Sevgili Tanrı'm...
Ruhum, bir falezin ortasında, gecenin koyu karanlığına kucak açmış gibi. Tenimde hissettiğim soğuk rüzgarlara bir yenisi ekleniyor ve yaşadığımı hissediyorum, ileriye attığım köklü adımları koyu karanlıklar seyrediyor ve ölümün kucağına kendimi bırakmak için hazır hissediyorum.
Sevgili Tanrı'm...
Günümün çoğunu alkol alarak ve beni neden sevmediğini düşünerek geçiriyorum. Bugün Forward bana hiç olmadığı kadar iyi davrandı ve beni küçük bir date'e çıkardı. Dedi ki "Sevgililik dönemlerimizdeki gibi."
Her şey adeta bir peri masalı gibiydi ta ki sokağın ortasında bir anda gözlerim kapanana ve yere düşene kadar...
Sana kendim bile inanamadığım bir gerçeği açıklamak istiyorum fakat bunu sen zaten biliyorsun değil mi? Sana, senin de bildiğin şeyleri yazmak seni ne denli mutlu eder ki? Keşke okuduğuna dair bir bildirim alsam,
Hey Tanrı'm orada mısın?
Yine bir falezin ortasındayım ve yine bir rüzgar esiyor fakat bu sefer eteğimi tutan küçük bir el var, birisi beni geriye çekiyor... Bir el bana uzanıyor ve ölüm korkusu bedenimi sarmalıyor...
Ölmekten korkuyorum, sanırım artık vazgeçiyorum...
Tanrı'm, bunu duymaya hazır mısın? Söylüyorum!
Sanırım içimde benimle savaşmak için hazır ol da bekleyen bir şey var.
Hamileyim, Buna inanamıyorum!
Çokça inanamayışlarımla...
-𝐸𝑙𝑒𝑛𝑖𝑎 𝐹𝑜𝑟𝑡𝑢𝑛𝑎.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşı Mürekkebi.
Short StoryMürekkebinin gözyaşıyla dolu olduğu bu mektupların hepsi sana Tanrı'm! Bir gün yanına geldiğimde, mürekkebim bitmiş olacak ve bu sefer gözyaşlarımı değil, kendi kanımı kullanacağım.