Hoş geldiniz!
Bu bölüm theplshnm canımın içi için. Son sahne senin için, sana gelsin güzelimm. 🌼
Özge Öz · Evlerinin Önü Yonca
Keyifli okumalar!
🔗🔗
Kış mevsimi sevene de zor geçerdi sevmeyene de. Hele ki bebek olana, bebeği olana ayrı bir çektirirdi.
Kışın doğmuş olmasına rağmen kış mevsimini sevmeyen bebek, beşikte yatmaktan da pek haz etmiyordu. Ağlıyordu durmadan. Kimseye rahat vermiyor, huzursuz ediyordu herkesi. En çok da annesini.
"Şenay!" Diye bağırdı yaşlı kadın. Vır vır ağlayan bebekten iflah olmuştu. Yaşlı kadının başı ses götürmediğinden, hali hazırda arası açık olan gelininden çıkarıyordu hıncını.
"Efendim!" Diyerek açtı kadın gıcırdayan oturma odasının kapısını. Can havliyle girdi içeri.
"Ağlayıp duruyor bu bebe!" Dedi kadın. Dizlerinin üzerinde oturmuş, bir elini başına yaslamış tesbih çekerken tesbihi salladı beşikte ağlayan bebeği gösterip.
Şenay Hanım'ın canından can gitti bir kez daha. Minicik oğlu, ne zaman canı yanarcasına ağlasa biri gelip canını alır gibi hissederdi.
"Daha yeni uyuttum. Emzirdim de. Karnı da tok!" Dedi beşikte ağlayan bebeği kucağına alıp. "Neyin var annem?" Diye sordu bebeğine, cevap veremeyecek oluşunu bile bile. "ah benim güzel oğlum, neyin var da durmadan ağlıyorsun?"
"Anası ana değil ki!" Diye mırıldandı yaşlı kadın. Soba dibinde mandalina kabukları ile oynayan Selim, başını kaldırıp babaannesine baktı.
Sevmiyordu babaanesini. Annesine hep söyleniyordu bu kadın. Rahmetli Erdem dedesi olsa böyle olmazdı ama dedesi bırakıp gitmişti Selim'i ve yeni doğmuş kardeşini.
"Gel oğlum," dedi Şenay Hanım Selim'e elini uzatarak. "Bizim odamıza gidelim." Selim bir annesine baktı bir de annesinin kucağında susmaya başlayan kardeşine.
"Ama anne," dedi kısık sesle. "yukarısı çok soğuk. Seninle kardeşim hasta olursa?" Selim'in düşüncesine gülümsedi Şenay Hanım. Israrla oğluna elini uzatmaya devam etti.
"Gel benim güzel oğlum, anneyim ben. Üşümem. Sizi de ısıtırım." Dediğinde niyeti oğlunu oturma odasından alıp kendi odasına götürmekti.
Kayınvalidesi sobalı oldaya kurulmuş, açık açık Musa'nın eşi ve çocuklarını istemediğini belli ediyordu. Selim'i severdi aslında. Uysal bir çocuktu. Ama kundakta kırkı çıkalı daha ne olan Anıl Erdem bebeği sevmezdi.
Başı ağrıyormuş o bebek her ağladığında.
Rahmetli eşinin adını da vermişti Şenay oğluna kayınvalidesinin ısrarı üzerine. Erdem ağlıyor, diye bağırırdı yaşlı kadın. Anıl, demezdi herkes Anıl derken. Kaç yıllık kocasının adını taşısa bile sevmezdi Anıl'ı.
Şenay Hanım; bir oğlu kucağında diğer oğlu elinde odasına çıktı. Odanın içi soğuktu soğuk olmasına ama Anıl bebek bir tek bu odada uyuyordu.
Musa Bey, buraya soba kurmuştu kurmasına ama bacaya giden delikte sorun olduğundan yağan her yağmurda kurum akıyordu. Usta anca ilk yaza çıktığı vakit yapacağını söylediğinden sobayı yakamıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARDELEN
Teen FictionSonbaharın gazabına uğrar ağaçlar, çiçekler. Kışın toparlanamazlar. Kış müsaade etmez onların canlanmasına. Üzerine yağan karlar altında boyunları bükülür çiçeklerin. Biri hariç: kardelen. Kardelene hiçbir kar tanesinin sözü geçmez ve kışın ayazına...