(Yayımlanma Tarihi; 29.09.21)
•••
Bakışlarımı üzerinden bir çırpıda çekerek, "İyi günler." diye mırıldandığımda olduğu yerden milim hareket etmeden ve hiçbir tepki vermeden öylece beni izledi.
Gereksiz bir şekilde o kadar gerilmiştim ki üzerimdeki bakışları eşliğinde anahtarımı çantamdan bulmakta epey zorlanmıştım.
Biraz önceki konuşmalarımızı duymuş olması muhtemeldi ama ben bunu istemiyordum. Zaten güven konusunda benden şüphe edeceği hiçbir izlenim vermemek için çaba sarfederken gerilmem oldukça normal olmalıydı.
Kıvrandırıcı bakışlarının üzerimdeki etkisinin fakında olduğunu biliyordum bu yüzden derin nefesler eşliğinde anahtarımı çıkarıp kapının deliğine taktım.
Kapı açılır açılmaz içeriye girerken tuttuğum nefesimi yavaş yavaş bıraktım. Beni yanlış anlamamıştır değil mi?
Zeki bir adam olduğunu biliyordum, baş başa kahve içme isteğini bertaraf edip ablasını işin içine katmamı ve olayı yemeğe çevirerek durumu kurtarmaya çalıştığımı anlamış olması gerekiyordu öyle değil mi?
Daha yeni yeni bana bir adım atmışken on adım geri çekilmesini istemiyordum. Ben ona yeterince adım atmışken tek isteğim artık onunda biraz bana gelmesiydi. Bunu kıskandırarak ya da üzerine giderek yapmayacaktım. Her şeyi akışına bırakacaktım.
Üzerimdekileri bir çırpıda çıkarıp ılık bir duş sonrasında üzerime pijamalarımı giymiş ardından da Asaf'ımı aramıştım. Telefonu kapatmamız uzun sürse de yarın için miniklerime zorlanmayacakları, eğlenerek yapacakları ödevler hazırlamayı başarmıştım.
Saat 00.39'du.
Yorulmuştum. Mutfağa geçerek elime büyük bir kupa alıp kahve makinasına kahveyi koyup makinanın düğmesini tuşladım. Balkonuma yakın bir yerden canı yanarcasına bağıran bir kedi sesi duyduğumda elimdeki kupayı mutfak masamın üzerine bırakarak balkona doğru hızlı adımlarla ilerledim.
Balkonun kilitli olan kapısını açıp hızla aralarken iki elimin birleşimi kadar büyüklükte bir kedinin balkonumun biraz ilerisinde yattığını görmüştüm. Ayağını havaya kaldırarak bağırıyor sanki birilerinden yardım istiyordu.
Balkon kapısını kapatıp elime bir bez ve su alıp hızlıca dışarıya fırlarken anahtarı almayı son anda akıl edebilmiştim. Canının yandığını belli eden kedinin sesi kulaklarıma her dolduğunda yüzüm sanki acıyı ben çekiyormuşum gibi buruşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARFINAZAR ~İçimdeki Yıldırım~
Teen Fiction"Fazla vaktinizi almayacağım, direkt konuya gireceğim. Birçok şeyin farkındayım. Bana karşı beslediğiniz duygularınızın da, her görev emrinde dönüşümü beklediğinizin de, her yara aldığımda acı çektiğinizin de hepsinin farkındayım." Gözlerini gözler...