49. Bölüm

210 14 0
                                    

Hoş geldiniz!

Nil Karaibrahimgil - Benden Sana

Keyifli okumalar!

🔗🔗

Mucize değil de nedir, anne baba olmak? Henüz varlığını hissedemeyecek kadar küçük bir bebeği korumaya çalışmak bu mucizenin bir parçası değil de nedir? Anneler mesela ilk ne hisseder bir bebeğin varlığından haberdar olduğunda?

Şimdiden heyecanlıysam şimdiden daha onu korumanın tasasına yenilmiş ve endişeliysem onu kucağımıza aldığımız zaman ne olacaktı? Aylarca onu nasıl bekleyecektik? Bir an önce gelmesini, bir an önce kavuşmayı istiyorduk daha dün öğrenmemize rağmen. Geçen bir günün beş yıldan hiçbir farkı yoktu.

Hemen kabullenmemiz, akıl işi miydi, normal miydi yoksa?

Soracak tonla sorum vardı ama neredeydi cevapları bilmiyordum. Hepsinin cevabını yaşayarak, onu büyütürken öğrenecektim. Gece rüyamda ne görmüştüm bilmiyordum ama uyandığımda kendimi huzursuz hissediyordum. Dün yaşadığımız o anların etkisinden hala çıkabilmiş değildim.

Bugün başka bir doktorla randevumuz vardı. Her ne kadar yorumlarda kadın hakkında güzel şeyler yazılsa da dünkü hadiseden sonra şimdi başka bir doktora gitmeye çekiniyordum. Bendeki gerginliğin aynısı Anıl'da da mevcuttu. Sabahtan beri evin içinde dolanıp duruyordu. En sonunda dayanamadım, kolundan tutup yanıma gelmesini sağladım.

"Başımı döndürüyorsun, dur artık." Haklı serzenişim karşısında gözlerini yumdu. Bir müddet kendini sakinleştirmeye çalıştı.

"Geriliyorum," dedi. "Ya sana ya da bebeğe bir şey olursa?" endişeli bakışlarından sabahtan bu yana hiçbir şey eksilmemişti. "Kafa kalmadı ki! Ne biçim doktorsa artık tüm dengem şaştı akşamdan beri!" Elini tuttum, sıcacık elleri titriyordu.

"Canım," dedim rahatlaması için. "Dur bir sakin ol, ben de gerginim senin kadar ama sakin olmamız gerekiyor." İfadesinde hiçbir değişiklik olmayınca iyice yaklaşıp elimi omzuna koydum. "Bence hiçbir şey yok, uydurdu o kadın. Bak, bir saat sonra gideceğiz ve bebeğin de benim de sağlıklı olduğunu öğreneceğiz..." Anıl'ı rahatlatmak için kurduğum bu cümlelere canı gönülden inanmaya ihtiyacım vardı. Aksi halde hiçbir şey kolay olmayacaktı.

"Şikayetçi olacağım o kadından." Dedi sinirle, haklı olarak. "Hale Nur, biz bir süredir seninle bir bebeğimiz olsun istiyorduk hayatım, şimdi bunu öğrendiğimizde duyduklarımıza bak! Öyle söylenir mi ya, ayıp be!" sakinleşmesini beklerken daha çok sinirleniyordu. Ayağa kalkıp elini tuttum.

"Hadi çıkalım artık," başka çare gelmiyordu aklıma. "Hastaneden sonra hemen eve gelmeyiz tamam mı, dolaşırız biraz?" Oğlan çocukları gibi başını salladı. Muhabbeti biraz daha uzatsam önüne geçemez hale gelecekti. Akşamdan beri durup durup doktora söyleniyordu. Şikayetçi olmayı kafaya takmıştı. Daha fazla sinirleriyle oynamak istemiyordum.

Odaya geçip üzerime turuncu gömleğimi giydim. Anıl üzerindeki tişörtünü çıkarıp dolabı açtı. Aynanın karşısında bir yandan yüzüme krem sürerken bir yandan onu süzüyordum.

"Kilo mu aldın sen?" diye sordum aklını dağıtmak için. Eline aldığı ilk tişörtü başından geçirdi.

"Kısmen almış olabilirim." Dedi yanıma gelip, dağılan saçlarını eliyle düzeltti. "Ama spor yaptıkça gider onlar da." Tek kaşımı kaldırdım.

"Sen ne zamandır spor yapıyorsun?" Diye sordum. Ara ara birbirimize sataştığımız konuydu onun bazı zamanlar gelen spor perileri.

"Başlayacağım işte." Çantamı eline aldı. Bedenimi şöyle bir süzdü. "Hatta beraber başlayacağız." Bakışlarımı karnıma ve bacaklarıma indirdim. Yetmedi aynanın karşısına geçip kendimi süzdüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARDELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin