51

807 113 473
                                    


Bölüm 51: her şeyim istemiyordu beni


Jeongin

Polislerden kaçışımızın ardından Jisung ile konuşmuştuk. Arkamızdan bir araba geldiğini söylemişti ancak dakikalardır kimse yoktu burada.

Yani sanırım atlatmıştık.

Bu yüzden şimdi, yolun kenarındaki bu ıssız toprak alanda biraz daha ilerleyip Jisung ve Felix'in yanımıza gelmesini bekliyorduk. Jisung, Hyunjin'in telefonu sayesinde nerede olduğumuzu biliyordu sonuçta.

Hava almak için ikimiz de arabadan inmiştik. Kollarımı bağlamış şekilde arabaya yaslanmıştım ve Hyunjin de başını omzuma yaslamıştı. Gün batmak üzereydi, hafif bir esinti vardı. Gerginlikle dudaklarımı dişlediğim sırada arkamızdan gelen sesle ikimiz de o tarafa döndük.

Neyseki Felix'in eski, yeşil arabasaydı yalnızca. Rahat bir nefes verdim. İkisi de hızlıca arabadan çıkıp yanımıza ulaştı.

"Ne bok yiyeceğiz şimdi?"

Felix'in sorusuyla ellerimi saçlarımdan geçirdim

"Bilmiyorum.." dedim. Bilmiyordum gerçekten. Minhyuk hayatımızdan çıksa da hala uğraştırıyordu bizi.

Göt herif.

"Arabayı burada bırakıp gidelim işte. Her türlü sıkıntı yaratacak."

Jisung'un önerisi mantıklı gelmişti. Bir başka çevirmede atlatamazdık büyük ihtimal. En iyisi arabayı bırakıp siktir olmaktı. Dördümüz onların arabasında yolculuk edebilirdik ne de olsa.

"Ya o kadar kolay mı?" Felix birden öne atılınca hepimiz ona baktık "Hiç mi film izlemediniz oğlum siz?" dedi ve bizim arabayı gösterdi

"Polisler arabayı bulsa ne yaparlar sizce? Parmak izine bakarlar tabii!" dedi ellerini iki yana açıp. Düşündüm. Doğru söylüyordu sanırım.

"İlk defa mantıklı bir şey söyledin fark ettin mi?" dediğimde Felix gözlerini devirdi

"Hyunjin'i de alıp seni burada bırakırım görürsün!" derken minik parmağını bana doğrulttu.

"Of başımıza neler geliyor siz hala didişme peşindesiniz." dedi Jisung hafif bir sinirle. Doğrusu Felix'i gıcık etmek çok hoşuma gidiyordu ancak Jisung haklıydı, bu yüzden sustum.

"Ne yapacağız peki? Arabayı birden yok edemeyiz."

Hyunjin gerginlik arasında sakince sorduğunda herkes bir süre sustu. Kısa süre sonra, şaşırtıcı şekilde, Felix yine bir şey söylediğinde ona döndüm

"Bizim arabada küçük bir bidon benzin vardı. Onu sizin arabaya döküp tutuşturalım. Kül olsun işte."

Gerçekten mantıklıydı. Burası oldukça ıssız ve otoyola da uzak olduğundan yangını hemen fark edemezlerdi de. Herkes birbirine emin olamayarak bakarken arabanın kapısını açtım

"Bundan daha iyi bir fikrimiz yok. Eşyalarımızı toplayalım."

Hyunjin de benimle birlikte arabaya girdiğinde birlikte eşyalarımızı topladık hızlıca.

"Her şeyin tamam mı?"

Hyunjin'e döndüğümde direksiyonu okşadığını gördüm.

Dudaklarını büzdü, "Bizi taşıdığın için teşekkürler güzel araba.." ellerini yavaşça direksiyonda gezdirmeye devam etti. Oldukça şirin gözüküyordu. Düşününce şimdi.. Ben de biraz duygusallaşmıştım sanki. Bu arabayla birçok anımız vardı sonuçta ve-

Stolen Cookies | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin