Merhaba!!
Böyle heyecanlı bitirip geç bölüm attığım için üzgünüm öncelikle :(
Ancak hem zor bir hafta geçirdim hem de yazması zor bir bölümdü doğrusu
3 defa yazdım ve sildim
Sonunda ise bu bölüm ortaya çıktı.. Ne oldu pek bilemiyorum doğrusu.
He bir de hyunjin önceki bölümün başında daha rüyayı görmemişti bölümün sonunda arabada uyandığı rüya 49. Bölümde anlattığım rüya.
Bazı kişiler karıştırmış umarım olmuştur şu an
Umarım bölüm hoşunuza gider ve anlatmak istediğimi anlarsınız iyi okumalar!!
***
Bölüm 52: İnsan âşık olunca özgür kalıyordu!
JeonginBen kendimi bildim bileli duygularımı anlayamazdım pek. Çözemezdim tam olarak onları ve tanımlayacak cümleler çıkmazdı ağzımdan. Neden böyleyim bilmiyorum. Kararlarımı verirken bana nasıl hissettirdiklerini düşünmek asla bir yöntemim olmamıştı. Her zaman ne kadar az zarar görürüm diye bakardım olaylara. Nasıl sıyrılırım? Nasıl yara almadan kurtulurum acaba?
Buna benzer benim sorularım. Kafam ancak bunlara çalışır. Belki de çocukluktan yaşadıklarım yüzünden böyle bilemiyorum. Çocukluğumu suçlamayı da huy edindim şu sıra.. Ancak konumuz bu değil.
Konumuz senin karar verme şeklin de değil ahmak.
Diyor musunuz acaba?
Demeyin lütfen.
Konumuz Hyunjin.
Biliyorum.
Güzel Hyunjin'im.
Ona geleceğiz elbet ancak beni bir dinleyin.
Yara almadan kurtulmak dedim ya az önce. Aslında burası biraz komik. Yara almak derken fiziksel yara benim hep kaçtığım. Ancak kendimi, duygularımı böyle baskılayıp fiziksel yaralardan kaçarken ruhsal yaralarımı unutuverdim ben.
Ruhsal yaralar can yakmaz mı peki? Yakar. Hemde fiziksel yaralardan daha çok yakar onlar insanın canını. Ruhsal yaraları kimse de görmez üstelik. Sadece yaranın sahibi görür ve hisseder onları. Böylesi de daha çok yaralar bana kalırsa insanı.
Uzun süre mantıklı bir insan olduğumu da düşündüm bu karar verme yöntemimden dolayı. Mantıklı, hah! Ruhunu sıkmak, benliğini böylesine baskılamak mantıklı mı aptal Jeongin?
Ancak hep böyleydim işte. Babamdan tokat yememek için bazı şeylere kulağımı kapatırdım. Cevap vermezdim hiç. Daha çok canım yanmasın diye de düşünmemeye çalışırdım. İstemediğim şeyler yapardım. Günün sonunda tokat yemediysem mutlu olduğumu sanardım. Tamam ya! Canım yanmadı ki!
Okuldakiler beni fark etmesin diye başım eğik yürürdüm. Beni duymasınlar diye konuşmaz, itip kakmasınlar diye her şeye kafa sallardım. Günün sonunda laf yemediysem de sahte bir mutluluk sarardı bedenimi.
Annem öldüğünde bile bunu neden yaptığını düşünmedim ben. İçten içe beni bırakıp gitmesi öfkelenmeme neden olsa da susturdum kendimi.
Ancak ben ne zaman kendimi dinlemesem, insanlar yüzünden kendimi baskılasam içimde bir şeyler kırılırdı. Ben kırılırdım biraz. Parçalar gözümün önüne gelirdi aslında görürdüm ben onları. Ancak saklardım. Görmemiş gibi yapar, kendimi kandırırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stolen Cookies | Hyunin
FanfictionBulundukları şehirden sıkılan Hyunjin ve Jeongin, Jeongin'in çaldığı kurabiyeleri satarak kazandığı paraya ve Hyunjin'in babasından kalan külüstür motoruna güvenip hayatlarından kaçmaya çalışırlar. Bu sırada dostlarını kaybeden Jisung ve Felix ikili...