23

1.4K 183 452
                                    

Kontrol edemedim ve hızlıca yazdım umarım yanlış yoktur 😣

Oy ve yorum atmayı unutmayın 😽

**

Bölüm 23: çok büyük bir hata yaptın yang jeongin

Sonunda kafeden çıkıp eve doğru adımlamaya başlamıştım. Olanlardan sonra bunu direkt Minho'ya anlatmak istemiştim ama aksi gibi , teyzesi hastalandığı için apar topar izin alıp gitmişti kafeden.

Harikaydı!

Ona tek kelime bile edememiştim. Bana akşam ararsın beni demiş ve gitmişti.

Gerçekten de hayatımda birine ilk defa danışmak istemiştim ama o da elimden kaçmıştı.. Ne yapmam gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Gerçekten yoktu, bu çok zordu herif bizi kapana kıstırmıştı. Aklımda sadece kaçmak vardı şu an. Zaten buraya da bağlı değildik ki kaçsak bir şey olmazdı. Daha uzağa gitmemiz lazımdı ama elimizin altındaki tek araç olan motorla da biraz kısıtlıydı bunlar.

Ayrıca olanları Hyunjin'e açıklamak zor geliyordu bana. Nasıl tepki vereceğini kestiremiyordum. Belki korkacaktı geri dönelim diyecekti.. Hayır bu ihtimal canımı çok sıkıyordu. Hem Hyunjin beni bırakmazdı öyle değil mi? Yine de bunları duymak onu iyi hissettirmezdi ve ben onun kötü hissetmesini istemiyordum. Tanrım.. Başa dönmüş gibiydim, Hyunjin'i kaçıran adamları ilk gördüğüm sefer de telaşa girmemesi için ona, hatta hiç kimselere, bir şey demeyip kendim kalkmaya çalışmıştım altından.

En büyük sorunum buydu sanırım.  Her şeyi kendim yüklenmeye çalışıyor olmam aslında annemi kaybettiğimde başladı. O ölmeden önce her şeyimi ona sorardım ben. Hemde her şeyimi. O benim için bir anneden daha fazlasıydı hep. Ona danıştığımda çözülmeyecek problemim olmaz gibi hissederdim. Fakat kendini öldürdüğü zaman her şeyin benim yüzümden olduğunu düşünmeden edemedim. Neden yapmıştı bunu annem? Ben çok mu sıkmıştım onu? Bunları sormadan edemiyordum ve etrafımdaki insanlar da böyle hissettirdi hep bana.

Daha sadece lisenin başlarıydı, okuldakilerin karşıma geçip berbat bir çocuk olduğumu haykırıp annemin benim yüzünden kendini öldürdüğünü söyledikleri zaman.

İster istemez çok içerlemiştim bunu. Bu yüzden de hiçkimseye kendi derdimi açmamıştım. Kimseyi yormak istememiştim kendimle. Neden beni çeksinler ki, diye düşünürdüm.

Annem bile çekememişti beni..

Düşünceler zihnimi öylesine meşgul etmişti ki eve vardığımın hatta geçmek bile üzere olduğumun farkında değildim.

Hyunjin'i görecek olmanın hem sevinci hem de kötü haberler getirmiş olmanın üzüntüsüyle kapıya ilerledim

Siktir..

Kapı açıktı.

Kalbim güm güm, ağzımda atmaya başladığında hışımla içeri adımladım

"Hyunjin!"

Ses yoktu.

Tanrım, dejavu yaşıyordum!

Endişe tüm bedenimi sarmış, nefeslerim düzensizleşmişti. Korkuyla dudaklarımı dişledim zira ağlamak üzereydim

"Hyunjin.." dedim titreyen sesimle bir defa daha ve merdivenlere adımladım. Bir umut yukarıya da bakacağım sırada arkamda nefes nefese bir ses duydum

"Jeongin!"

Hyunjin'in sesi bedenimi birden rahatlatırken kendimi ona doğru koşarken buldum. Başındaki düşmek üzere olan beresi, gelişigüzel giydiği montu ile karşımda küçük çocuklar gibi duruyordu. Onu kendime çekip sımsıkı sarıldım

Stolen Cookies | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin