18.Bölüm

906 66 101
                                    

Hoş geldiniz!🌱

Şöyle bırakayım da bölüm şarkılarını ardından ağlamaya gideyim.

*Yasemin GöksuElveda
*Cem AdrianBen Seni Çok Sevdim 

Bölüm sonu hakkında muhakkak konuşalım.

Keyifli okumalar.

Tabii bu bölüm ağzımızın tadı kaçtı ama yine de keyifli okumalar!

🔗🔗

Bugün Anıl'cığım ile ben sinemaya gidecektik. Vizyon neydi bilmiyorum ama çocuk filmi türünde film vizyona girmişti. Babam bu sıralar pek yoğun çalıştığından beni götüremeyeceğini söylemişti. Dümbelek ağabeyim de arkadaşları ile maça gideceği için götürmemişti.

Dolaylı yoldan ihale Anıl'cığıma kalmıştı ama ben ona daha teklif etmeden o bana sinemaya gidelim mi, diye sormuştu. Centilmen şey!

Ben de dünden razı olduğumdan hemen kabul etmiştim. Annem, havalar soğuk olduğu için üzerime giydiğim kot jile elbisemin altına kalın beyaz çoraplarımı giydirmişti. Beyaz, uzun kollu penyenin üzerine de kirazlı kirazlı olan ve babannemin bana ördüğü sevimli hırkamı giymiştim. Saçlarımı ablam bu sabah iki yanımdan toplamıştı. Ne zaman yürüsem saçlarım da sallanıyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu.

"Hale Nur, bak sakın Anıl ağabeyini üzme tamam mı?"  Dedi babam. Kafamı salladım. Saçlarım bu sefer yüzüme yüzüme çarptı.

"Of baba, ne zaman üzmüşüm ben Anıl'cığımı?!" Diye çıkmıştım. Ben onu hiç üzmezdim ki. O beni üzebilirdi ama bazen.

Ablama göre erkek milleti her zaman üzen taraf oluyormuş. Ve yine ablama göre erkek milleti bencil bir güruhmuş. Güruh ne demek bilmiyorum ama neyse. Yine ve yine ablama göre Allah bütün erkeklerin belasını versinmiş.

Bu bütün erkeklerin içinde Anıl'cığımın da olma ihtimaline karşı ablamın ağzına kaşığın tersi ile vurmuştum. Sevgilisi Cüneyt ile arası açık olduğundan herkesi topa tutuyordu. Gerçi topa tuttuğunu duyunca gerçekten topla tutmaya çalıştığı düşünmüştüm ama öyle değilmiş.

Anıl'cığım ile AVM'ye gelene kadar bol bol sohbet etmiştik. On yedi yaşında olmak onu dünyanın en yakışıklı insanı haline getirmişti. Ona böyle uzunca bakarken içim gidiyordu benim!

"Ee, Nergis gelmeyecek mi?" Diye sordum. İnşallah gelmezdi dümbelek. Hayır, Anıl'cığımın yanında da pek güzel yakışıyordu ama sevmiyordum işte canım!

"Ufaklık, bugün sadece ikimizin günü. Nergis ablanın işleri var." Dediğinde sevinsem mi üzülsem mi bilememiştim.

"İşi olamasa gelecek miydi peki?" Diye sorduğumda dizlerini büküp benimle aynı boya geldi.

"Hayır küçüğüm, bugün sadece ikimiz olacağız. İşi olmasa bile ben onu çağırmazdım!" Dediğinde sevinçle sıkıca sarıldım. Anıl'cığıma.

"Ay çok teşekkür ederim!" Dedim sıkı sıkı sarılırken. O da bana sıkı sıkı sarıldı.

"Hadi bakalım önce yemek yiyelim ardından da film izleyim!" Elini sıkıca tuttum. Önce yemek yedik. Ben lahmucunu çok sevdiğimden bana lahmacun almıştı. Kendisi de pide yemişti.

KARDELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin