Haha merhaba bu defa bir ay sonra yb atmadım daha 3 gün daha var öalamwlq
Ama yine çok oldu evet :(((
Buna rağmen pek güzel bir bölüm olmadi zaten geçiş bölümü gibi ve ben yazarken de bir kısmı yazıp haftalar sonra diğer kısmı yazdığım için..
Bilmiyorum içime sinmedi pek
Çoğu şeyi unutmuş olacağınızı düşündün bu yüzden önceki bölümlerin kısa bir özetini geçeyim
En son Hyunin denize geldi. Jilix de banginho'nun yanına gitmişti ama birkaç gün sonra ayrılıp kendileri gezme kararı aldılar. Bu sırada Hyunin, Jilixi aradı ama Jilix onlara nah çekti (ne yaptılar nasıl açıklasam bilemedim aölswm)
Öyle
**
Bölüm 40: sevmenin yanlış bir tarafı yok
Denizin kenarından yürürken dalgaların getirdiği suların ayaklarımı ıslatmasına izin verdim. Jeongin'in aksine ilk defa denize gelmiştim ve itiraf etmeliyim ki en çok hoşuma giden şey kumsalda bıraktığım ayak izlerini izlemekti. Neden bilmiyorum fakat bir görünüp bir diğer dalgayla kaybolmaları bana farklı bir huzur vermişti.
Sonunda bizim çadırımız, çadırın önünde oturup dalgın dalgın denize bakan Jeongin görüş alanıma girince adımlarımı hızlandırdım. Jeongin o kadar dalgındı ki geldiğimi ancak ben yanına oturunca fark etti. Şaşkın bakışlarla bana baktığında elimdeki poşeti kucağına attım.
"Ye, hadi."
Yine aynı şaşkın bakışlarla bir bana bir de kucağındaki poşete bakıyordu. Jeongin'in böyle garip bir bakışı vardı. Kaşları yukarıda, ağzı yarımca açık ve göz bebekleri bir o yana bir bu yana gidip geliyor.. Bu bakışını daha dün onu öpmeden önce de yapmıştı ve ondan önce onu sevdiğimi söylediğimde de..
Tatlıydı aslında
"Bu ilk zamanları hatırlattı.." dedi aldığım çörekten bir ısırık almışken
"Hangi ilk zamanlar?" bir tane çörek de ben aldım
Jeongin lokmasını yuttu, "Gece yarısı parka gittiğimiz gün varya.. Kaçmadan hemen önce."
O gün yaşadığımız şeyler teker teker zihnime dolarken gülmeden edemedim.
"Sana dokunmama izin vermiyordun ama bana sarılır mısın demiştin..?"
İlk zamanlarda ikimiz de gerçekten çok farklıydık. Aslında farklı değildik. Sadece kendimiz gibi değildik sanırım.
Söylediklerimle Jeongin bana bir bakış atmış ardından hemen gözlerini kaçırmıştı
"Aptaldım işte.. Neden sürekli yüzüme vuruyorsun?"
Ağzı dolu bir şekilde sızlanmaya başladığından gülümsemem kıkırdamaya dönüşmüştü.
"Dünkü gibi bir itiraf bekliyorum belki?" dedim ellerimi iki yana açıp fakat bu dediğim, homurdana homurdana ağzındakini çiğneyen Jeongin'in durmasına sebep oldu. Büzülmüş dudaklarıyla bir süre bana baktıktan sonra ağzındakini yuttu ve konuşmaya başladı
"Y-yoksa senin de mi itiraf edeceğin bir şey var? Yine..?"
Bir an dün benim ne itiraf ettiğim aklıma gelmediğinden ne dediğini anlamadım. Fakat sonradan jeton düşmüştü. Jeongin'in yüzüne yaklaşıp gülümsedim
"Dünkü itirafımdan çok mu hoşlandın?"
Ve evet, Jeongin yine o garip ve şaşkın bakışı takınmıştı. Birkaç defa yutkunduktan sonra ise başını iki yana salladı ve beni ittirdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stolen Cookies | Hyunin
FanfictionBulundukları şehirden sıkılan Hyunjin ve Jeongin, Jeongin'in çaldığı kurabiyeleri satarak kazandığı paraya ve Hyunjin'in babasından kalan külüstür motoruna güvenip hayatlarından kaçmaya çalışırlar. Bu sırada dostlarını kaybeden Jisung ve Felix ikili...