Uzun süre sonra merhaba!!
Uzun bir aradan sonra pek güzel bir bölüm olmadı ancak elimden bu kadarı geldi inanın..
Bölümün sonundaki yazar notumu okuyup fikrinizi de belirtmeyi unutmayın lütfen, çok önemli!!!
Keyifli okumalar 💌
*hatırlatma: en son hyunjin ve jeongin aralarındaki meseleyi halletmişti ve konuşmak için jisung ve felixi çağırdılar
Bölüm 54: yeniden arkadaş olabilecek miyiz?
Jeongin
Küçük otel odasında bir o yana bir bu yana dönüp duran ve tırnaklarını kemiren Hyunjin'i takip etmek başımı döndürmüştü.
"S-sence neden bu kadar uzun sürdü gelmeleri? Konuşmak istemiyorlar mı yoksa?"
Onları aramamdan bu zaman kadar kaçıncı defa bu soruyu sorduğunu saymamıştım ancak oldukça fazlaydı
Oldukça, fazla.
Artık cümleyi söylemeden hangi ifadeyi takınacağını tahmin edebileceğim kadar fazla. Mesela az önce yaptığı gibi şimdi de kemirdiği tırnaklarını ağzından uzaklaştırmış, dudaklarını büzmüş ve kaşlarını yukarı kaldırmıştı.
Bu yüzden yüzümü ovdum
"Hyunjin lütfen oturur musun?"
"Yapamam! Stresliyim."
Sonunda tam karşımda durmuş ve ellerini iki yana açmıştı. Oturduğum yataktan kalkıp yanına gittim ve ellerimi omuzlarına koyup dikkatini çekmeye çalıştım
"Sakinleş, sadece özür dileyeceksin-"
Sözümü bitirmeden tıklanan kapı ile Hyunjin'in gözleri kocaman olmuştu
"Bak geldiler. Şimdi güzelce konuşacağız." dedim ve kapıya adımladım ancak Hyunjin kolumdan tuttu beni
"Bekle, hazır değilim."
Gözlerimi devirdim
"Ne demek hazır değilim?!"
Cevap vermesine izin vermedim, tutuşundan kurtulup sonunda kapıya ulaştım ve açtım. Karşımda Felix gergince gülümsüyor ve onun biraz arkasında duran Jisung asla yüzünü kaldırmadan yere bakıyordu. Onların da en az Hyunjin kadar gergin olduğu belliydi.
Ben de hafifçe gülümsediğim zaman Hyunjin'i sağımda hissettim. Usulca onlara bakmaya çalıştı. Ancak elbette böyle birbirimize bakarak olmayacağından geri çekildim, Hyunjin'i biraz iteklemek zorunda kalmıştım, ve kapıyı sonuna kadar araladım
"İçeri girin." dediğimde Felix elini Jisung'un omzuna attı ve birlikte içeri adımladılar. Otel odası biraz fazla küçük olduğundan başta dördümüz de nereye geçeceğimizi bilemeyerek birkaç adım attık. Sonunda ise herkes yerinde kalmaya karar vermişti. Öylece birbirimize bakıp garip bir sessizlik oluşturduğumuzda Felix boğazını temizledi ve gergince gülümsedi. Hiçbir şey yokmuş gibi
"Ee nasılsınız?" dedi
Eh, pekala iyi değildik. O da bunu biliyordu. Ancak Felix'in bir tür sorun çözme mekanizması olan 'hiçbir şey olmamış gibi davranmak' devreye girmişti sanırım.
Jisung ona 'ciddi misin?' bakışı attığında yavaşça omuz silkti ve gülümsemeye devam etti. Ortamdaki garipliğe son vermek için konuşmaya başlayacaktım ki
"Berbat bir arkadaş olduğum için üzgünüm çocuklar."
Hyunjin böyle ortaya atladı ve ben ağzımı açamadım. Gözlerini sımsıkı kapatmıştı ve hareketsiz, öylece duruyordu. Tepkilerinden ya da bakışlarından korkuyor olmalıydı. Fakat onları gören birisi olarak Hyunjin'in bu korkusunun çok yersiz olduğunu söylemeliyim. Ne Jisung ne de Felix kötü bir tepki vermemişti. Her zamanki gibiydi ikisi de. Yalnızca Hyunjin için endişelilerdi. Yüzlerinden sadece bu okunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stolen Cookies | Hyunin
FanficBulundukları şehirden sıkılan Hyunjin ve Jeongin, Jeongin'in çaldığı kurabiyeleri satarak kazandığı paraya ve Hyunjin'in babasından kalan külüstür motoruna güvenip hayatlarından kaçmaya çalışırlar. Bu sırada dostlarını kaybeden Jisung ve Felix ikili...