(Yayımlanma Tarihi; 13.03.22)
•••
Kollarımı göğüsümde bağlayıp, sırtımı duvara dayamış bir şekilde karşımda yemek için hazırlanan yakışıklımı süzüyordum. Üzerine giydiği gömleği kol kaslarını fazlasıyla belirginleştirdiği için üzerindeki gömleğin omuz ve kol kısımları fazlasıyla gergin duruyor, kollarının her hareket edişinde sırt kasları gerilerek bana ağız sulandırıcı bir görsel şölen sunuyordu. İzlenildiğinin farkında olan bakışları hızla bedenimi bulduğunda alt dudağımı ağzımın içine yuvarlayarak benim onu süzdüğüm gibi onun da beni baştan aşağı süzmesini bekledim.
Ahh, nasıl da yakışıklıydı.
Güzel gözleri bedenimi acelesizce baştan aşağıya süzerken ağırca yutkundu. Adem elmasının hareketlerine ek olarak parmakları hızlıca az önce iliklediği gömleğinin düğmelerini buldu. Gözlerimin içine baka baka düğmeleri geriye çözerken, "Vazgeçtim." diye mırıldandı. "Gitmeyelim bebeğim."
Adımları hareketlenirken hayretle ani değişimini çözmeye çalışıyordum. "Nasıl yani?" Neredeyse sonuna kadar açtığı gömleğinin düğmeleri ile gömleği omuzlarının üzerinden sıyırırken, "Bizsiz de yemeklerini yiyebilirler. Öyle değil mi?" diye mırıldandı. Bakışlarının hedefi üzerimdeki kırmızı elbisenin açıkta bıraktığı uzun beyaz bacaklarımdı. "2 gün sonra göreve gideceğim ve bu 2 gece boyunca görmek istediğim tek yüz senin güzel yüzün meleğim." İç çekerek kolları ile bedenimi ağırca sarmaladı. Vücutlarımız birbirine yaslanırken sıcak parmaklarım az önce gömleğini çıkardığı için çıplak kalan esmer göğüsünü bulmuştu. "Bu gece benimle ilgilenmeni istesem.. kabul eder misin meleğim?"
Kullandığı iç gıdıklayıcı ses tonu ile yutkunarak gözlerimi kırpıştırdım. Kesinlikle kabul ederdim ancak yatağı kırdığımız gecenin ertesi sabahında elinde simit ve açmalarla kapımıza dayanan Atıf, Eren ve İshak'a rezil olmamış olsaydık. Gerçekten büyük bir rezillikti. İlk başta her şey normal olsa da saatler sonra yatak değişimi için gelen birkaç görevli utancımızı ve mahcubiyetimizi direkt olarak açığa çıkarmıştı. Gariptir ki asıl mutluluk verici olan şey herkesin değil sadece Atıf'ın duymasıydı. Kulağımda çınlayan 'Lan dayı oluyorum galiba!' çığlıkları aklımdan da kulağımdan da asla gitmiyordu. Tüm gün gözlerini karnıma dikip Asrın'ın üzerindeki delici bakışlarını umursamadan mutlulukla gülümsemişti. Eğer o bu kadar mutlu olduysa böyle bir ihtimalde Asrın'ı düşünemiyordum. Çok mutlu olurdu.
Ahh, unutmadan bir de Atıf'ın bu gece abisi için hazırlattığı özel doğum günü kutlaması vardı. Asrın'ın kimlikte yazan doğum gününün geçtiğini bilse de senelerdir aynı tarihte birlikte kutladıkları günün bu güne denk gelmesini sağladığını söylemiş ve onu mutlaka zamanında restorana getirmem gerektiğini defalarca kez tekrarlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARFINAZAR ~İçimdeki Yıldırım~
Teen Fiction"Fazla vaktinizi almayacağım, direkt konuya gireceğim. Birçok şeyin farkındayım. Bana karşı beslediğiniz duygularınızın da, her görev emrinde dönüşümü beklediğinizin de, her yara aldığımda acı çektiğinizin de hepsinin farkındayım." Gözlerini gözler...