(Yayımlanma Tarihi; 17.01.22)
•••
Asrın yanıma gelip, sıcak parmakları ile elimi kavrayana kadar şaşkınlık ile tabelaya bakakalmıştım. Yanlış görmüyordum, gerçekten de adımıza kiralanan düğün salonunun önünde duruyorduk. Asrın'ın yanımda hafifçe eğilip, "Özür dilerim, birkaç gün önceden haberim vardı ama Tarık babam.. sen benim oğlumsun düğününü de ben yapacağım diyince.. sesimi çıkaramadım." diye mırıldandı.
Derin bir nefesle gözlerimi kırpıştırarak Asrın'a çevirdiğimde beni dikkatle izlediğini fark ederek gülümsedim. Ben sırf o üzülmesin, anne ve babasının eksikliğini yaşamasın diye düğünü ve kınayı yapmak istememişken babam her iki evladını da mutlu etmek için bize sürpriz mi yapmıştı?
Güzel kalplim!
Her şeyim hazırlanmıştı ve çekim fikri ile beni hazırlamaları hiçbir şeyi anlamamam için çok akıllıca uyarlanmıştı. Salonun önüne gelene kadar sadece bana kına gecesi yapacakları hakkında bir düşünceye sahiptim ancak olay bambaşkaydı. Düğünümüze gelmiştik.
Kimin fikri ise gerçekten çok zekiceydi.
Bakışlarım, gözleri hâlâ üzerimde olan yakışıklı kocama çevrildiğinde gözlerimdeki gözlerini kaçırıp, "Benden hiç para almadı." diye fısıldadı. Elimi kavradığı elini çekmeden diğer elini ensesine attı ve utangaç bir ifade ile hafifçe kaşıdı. "Kendimi ona karşı çok mahçup hissediyorum."
Kaşlarım hissettiği duygularıyla derinden çatıldı. Aramızda artık benim babam senin baban yoktu ki, baba ikimizin babasıydı. "Az önce babam dediğini hatırlıyorum. Doğru duymuşum değil mi hayatım?" Söylediğim şeyi anlayamayarak başını beni onaylamak için hafifçe salladı. Elimdeki elini daha da sıkarak onu arabaların arasından ayağımdaki stilettoların izin verdiğince hızlı bir şekilde çıkarttım. "O zaman ne mahcubiyetinden bahsediyorsun yakışıklım? Bir baba olarak görevini yapmış değil mi?"
Ağırca yutkundu. "Evet."
Hızlıca parmak ucuma yükseldim ve dudaklarımı boynuna bastırarak sulu bir öpücük bıraktım. Gözlerini, dudaklarımın temasıyla ağırca kapatırken sessizce iç çekti. Dudaklarımdaki rujum sayesinde iz kalıp kalmadığını kontrol edemeden belimden kavranmış ve arazi tipi bir arabanın arkasına hızla çekilmiştim. Asrın'ın heybetli bedeni dışarıya karşı küçük bedenimi örterken, "Seni hemen öpmem lazım." diye fısıldadı. "Dayanamam.. birkaç saat daha sabredemem."
Dudaklarımız son kelimesinin ardından büyük bir hızla buluştuğunda gözlerim ağırca kapanmış, kendimi kocamın sıcak, kaslı kollarının arasına bırakmıştım. Oldukça yumuşak baskı uygulayan dudakları biraz nemli ve fazlasıyla sıcaktı. Dudaklarının dudaklarım ile olan teması öyle huzurlu ve dingin hissettiriyordu ki bunu hiçbir kelime ile ifade edemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARFINAZAR ~İçimdeki Yıldırım~
Novela Juvenil"Fazla vaktinizi almayacağım, direkt konuya gireceğim. Birçok şeyin farkındayım. Bana karşı beslediğiniz duygularınızın da, her görev emrinde dönüşümü beklediğinizin de, her yara aldığımda acı çektiğinizin de hepsinin farkındayım." Gözlerini gözler...