• 3.7 •

185K 8.8K 3.4K
                                    

(Yayımlanma Tarihi;  25

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yayımlanma Tarihi;  25.10.21)

•••

Gözlerim yanaklarındaki çukurda, kalbim ağzımda bakışlarının üzerimdeki ezici etkisini sindirmeye çalışıyordum. Bir adam bu kadar mı güzel tebessüm edebilirdi?

Bu kadar mı şahane, bu kadar mı mükemmel görünebilirdi?

Bedenimin neredeyse tamamen üzerinde olan yapılı bedeni küçük dilimi yutmam için bana geçerli bir sebep veriyordu. Gerçek anlamda nefesimi tutmuş öylece gözlerinin içine bakarken o, yüzündeki mükemmel ifade ile gözlerini dudaklarım ve çenemin arasında dikkatle gezdiriyordu.

Nefesim göğüsümde adeta sıkışmıştı.

İkimiz de konuşmadan, sessizce birbirimizi izliyorduk. Halimden asla şikayetçi değildim ama vücudum pozisyonumuzdan dolayı fazlasıyla yanıyordu. Yanaklarımı düşünemiyordum ama kıpkırmızı bir köy domatesi ile yarışacak konuma geldiğimin kesinlikle farkındaydım.

İki yanıma yaslı olan kollarından birine çekerek tüm bedeninin ağırlığını diğer dirseğine yasladı. Az önce yanımdan çektiği eli yanağımı bulurken usulca bulunduğu yeri okşadı. Ondan ilk defa duyduğum keyifli bir tonda "Kızardın." diye mırıldandı. "İyi misin?"

Değilim Asrın..

Kalbim bavulunu toplamış ve bir haber bile vermeden sana kaçmış meğerse..

Kafamı zar zor toplayabildiğimde sadece, "İyiyim.. Sadece ilk defa.." diye mırıldanabilmiştim. Gözlerinin az önce gülümsediği için kısıldığına şahit olmuş biri olarak söylüyorum ki. Akla zarar güzelliği olan bir adamdı.

Yanağımdaki elini usulca yanağımdan çekerken elimi tutup kendi kalbinin üzerine bastırdı. "Kalbim..çok hızlı atıyor." diye fısıldadı boğuk bir sesle. Elimin altındaki kalbin atışı hızlıydı, fazlasıyla hızlıydı. "Seninleyken."

Sanki dağ bayır durmadan, mola vermeden koşmuş gibi art arda hızlı bir şekilde vuruyordu elime. Benim de mi böyleydi?

Aniden arkamızdan yükselen telefon sesiyle üzerimdeki bedenime gram temas etmeyen bedenini çekerken, elini masaya ne zaman bıraktığını bilmediğim telefonuna uzattı. Gözleri arayan kişiyle birlikte kısılırken yerinde dikleşti. Bakışları anında bana dönerken, "Açmam gerekiyor, özür dilerim." dedi.

Koltuktan hızlıca kaldırdığım bedenimle birlikte başımı sorun olmayacağını belirtmek istercesine sağa sola salladım. Ayaklanarak birkaç adım attığında, "Üsteğmen Yıldırım. Buyrun komutanım?" dediğini duymuştum.

SARFINAZAR ~İçimdeki Yıldırım~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin