Bölüm 4: benim doğamda yok****
"Tanrım, o psikopat çocukla çıkıyor olduğuna inanamıyorum!"
Önümdeki taşa bir tekme atıp ileriye savrulmasını sağladım
"Ben de saçlarının turuncu olduğuna inanamıyorum."
Felix kıkırdadı, kaykayını sürerek önümü kesti ve kaykaya ayağıyla vurup eline aldı "Aşırı derecede seksi olduğum için beni kıskandığını biliyorum ama konuyu değiştirme güzelim."
Gözlerimi devirip onu omzundan ittirdim ve yürümeye devam ettim
"Kıskanmışmış. Hah, kıçımın kenarı."
Yeniden arkamda kalan arkadaşımın kaykay sesi kulaklarıma doldu ve yanımda bitti "Hadisene anlat."
Ellerimi cebime koydum, "Dün ona kurabiye sattım ama yanında para olmadığı için evine gittik-"
Birden Felix'in kaykay sesi durunca ben de durdum. Başımı ona çevirip 'ne var?' der gibi baktım, o ise piç gibi güldü "Seviştiniz mi lan yoksa?"
Felix eliyle ağzını kapattı, "İlkini ona mı verdin Jeongin?!"
Gözlerimi devirip önüme döndüm ve yürümeye devam ettim. Aslında şaşırmamıştım, Felix genelde alt taraflarıyla düşündüğü için bunu söylemesi normaldi.
"Alttaydın değil mi? Bu yüzden böyle yapıyorsun. Üzülme be innie, bir dahakine sen üstte olursun."
Bu defa yüzümü buruşturdum, "Tanrım, Felix iğrençsin. Öyle bir şey olmadı tamam mı?!"
Ani çıkışıma karşılık hiçbir belirti göstermedi, yalnızca "Dostum bu iğrenç değil. Bu bizim doğamızda var." dedi
"Benim doğamda yok." dedim soğuk çıkan sesimle
Felix birden kaykayını hızlandırıp önümü kesti ve parmaklarını dudaklarıma bastırdı "Daha öpüşmedin bile. Bilemezsin."
Sinirle kaşlarımı çatıp eline vurdum ve dudaklarımla temaslarını kestim
"Siktir, çek şu pis parmaklarını!"
Felix bana dokunduğu elini diğer eliyle okşadı "Pis değil!" diye bağırdı. Bu sırada tek koluna astığı çantasının yan kısmında parıldayan matara gözüme çarptı. Hızlı bir hareketle matarayı fileli kısımdan çıkartıp elime aldım ve Felix'in gözleri önüne getirdim "Okulda bile bunu tutuyorsa benim için pistir."
Felix şaşkınca suratıma bakarken ağzını açtı fakat konuşmasına izin vermeden minik tenekeyi salladım ve boş olduğunu fark ettim "Ne ara hepsini içtin amına koyayım?" diye sordum ve birkaç adım ona yaklaşıp gözlerinin tam içine baktım, benim aksime o asfaltı izlemeyi tercih etmişti
"Kafan güzel öyle değil mi?"
Bilerek buz gibi çıkan sesim onda hiçbir etki bırakmamıştı. Birden sağ ayağını yerde sürüyüp kaykayı üzerinde ilerledi ve kollarını iki yana açtı, "Kafam güzel olsa böyle yapabilir miyim sence?"
Hayal kırıklığıyla başımı öne eğdim ve yürümeye devam ettim. Ona yapma demekten dilimde tüy bitmişti fakat o yapmış üstüne üstlük şimdi de beni siklememişti. Bir süre sadece onun kaykay sesiyle ilerlemiştik. Ne o konuşmuştu ne de ben. Elimde hala aptal matarasını tuttuğumu fark edince ona uzattım. Usulca elimden alıp yerine geri koydu.
"E nasıl sevgili oldunuz peki?"
Konuyu dağıtmak için sorduğu aşırı belli olan bir soruydu, omuzlarımı silktim "Normal insanlar gibi Felix. Bana çıkma teklifi etti, ben de kabul ettim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stolen Cookies | Hyunin
FanfictionBulundukları şehirden sıkılan Hyunjin ve Jeongin, Jeongin'in çaldığı kurabiyeleri satarak kazandığı paraya ve Hyunjin'in babasından kalan külüstür motoruna güvenip hayatlarından kaçmaya çalışırlar. Bu sırada dostlarını kaybeden Jisung ve Felix ikili...