Sevgili Kardelen okurları, çok kısa süre evvel başladığım bu güzel hikayede Hale Nur ve Anıl Erdem'in hayatına eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim.🌱Yüksek Sadakat - Katil & Maktul
Keyifli okumalarrr!
(Anıl'cığıma çok kızmayın tamam mı?)
🔗🔗
Sınıf arkadaşlarım, onlardan bir yaş küçük olduğum için benimle dalga geçiyordu. Neymiş efendim ben Buse'ye 'abla' diyecekmişim. Neden? O, on bir yaşında ben on yaşında olduğum içinmiş. Annemler beni bir sene erken yazdırmışlardı okula. Keşke okul olmasaydı.
Eğer okul olmasaydı Anıl'cığımı daha çok görürdüm. Sınava girecekmiş seneye. Şimdiden çok çalışması gerekiyormuş. Spora gidiyor. Seneye de sınavı var. Sonra da polis olmak için bir okula gidecekmiş. Bende özlemem onu, bana ne!
Saçlarım, Salih'in saçlarını çekerken dolaba sıkıştığı için dağılmıştı. Dümbelek! Bana gelip "Küçücük Hale! Küçücük Hale!" Diye dalga geçmişti. Ben de saçlarına asılmıştım. Geçen hafta bitlendiği için okula gelmemişti. Eğer ondan bana bit bulaşırsa annem benim canıma okurdu.
Ondan önce salak ağabeyim ve onun yardakçısı ablam benimle dalga geçerlerdi. Anıl'cığım büyük ve olgun biri olduğu için beni üzmez, kibarca saçlarımı severdi.
Beraber bitli bitli gezerdik.
Onu çok seviyordum! Canımın canıydı ya hu!
Çantam sırtımda, döne döne sallayarak ve ağabeyimden duyduğum küfürleri Salih'e ederek eve doğru yürüyordum. Mahallenin büyük ağabey ve büyük ablaların gittiği lisesinin önünde durup etrafa bakındım. Bugün eve beraber gidecektik. Ağabeyimin arkadaşları ile maçı olduğu için erken çıkmıştı okuldan.
"Zeytin gözlü Anıl'cığım nerede acaba?" Dememe kalmadan Anıl'cığımın koluna giren kızla kapıya doğru yürüdüğünü gördüm. İkisi de gülüyordu. Kızın saçları Anıl'ın yüzüne doğru uçuşuyordu.
Hayır!
O yalnızca benimle beraber bitlenebilirdi!
Ayağımın tabanını sertçe yere vurdum ve ellerimi çiçek yaptım. Gerçi öğretmenim uslu durmamız için çiçek olmamızı söylerdi ama ben şu an çok kızgınım.
Anıl'cığım kocaman kahkaha attı. O kahkaha atınca bana bir haller oluyordu. Ay bayılacak gibi olurdum.
"Benim güzelim," dedi Anıl kızın saçlarını severek. Kaşlarımı çattım. Gözlerim kısıldı.
"Neyse benim baş belam gelir şimdi, bizi görürse sıkıntı çıkar. Vallahi herkes öğrenir," dedi Anıl. O 'baş belası' ben oluyordum. Muhtemelen şu an onu duymadığımı sanıyordu.
Salak!
Benim Anıl'cığım çok salak bir insandı!
"Of sevgilim daha erken ama ya, bir şeyler yapardık." Dedi kız kollarını sallayıp. Anıl gülümsedi tekrardan.
"Sözüm olsun güzelim. Sabah da bahsettiğim gibi Hakan'ın işi çıkmasa Hale Nur benimle gelmezdi zaten. Yollara çıkmasın, gidip alayım." Dedi ve kız ondan kısa olduğu için eğildi, kızı öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARDELEN
Teen FictionSonbaharın gazabına uğrar ağaçlar, çiçekler. Kışın toparlanamazlar. Kış müsaade etmez onların canlanmasına. Üzerine yağan karlar altında boyunları bükülür çiçeklerin. Biri hariç: kardelen. Kardelene hiçbir kar tanesinin sözü geçmez ve kışın ayazına...