Sevgili Tanrı'm...
Eğer doğaüstü güçlerim olsaydı, kesinlikle ölüleri diriltme ve ölmek üzere olanları kurtarmak üzerine bir gücüm olurdu. Böylelikle sevdiğimiz kimse ölmez, geride kalanlar acı çekmek zorunda kalmazlardı.
Babamın öldüğü akşam, içimi bir karanlık kaplamıştı. Hiç olmayan güçlerimin var olduğuna inanmış ve onu geri getirebileceğimi düşünmüştüm.
Ben Tanrı değildim, onu geri getiremezdim.
Fakat Sen Tanrı'sın, neden onu geri getirmedin?
Bugün kendimi, sonuna hiç hazır olamadığım bir romanı okuyormuş gibi hissettim.
Sayfaları çevirmeyecektim, böylelikle sonuna hiç gelemezdim.
Sanki heyecanla başlayan bir filmin devamında kötü şeyler oldu ve televizyonu kapatmak istedim fakat bir şeyler benim irademden çıktı ve kitap sayfaları çevrilmeye, film ise oynamaya devam etti.
Kitap kötü bitti.
Film ise acıyla sonlandı.
Kendimi atmayı düşündüğüm o falezden, arabamla birlikte yuvarlanmam gereken o şarampolden düşen bir başkası oldu.
Ölümün kucağına kendimi sebepsizce bırakmam gerekirken,
benim önüme geçen birisi oldu.
Büyükbabam Grander...
Onu kaybettim, onu kaybettik.
İçimde koca bir çınar ağacının devrildiğini ve bu gürültünün tüm dünyada yankı yarattığını hissettim. Köklü bir acı toprağa sıkı sıkıya bağlandı ve kalbimde yeşermesi için gün sayıyor artık.
Sevgili Tanrı'm, o öldü.
Durmaması için gecelerde dua ettiğim kalbi durdu.
Belki yorgun bakan gözlerine aşkın tanıklık ettiği anlar çok güzeldi.
Ve her şeye rağmen yaşayacağına olan inancımız, onun umut bahçelerinde yeşeren güzel birer çiçekti.
Bana asla gitmeyecekmiş gibi bakmıştı, asla bizi bırakmayacakmış gibi.
Aynı babamın yıllar önce baktığı gibi...
Bu yıkımı en çok göğüsleyen Büyükannem oldu.
Fakat her şeyi biliyormuş gibi duran Büyükannem Julianna, onun gidişini asla kabullenemedi.
Tam bir ay oldu.
Fakat her şey hala çok yeni...
Acı çok gerçek...
Ve çok hisli...
Seni çok özleyeceğim Büyükbaba.
Umarım babama çokça sevgilerimi iletmişsindir
ve özlemlerimi de öyle...
Çokça üzüntülerimle...
-𝐸𝑙𝑒𝑛𝑖𝑎 𝐹𝑜𝑟𝑡𝑢𝑛𝑎.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşı Mürekkebi.
Historia CortaMürekkebinin gözyaşıyla dolu olduğu bu mektupların hepsi sana Tanrı'm! Bir gün yanına geldiğimde, mürekkebim bitmiş olacak ve bu sefer gözyaşlarımı değil, kendi kanımı kullanacağım.