"Fazla vaktinizi almayacağım, direkt konuya gireceğim. Birçok şeyin farkındayım. Bana karşı beslediğiniz duygularınızın da, her görev emrinde dönüşümü beklediğinizin de, her yara aldığımda acı çektiğinizin de hepsinin farkındayım."
Gözlerini gözler...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Yayımlanma Tarihi; 22.02.22)
•••
Sabah gözlerimi aralamadan hemen önce üzerinde yattığım sertliğin sıcaklığa biraz daha sokuldum. Başımın hemen altında düzenli aralıklarla atan kalp ritmi kulağıma ninni gibi geliyor bu da gözlerimi aralama isteğimi ertelememe sebep oluyordu. Asrın'ın bedeninin tam üzerindeydim ve.. Dün gece ilk kez ikimiz de üzerime hiçbir şey giymeden uyumuştuk.
Gözlerimi hafifçe araladım ve bir milim bile hareket etmeden kısık bakışlarımla etrafıma bakındım. Kıpırdandığım an bunu hissederek uyanacağını biliyordum ve sabaha karşı uyuduğumuz için hareket ederek uykusunu bölmek istemiyordum.
Bir süre daha sessiz ve hareketsiz kalabilirdim.
Yanağımı yasladığım sert, seyrek tüylerin bulunduğu göğüsüne hafifçe çevrilip sayısız sulu öpücük bırakmak istesem de ne yazık ki yapamıyordum. İki yanına doğru aralı halde duran bacaklarımın bir kısmı karnına ve kasıklarına değiyordu. Bir eli kalçalarımın hemen altında dururken diğeri ise belinin yanına doğru uzanan bacağımı kavrıyordu. Pozisyonumuz çok karışıklı ve aklım pikenin altında kalan parmaklarındaydı. Sıcacıktı.
Kolumu hafifçe uzatıp telefonuma ulaştığımda hızlıca saati kontrol ederek kendimce küçük bir hesap yaptım. Saat daha yeni 10 olduğu için vaktimiz fazlasıyla vardı. Bir an önce arayıp durumu öğrensem ve eğer getireceklerse zamanını da sorsam iyi olacaktı. Dudaklarımı büzerek onu uyandırmadan nasıl kalkabileceğimi düşünmeye başladım. Beni kavradığı parmaklarını düşünürsek hiçbir kuvvet o istemeden beni ondan ayıramayacakmış gibi duruyordu. Ben kendi isteğimle çıkarsam da hareketlerimi hissedip zaten uyanacaktı.
Dudaklarımı büzerek rehberimden Talha Bey ismini bularak kararsızlıkla üzerine tıkladım. İkinci çalışta açılan telefon ile yutkunarak başımı çok az bir şey hareket ettirerek yukarıya kaldırdım. Uyuyordu. Sanırım.
"Merhaba Talha Bey, ben Efnan. Birkaç gün önce konuşmuştuk. Evet, son durumu sormak için aramıştım.. Anladım, bu gün öğleden sonrası için müsait misiniz?" Bir yandan kulağımdaki telefona cevap verip bir yandan da hareketsiz durduğum için sızlamaya başlayan belimi hafifçe ovdum. "Öyle mi? Ricamı kırmadığınız için beni gerçekten çok mutlu ettiniz. Teşekkür ederim." Herhangi bir sese uyanabilme ihtimaline karşılık sesimi biraz daha kıstım. "Evde olmasam bile geleceğinizi söylerseniz hemen eve dönerim, problem değil." Belimdeki parmakların baskısının biraz daha arttığını hissettiğimde telefonu kapatmak için son kelimelerimi sıraladım. "Sizden haber bekliyorum, sağ olun."
Telefonu kapatıp hızlıca yerine bıraktığımda belimdeki sıcak parmakların kalçama indiğini hissederek nefesimi tuttum. Duymuş muydu? Bakışlarım hızlıca yüzüne çevrilirken gözlerinin kapalı olduğunu görmemle rahatlamanın da verdiği gevşeme ile içime soğuk sular serpilmişti. İki yanına yerleştirdiğim kollarımı kendime çekerek parmak uçlarımı ağırca çıplak göğüsüne yerleştirdim. Ona dokunmak, varlığını hissetmek çok iyi hissettiriyordu.
