"Fazla vaktinizi almayacağım, direkt konuya gireceğim. Birçok şeyin farkındayım. Bana karşı beslediğiniz duygularınızın da, her görev emrinde dönüşümü beklediğinizin de, her yara aldığımda acı çektiğinizin de hepsinin farkındayım."
Gözlerini gözler...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Yayımlanma Tarihi; 12.01.22)
•••
ASRIN /
Asrın, yaklaşık 3 saattir ara ara kendisine büzdüğü dudaklarıyla bakan güzel kadınına dönmeden bıyık altından gülümsedi. Yüz ifadesinin sebebinin az önce mağazada yaptığı ev alışverişini kendi kartıyla ödemesi olduğunu çok iyi biliyordu ama ona asla para ödetmek istemiyordu.
Mağazaları dolaşırken ilgilendiği tek şey yanındaki güzel kokulu kadınıyken ödeme yapmaktan başka bir işe yaramasa da onunla gezmeyi çok sevmişti. Küçük elinin avuç içindeki varlığı, her adım atışında savrulan saçlarından burnuna dolan güzel kokusu, gözlerinin içine masum masum bakışı kendisine saatlerce alışveriş turu yaptırabilirdi.
Efnan'ı izlemekten sayamadığı bilmem kaçıncı mağazaya girdiklerinde kavradığı minik el tarafından arkalara doğru çekildi ve hiç itiraz etmeden o minik elin kendisini bir kabine sokmasına izin verdi. Başka zaman olsa kendisini buraya çekmesinin sebebini merak edebilir ve konuşmasını bekleyebilirdi ama şu anda biliyordu ki sorun her mağazada kendisinin ödeme yapmasıydı.
Bundan tek bir şekilde hem kurtulabilir hem de kârlı çıkabilirdi o da güzel dudaklarını kendi dudaklarına mühürlemesiyle gerçekleşirdi. Kabinin perdesini kapatır kapatmaz küçük kadınını kavradığı gibi kabinin duvarına yaslayarak ince belini uzun kollarıyla sıkıca çevreledi. Alışverişe çıkalı yaklaşık 3 saat olmuştu ve tam 3 saattir büzdüğü o gül pembesi dudaklarını öpmek için deliriyordu.
Dudaklarını dudaklarının üzerine kapatır kapatmaz kollarının arasındaki tatlı bedenin gevşediğini ve omzuna sıkıca tutunduğunu fark etti. Kollarını sıkılaştırıp dudaklarını hafifçe çekeleyerek tam öpücüğünü derinleştirecekti ki Melike yengesinin, "Efnan, neredesin canım?" diye seslenmesi ile kendisini istemeyerek de olsa geri çekmek zorunda kalmıştı. Gözleri hafifçe aralandı ve karşısındaki yanakları pembeleşmiş tatlı kadınana kirpiklerinin altından nefes nefese baktı. Hafif aralık duran kızarmış dudakları ve hâlâ kapalı olan gözleri ile kesinlikle paha biçilmez bir güzelliğe sahipti.
"Melike'm, bu cekete bir bakar mısın?" Erdem abisinin sesiyle birlikte güzel kadınının gözleri açılmış ve kendisine kıpkırmızı yanaklarıyla gözlerini büyüterek bakmıştı. Kesinlikle kendisini dizginlemekte çok iyiydi yoksa tam şu anda onu tekrar kollarının arasına sıkıca sabitleyip öpmemesinin başka bir açıklaması olamazdı.
Gerçi, onu ne durduruyordu ki?
Kolları tekrar güzel kadınını çevreleyeceği sırada Efnan'ın kollarının arasından hızlıca sıyrılıp ellerini yanaklarına bastırarak kabinden çıkması iç çekmesine sebep olsa da bunun yanında yüzüne küçük bir gülümseme eklenmesini de sağlamıştı.
