Merhaba!!
Biraz kısa ve geçiş bölümü gibi oldu beğenmedim pek umarım yanlış yoktur, iyi okumalar
**
Bölüm 53: tuhaflıkların en güzeli sevmek ve sevilmek!
Jeongin
Seul'de ilk sabahımız.
Kalbimde en ufak bir kırık yoktu. Kırıklarım dün gece onarılmıştı. Yanımda tüm güzelliğiyle uyuyan sevgilim tarafından onarıldı. Tüm parçaları bir araya getirdi Hyunjin ve ben tamamlandım.
O da tamamlandı.
Biz tamamlandık.
Evet bence biz artık tamamlandık. Birkaç parçası eksik yapboz gibiydik. Eksik parçaları yerine koysak da yeni parçalar da ekleniyor bizim yapbozumuza. Yine de yılmadan her seferinde bu parçalara uygun yerleri buluyoruz.
Hiçbir ilişki mükemmel değildir. Değil mi? Hyunjin ve ben de mükemmel değiliz. Buna rağmen her geçen gün, her krizimizde, belki birbirimizi kırdığımızda bile sanki daha da yakınlaşıyoruz.
Çünkü anlıyoruz.
Hyunjin beni anlıyor, ben onu anlıyorum. Bence önemli olan da bu.
Bu yüzden uyuyan bedenine bakarken hafifçe sırıtmadan edemiyordum. Ne güzel seviyorduk birbirimizi!
Kalbimden aynen şunlar geçiyordu: ne güzel şey sevmek ve sevilmek! Değil mi Jeongin?
Öte yandan aklımdan geçenler şunlardı: ne garip şey sevmek ve sevilmek! Bir insanın bir insanı bu denli anlaması, yüzüne bakınca bile huzur bulması mümkün mü Tanrı aşkına?!
İkisi de doğru. Sevmek ve sevilmek hem çok güzel hem de çok garip. Tuhaflıkların en güzeli sevmek ve sevilmek.
Tuhaf sensin. Ne diyorsun böyle? Romantiğe mi bağladın?
Aklım yine dalga geçiyordu benimle
Sevmek, sevilmek çok güzel. Sen böyle devam et Jeongin!
Kalbim de onu yatıştırmaya çalışıyordu.. Kavga ediyor gibilerdi ancak birbirlerini dengeliyorlardı bence. Yine de komiğime gitti içimdeki bu hal. Dudaklarımı birbirine bastırdım bir kıkırtı kaçmasın ağzımdan diye. Bu sırada arkası bana dönük yatan Hyunjin de benden tarafa dönmüştü. Yüzü gözlerim önündeydi şimdi.
Hah, işte şimdi gün aydı! Değil mi Jeongin?
Abartma.. Yavaş yavaş gidelim şu romantizm işinde. Jeongin daha çok yeni, sonra bünyesine fazla gelecek..
Dudaklarımı birbirine daha sıkı bastırıp Hyunjin'e yaklaştım yavaşça. Saçının bir tutamı burnunun üzerine gelmişti ve nefes verdikçe yavaşça hareket ediyordu sarı tutam. Onu rahatsız edeceğini düşünüp saçını arkasına aldım narin hareketlerle. Kapalı göz kapaklarından ince damarları belli oluyordu, yattığı yastık yüzünden yanağı katlanmıştı hafifçe. Zaten dolgun olan dudakları daha dolgun duruyordu şu an. Tatlı bir ördek gibi duruyordu hatta! Dayanamadım ve parmaklarımı dudaklarına bastırdım.
Hafiften çatlamış dudakları üzerinde gezdirdim parmaklarımı. Bir süre sonra parmak uçlarımda bir ıslaklık hissedince kaşlarımı çattım. Hyunjin dilini çıkarmıştı. Parmaklarımı oradan çekmediğim zaman gözleri kapalı şekilde güldü. Ben de güldüm
"Ne yapıyorsun?"
Kıkırtıları arasından başta ne dediğini anlamamıştım bu yüzden bir süre sustum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stolen Cookies | Hyunin
FanfictionBulundukları şehirden sıkılan Hyunjin ve Jeongin, Jeongin'in çaldığı kurabiyeleri satarak kazandığı paraya ve Hyunjin'in babasından kalan külüstür motoruna güvenip hayatlarından kaçmaya çalışırlar. Bu sırada dostlarını kaybeden Jisung ve Felix ikili...