Bölüm 3: Çekiç
"Yani artık bir erkek arkadaşın var, öyle mi?"
Onaylar biçimde başımı salladım. Jisung parmaklarıyla oynarken hafifçe gülümsedi ve "Harika." diye mırıldandı. Bunun hoşuna gitmediği belliydi bu yüzden iyi hissetmesi adına kolumu omzuna attım
"Uzun süredir kimse sana teklif etmiyordu, ne oldu da birden-"
"Ben ettim."
Jisung birden yolun ortasında durdu ve şaşkınca baktı "Ha?"
Onun yüzünden ben de durmak zorunda kalmıştım. Kolumu omzundan çektim ve ellerimi ceplerime koyup omuzlarımı silktim
"Ondan hoşlanıyorum. Yani... Sanırım."
İkinci bir şok dalgası Jisung'ı vururken bu defa biraz şüpheyle baktı bana
"Hoşlandığın biri olduğunu bilmiyor- bekle!" birden bağırınca irkilmiştim. Jisung sanki etrafta birileri varmış gibi bana yaklaşıp fısıldadı
"Yoksa o mu?"
Jisung benim tek arkadaşımdı, ona söyleyebilirdim. Bu yüzden başımı yine aşağı yukarı salladım. Jisung gülümsedi ve bağırmaya başladı
"Tanrım, biliyordum! Seni fark etmemiş olması imkansızdı dostum."
Jisung koluma girip ileriye adımlayınca yürümeye devam etmiştik. Sol elimi enseme attım
"Şey... Aslına bakarsan beni fark etti mi bilmiyorum. Bu biraz karmaşık."
Okulun içine girdiğimizde dedektörden geçeceğimiz için Jisung kolumdan ayrılmak zorunda kalmıştı. Aletin içinden geçerken her zamanki gibi ötünce yanda mışıl mışıl uyuyan ve aptal sese bile tepki vermeyen güvenlik görevlisine bir bakış atıp hızla Jisung'ı koridora soktum
"Yine ne getirdin?"
Çantamı açıp içinden bir çekiç çıkarttığım zaman gözlerini büyüterek bana baktı
"Hyunjin, çekici ne yapacaksın?!"
"Dolabımın anahtarını kaybettim." dedim omuzlarımı silkerken
Jisung bilmişçe işaret parmağını kaldırdı, "Bunun için yedek anahtarlar var, biliyorsun öyle değil mi?"
Sonunda benim dolabımın yanına gelmiştik, çantamı yere atıp çekici elime aldım
"Zaten yedek olanı kaybettim." dedim ve asma kilide bir defa vurdum. Çıkan gürültü yüzünden herkes bizim olduğumuz tarafa dönmüştü. Jisung başını yere eğdi "Bunu yapmasan mı?"
Derince iç çektim ve güçlü bir vuruş daha yaptım, demir hafifçe yamulmuştu sonunda. "Başka nasıl açacağımı bilmiyorum."
Jisung başını iki yana salladı. Sesten rahatsız olduğunu biliyordum ama yapacağım bir şey yoktu ki şu an
"Pekala. Benim Bayan Lee'ye vermem gereken kağıtlar var sonra görüşürüz." dedi ve başı önüne eğik bir şekilde koridorun öbür tarafına ilerledi. Sonuna gönül rahatlığıyla kilidi kırmaya devam edecektim ki dolabımın tam yanındaki rehberlik ofisinin kapısı açıldı ve pancar gibi olmuş suratıyla Bay Park içinden çıktı
"Hwang Hyunjin! Çabuk odama."
Sinirle çekicimi çantama koyup neredeyse her gün girdiğim; etrafta hayatın ne kadar yaşanılası olduğunu vurgulayan posterler ve başarının nasıl elde edileceğini anlatan aptalca yazıların asılı olduğu odasına yeniden ve yeniden baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stolen Cookies | Hyunin
FanfictionBulundukları şehirden sıkılan Hyunjin ve Jeongin, Jeongin'in çaldığı kurabiyeleri satarak kazandığı paraya ve Hyunjin'in babasından kalan külüstür motoruna güvenip hayatlarından kaçmaya çalışırlar. Bu sırada dostlarını kaybeden Jisung ve Felix ikili...