Sevgili Tanrı'm... (62)

40 25 0
                                    


Sevgili Tanrı'm...

Bugün sana yazdığım mektupları en başından sonuna kadar okudum ve ne de harika bir iş çıkarttığıma gülümseyerek baktım.

Bugün biraz bahçede gezinmeme izin verildi çünkü aylardır bir hücredeydim ve gerçek güneşi nihayet görebilmiştim. Gerçekten güneş bu kadar güzel miydi?

Elime tutuşturdukları ilaçlardan artık o kadar sıkılmıştım ki bana ikram edilen kahveyi adeta kana kana içtim. Nefes alabilmek, güzel kokan çiçekleri görebilmek ve doğanın güzel renk yelpazesi... Her şey çok güzeldi.

Sevgili Tanrı'm, 

Annem Arien bugün de ziyaretime gelmedi ve artık onu beklemeyi bırakmam gerekiyor değil mi? Beni buraya kapattığı günden beri yalnızca üç defa ziyaretime geldi ve daha sonra beni tamamen unuttu. Bundan öylesine eminim ki... Tam beş yıldır beni görmeye gelmiyor oluşu, beni başka bir düşünceye itemedi.

Sana yazdığım mektupları, keşke sana iletebileceğim bir posta kutusu olsaydı veya bir güvercin! Onun bile bu kadar mektubu taşıyamayacağına o kadar eminim ki... 

Babamın bana bıraktığı yazma yeteneğine dayanarak, sana yazdığım mektuplarda yarattığım hayali karakterlere baktım ve hepsine birer birer ağladım... Gerçekler hiç de yazıldığı gibi değildi.

Aslında on yedi yaşındayken sürdüğüm arabada ölen Babam Cooper'ı, Büyükannem Julianna'yı ve Büyükbabam Grander'ı çok özlüyordum. Belki o gün onların ölümüne sebep olmasaydım ve yalnızca kendim yaşamıyor olsaydım, bugünlerde Annem Arien tarafından bu hastaneye kapatılmış olmazdım.

Aklımı yitirdiğimi düşünüyorlar ama yanılıyorlar Tanrı'm!

Hiç bana ait olamayan, hep uzaktan bakakaldığım, yakışıklılığına ve aurasına hayran ve aşık olduğum; 

Sevgili doktorum Forward Fortuna. 

Bu satırlar yalnızca senin için.

Beni her zaman diğer hastalarından ayrı tuttuğunu ve gizliden gizliye bana aşık olduğunu biliyordum veya bilmek istiyordum kim bilir?

Bana gösterdiğin desteği ve sevgini asla unutmayacağımı biliyorsun. Buraya ilk geldiğimde çok hırçındım ve belki de biraz sinirli. Kendime zarar vermemem gerektiğini, bunun için hep benim yanımda olacağını söylediğinde, sana inanmamıştım fakat nasıl yaptığını bilmiyorum ama beni bir şekilde ikna ettin ve kendine aşık ettin!

Tek taraflı aşkın kurtarabileceği hiçbir şey yoktur, senden hastane odasına kapatılmış bir akıl hastasını sevmeni elbette isteyemezdim. Görünüşüm çirkindi ve çokça bakımsızdım fakat bunları umursamadın ve saçlarımı sevdin. Bunları umursamadın ve içimdeki küçük çocuğu sevdin. Bunları umursamadın ve beni sevdin, üstelik iyileştirdin de...

Bazı konularda seni hayal kırıklığına uğratmış olsam da beni affedeceğini biliyorum, unuttun mu ben senin Prensesinim. Bana hep böyle seslenirdin...

Hiç var olmayan fakat var olması için hayatımı önüne sunacağım;

Sevgili Oğlum Brice Benedict...

Bu satırlarım yalnızca sana!

Hayat benim için farklı yazılsaydı ve o treni hiç kaçırmasaydım eminim ki Forward Fortuna ile güzel birlikteliğimizden, senin gibi tatlı bir oğlumuz olacaktı...

Seni hiç görmeden ve hiç var olmadığın halde, senin var olma ihtimaline bile sıkı sıkı tutunduğumu ve seni çok sevdiğimi bil. Seninle hayallerimde buluşmak çok güzeldi ve seni kaleme almak da öyle. Bilmelisin ki ruhumda besliyor ve büyütüyorum, sen aslında yaşıyorsun ve anne seni çok seviyor, baban da öyle.

Ve Sevgili Annem Arien,

bu satırlarım da yalnızca sana!

En çok sana kırgınım, bana anne olamayışına ve beni hiç sevemeyişine... Belki de hiç kabullenemeyişine ve babamı, büyükannemi, büyükbabamı benim öldürmediğime inanamayışına... Beni anlamayışına ve katil ilan edişine çok kırgınım Anne!

Henüz on sekiz yaşındaydım ve odamda geçirdiğim krizden ötürü beni biraz yolculuğa çıkartacağını söyleyip, bu hastaneye getirdin. Burada biraz kalmam gerektiğimi ve bana iyileşeceğimi, beni sık sık ziyarete geleceğini söyledin.

Ama hiç gelmedin.

Ve beni buradan hiç çıkartmadın.

Biliyorum ki babam, büyükannem veya büyükbabam... Onlardan birisi yaşasaydı sen bunu bana asla yapamayacaktın ve gerçek güzel bir hayatım olabilecekti. Benden her şeyi çaldın, özellikle hayatımı, gerçek aşkımı ve hiç doğmamış çocuğumu... Tüm hayallerimi çaldın.

Bunlar için seni asla affetmeyeceğim Anne.

Her şey için en çok sana kızgınım Tanrı'm, 

bana yazdığın bu kaderi asla kabul etmedim ve etmeyeceğim de.

Bu hastane köşelerinde ölüp gitmemi beklediğini biliyorum, var olmayan benliğimde kaybolduğumu da sen de bil. Artık eskisinden bile daha güçlüyüm ve beni kimse yenemez.

Her şeye ve en çok sana karşı geleceğim.

Ölüme baş kaldıracağım ve seni yeneceğim.

Çokça cesaretlerimle...

       -𝐸𝑙𝑒𝑛𝑖𝑎 𝐴𝑠𝑡𝑜𝑛𝑠𝑎𝑛.

Gözyaşı Mürekkebi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin