Bölüm 13: sıçıp sıvamak**
Gözüme giren siktiğimin güneş ışığı tatlı uykumdan uyanmama sebep olmuştu. Hala daha güneş ışığı yüzüme geldiği için gözlerimi az da olsa açtım ve ışıktan kaçmak amacıyla kendimi sola doğru döndürdüm. Fakat beklediğim şey tabiki de Hyunjin'in bana dikilmiş gözleri değildi.
"Tanrım-sikeyim of!"
Bir anlık panik yapsam da sonradan sadece Hyunjin olduğunu anlayıp rahatlamıştım. Gözlerimi iyice ovaladıktan sonra onları araladığım zaman Hyunjin'in hala daha bana baktığını fark ettim.
"Günaydın."demişti sonunu uzatarak
İstemsizce sırıttım ben de,"Günaydın." dedim. Hyunjin kirpiklerini ağır ağır kırpıştırdı ve gamzelerini göstererek gülümsedi.
"Ne var? Neden öyle bakıyorsun be-?!"
Sözümü kesip hemen ardından, "Çok güzelsin." demişti. Bununla beraber susmuş ve kalp atışlarımın yeniden düzensizleşmesine engel olamamıştım. Saçmaydı. Hyunjin birkaç laf ediyor, gülümsüyor ya da bana dokunuyordu ve benim göğsümün altında kan pompalayan organım koşturmuşum gibi triplere giriyordu.
Şaşkınlığımı ya da her ne bok hissediyorsam bunu bir kenara bırakıp yatakta doğrulduğum zaman Hyunjin de biraz uzaklaşmıştı benden.
"Gece bir şey mi içtin sen, ne bu bakış falan?"
Gerçekten de bakışlarında bir gariplik vardı. Her zaman bomboş bakan gözlerinde şimdi yıldızlar vardı fakat pek de hayra alamet durmuyorlardı. Daha çok şuraya buraya dönüyor gibilerdi.
Hyunjin gülümsemesinden asla ödün vermedi,"Nasıl bakıyorum?"
Kaşlarım çatılı ona baktım, "Kafan güzel gibi.." dedim ve yaklaşıp üzerini kokladım. Fakat hayır, içki kokmuyor aksine bolca kendi gibi kokuyordu şu an.
Kurabiye
"Bir şey içmedin, öyle değil mi?"
Soruma karşılık Hyunjin dudaklarını büzdü ve düşünmeye başladı bir süre. Sonrasında ise çapkın bir gülümsemeyle yüzüme yaklaştı
"Dudakların Jeongin... Dudaklarından başka bir şey içmedim dün gece."
Dediklerine karşı ne yapacağımı bilemeyip yalnızca, "Ne?!" diyebilmiştim.
Bu çok şeydi... Garipti! Ayrıca korkmaya başlamıştım çünkü gerçekten de iyi görünmüyordu.
Hala daha dudaklarını büzüp gözlerini kapatarak bana yaklaşan Hyunjin'i omzundan tutarak durdurdum
"Hyunjin... İyi misin sen?"
Zar zor araladığı kirpikleri ardından bana baktı. Birden az önceki o bakışları ve gülümsemesi gitmişti. Canı yanıyormuş gibi baktı bana
"M-midem bulanıyor..."
Gözlerinin dolduğunu gördüğüm zaman istemsizce elimi saçlarına çıkarttım.
Ne olmuştu? Neyi vardı da böyle davranıyordu şu an? Kötü bir şey olmuştu sanki fakat anlatamıyor gibiydi.
"Ben uyuduktan sonra ne yaptın Hyunjin?"
Elim altında duran başını avucuma sürmeye devam ederken, "Kurabiye." dedi
"Sanırım çok fazla yedim..."
Kaşlarımı çattım. Ne kadar yemiş olursa olsun kurabiyelerin bu haline bir açıklaması olamazdı. Anlamak için ona bir soru daha soracağım sırada beni durduran şey odanın dışından gelen tıkırtılardı. İkimiz de kapının o tarafa baktığımız sırada tıkırtılar adım seslerine dönmüştü ve birden kapı açılıp içeri Sana ve Dahyun gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stolen Cookies | Hyunin
FanfictionBulundukları şehirden sıkılan Hyunjin ve Jeongin, Jeongin'in çaldığı kurabiyeleri satarak kazandığı paraya ve Hyunjin'in babasından kalan külüstür motoruna güvenip hayatlarından kaçmaya çalışırlar. Bu sırada dostlarını kaybeden Jisung ve Felix ikili...