Sevgili Tanrı'm...
Sıcak ve güneşli günlerden yeniden merhaba!
Önce güneşi ve sonra tüm dünyayı selamlamak öylesine keyifli ki...
Bugün Brice Benedict'e, Forward'a her zaman yaptığım çikolatalı ve Akçaağaç şuruplu pancakeden yaptım ve ilk defa mama dışında bir gıda ile onu tanıştırdım. Bunun çok özel bir an olduğunu ve kutlamamız gerektiğini söylediğimde Forward, "gerçekten mi?" der gibi yüzüme bakmıştı.
Ama neden... Bu bence çok özel bir andı.
Bugün çoğunlukla Forward ile birlikteydik ve çocuğumuzu nasıl yetiştirmemiz gerektiği hususunda kitaplar edindik. Forward, "İşimiz kitaplara kaldıysak yandık, nasıl annesin sen?" deyip güldü. Bu bir şaka gibi gelmedi bana, bu yüzden biraz kırıldım.
Fakat o kadar güzel gülümsüyordu ki... Neşesini bozmamak için hiç sesimi çıkartmadım.
Sevgili Tanrı'm, kendimi Adem ve Havva'nın aşık olduğu, o yasaklı elmanın bulunduğu bahçede gibi hissediyorum. Forward yasaklı bir elma fakat ona ulaşmam gerekiyor. Onu sevmem koklamam ve öpmem...
Ona karşı duygularım o kadar uç durumdaki bazen bunu kontrol etmekte zorlanıyorum ve
birazdan ona sevişmeyi teklif edeceğim, hey bunu seninle cidden paylaşmam gerekiyor muydu?
Bilmiyorum...
Forward'ın cevabı ne olacak?
İşte bunu hiç bilmiyorum!
Ama denemekte fayda var öyle değil mi?
Çokça ümitlerimle...
-𝐸𝑙𝑒𝑛𝑖𝑎 𝐹𝑜𝑟𝑡𝑢𝑛𝑎.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşı Mürekkebi.
Short StoryMürekkebinin gözyaşıyla dolu olduğu bu mektupların hepsi sana Tanrı'm! Bir gün yanına geldiğimde, mürekkebim bitmiş olacak ve bu sefer gözyaşlarımı değil, kendi kanımı kullanacağım.