel. Gelmiyorsan yol orada" şöför koltuguna binince bende hemen yanına bindim.
Beni almaya gelmişti. Gelmek için hiçbir nedeni yokken hemde.

Tenefüste Belinay'a olayı anlattıgımda kendini suçlayarak ağlamıştı. 'Eğer erken gitmeseymiş belki Belinay yanımda diye birşey yapmazmış' onun suçu olmadıgına en sonunda ikna edince ağlamasıda durmuştu.
"Ben açım. Yemek yemedim. Kantine gitsek ya" Belinay'a baktım. Ben Seray'la giderdim ama Belinay'ı tek bırakmak istemiyordum.
"Tamam ikinizde bakmayın bana öyle geleceğim. Ama Aras'ların yanına gitmek yok" Belinay'ı onaylayınca kantine indik. Eray lar herzamanki gibi aynı yerlerinde oturuyorlardı.
Seray kendine tost aldıktan sonra ilerlemeye başladık.
"Belinay" Aras'ın sesi gelince ben otarafa döndüm. Belinay umursamadan ilerlemeye başlamıştı. Aras ayağa kalkınca Belinay'a doğru ilerlemeye başladı. Belinay'ın koluna dokundugu gibi Belinay bağırdı.
"Bırak!" Aras , Belinay'ın böyle çıkışmasından dolayı elini indirdi.
"Özür dilerim. Bak isteyerek demedim"
"Her kalp kırıldıgında özürü kabul etmiyor" dedi Belinay.
Eray'larda ayaga kalkmış, yanımıza gelmişlerdi.
"Bak cidden isteyerek demedim"
"Ama o laf ağzından çıktı" Aras sinirle ofladı.
"Bilerek demedim. Sinirle çıktı ağzımdan. "
"Bence sinirle çıkmadı. Bilerek dedin" Belinay arkasını dönüp giderken Aras sandalyeye sinirle tekme attı.
"İnatçısın"
Belinay arkasını dönüp konuştu.
"Odunsun"
"Abi, cidden ben piş..." Aras bizi farkedince sustu.
Demekki pişmandı. Bence Aras'da Belinay'a karşı birşeyler hissediyor.
"Siz çift olursanız sürekli tartışırsınız" Seymen konuşunca ona döndüm.
"Mal. Nereden biliyorsun tartışacaklarını. Belkide çok mutlu olacaklar." Seray devreye girmişti.
Aslında bu ikiside yakışıyor fakat arada Eray var.
"Onları bilmem ama sen bu çeneyle kimseyle mutlu olamazsın" Seymen sırıtınca Seray kaşlarını çattı.
"Bikere ben çok konuşmuyorum"
"Seray yeter. Eslin hadi sınıfınıza. Zil çaldı" Eray bizi kovunca sınıfa çıktık.

Eve otobüsle gitmek birden koydu bana. Alışamamıştım zannediyordum ama aslında Eray'ın beni getirip götürmesine alışmışım.

Akşam yemegini hep birlikte yedikten sonra odama çıkıp facebook'uma girdim.
Mesaj ve istek vardı.
İsteklere bakıp ortak arkadaşım varsa kabul ediyordum.
Mesajda tanımadıgım bir çocuktandı.
Adı Kuzey'di.
"Merhaba Eslin" yazıyordu.
"Kimsin?" Tanımıyordum. Ortak arkadaşlarım oldugu için genelde kabul ediyordum.
"Ben sizin okuldanım."
Profiline girip baktım çocugun . Böyle birini hatırlamadım. Çocuk yakışıklıydı ama.
"Tanıyamadım"
"Etrafına bakmıyorsun ki benide tanıyacaksın"
haklıydı. Pek etrafıma bakmıyorym.
"Bana mesaj atma nedenin?"
"Sevgilin var mı?" direk bunu sorunca bir kaç dakika mesajı tekrar tekrar okudum.
"Seni ilgilendirmez"
"Demekki yok" salak mı bu çocuk.
"Eee. Sadete gel"
Kısa sürede mesaj attı.
"Benimle çıkar mısın Eslin?"

----------
Yorum yazan ve oy veren herkese çok teşekkür ederim. İyiki varsınız.

Sizleri çokçaaa Seviyorum .

SENİ SEVİYORUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin