Üç günde üç bölüm 🤠
Ama alışmayalım lütfen ✋🏻✋🏻
Aslında bu bölümü hemen atmayacaktım ama canım sıkkındı biraz ve yorumlarınız beni mutlu eder diye düşündüm 👉🏻👈🏻
***
Bölüm 39: çünkü Felix söylememi istemiyor
Jeongin
Burnuma değen saçlar yüzünden yüzümü buruşturdum. Elimle onları çekmeye çalıştığım sırada ise yabancı parmaklar buna engel olmuştu. Gözlerimi aralayıp parmakların sahibine, göğsümde yatan Hyunjin'e, baktım
"Günaydın." dedi gülümseyip
Daha yeni uyandığımdan hala bazı şeyleri algılamakta zorluk çekiyordum. Hyunjin'in çıplak omuzlarına, bacaklarım arasında duran bacaklarına baktım. Üstümüzde ince bir örtü vardı sadece.
Dün gece saatlerce seviştikten sonra üzerimize örttüğüm örtü.
Dün gece olanlar teker teker zihnime dolarken ben de gülümsemeden edemedim.
"Günaydın, iyi uyudun mu?"
Hyunjin dudaklarıma uzanıp kelebek öpücüğü bıraktı ve geri göğsüme yattı
"Evet, çok güzel uyudum." derken parmağıyla göğsüme bıraktığı bir izin üzerinden geçiyordu. Aklıma gelenle ben de elimi onun kalçasına attım
"Canın yanıyor mu?"
Soruma karşılık utanarak yüzünü göğsüme sürttü, "Hayır Jeongin.."
Bazen onun çift kişilikli olduğunu düşünmeden edemiyordum gerçekten. Dün gece tüm bunları yaparken asla utanmıyordu. Şimdiyse minik bir kedi gibi göğsüme yaslanıyordu. Fakat tatlıydı işte ve ben ona dayanamıyordum.
Kıkırdadım ve saçları arasına bir öpücük kondurdum. Hyunjin birden yüzünü kaldırıp bana baktı ve merakla sordu
"Senin canın acıyor mu?"
Kendimi yokladım. Kalçamda çok olmasa da hafif bir sızı vardı. Dudaklarımı büzdüm, "Acıyor." işaret ve baş parmağım arasında küçük bir kısım gösterdim "Sanırım sen bana biraz sert davrandın Jinnie."
Hyunjin elimi ittirdi ve iki eli üzerinde doğrulup bana baktı gözlerini kısarak, "Hayır bir kere sen fazla yumuşaktın."
Savunması içten içe beni güldürdü. Bunu söylerken hem kendini haklı çıkarmaya çalışıyor hem de benim için endişeleniyordu. Bunu, çatılmış kaşlarına tezat endişe ile üzerimde dolanan harelerinden anlamıştım.
"Yumuşak olmasamıydım acaba?" derken önüne gelen saç tutamlarından birini kulağının arkasına attım, "Hangisini daha çok seversin bilmiyorum ki?"
Hyunjin'in endişeyle parlayan gözleri yerini yaramaz parıltılara bırakırken dudakları iki yana kıvrıldı. Yüzüme biraz daha yaklaştı ve burunlarımızı birbirine sürttü
"Denemeden öğrenemeyiz."
Güldüm ve elimi çıplak omzunda gezdirmeye başladım
"Öyle mi?"
"Öyle." dedi Hyunjin dudaklarımızı birleştirmeden hemen önce. Ağırlığını üzerime verip daha rahat öpmeye başladı beni. Ben de omzundan tutmaya devam ediyordum onu.
Fakat biliyorsunuz. Biz Hyunjin ve Jeongin'iz. Elbette biri gelip böyle güzel analarımızın içine sıçmalıydı!
Bu yüzden de sabah öpücüğümüz uzun sürmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stolen Cookies | Hyunin
FanfictionBulundukları şehirden sıkılan Hyunjin ve Jeongin, Jeongin'in çaldığı kurabiyeleri satarak kazandığı paraya ve Hyunjin'in babasından kalan külüstür motoruna güvenip hayatlarından kaçmaya çalışırlar. Bu sırada dostlarını kaybeden Jisung ve Felix ikili...