Hoş geldiniz!
Yarın akşam gelecekti ama ben kuduruk yazarınız bitince dan diye atmak istediğinden saldım gitti çocuklarım, feda olsun sizlere!!
Ali Kınık – Ali Ayşe'yi Seviyor
Hüsnü Arkan/ Cem Adrian – Gönül Yarası
Kul Rabi'nin hatırına yıldıza basmayı ve satır aralarına yorum bırakmayı unutmasak çok makbule geçer :')
Keyifli okumalar!
🔗🔗
"Hoop! Sağ tarafa karıştırdık! Hoop! Sol tarafa doğru karıştırdık. Biraz da böyle, hmm, biraz da şöyle!"
Anıl'cığım ile onun doğum günüsü için bizim mutfakta kek yapıyorduk. Annelerimiz onun doğum günüsünü unutmuştu. Biz de Anıl'cığım üzülmesin diye kek yapmaya karar vermiştik. O yumurtaları kırıp şekeri de koymuştu. Geri kalan malzemeleri de tek tek ekledikten sonra kıvam alması için ben karıştırırken o da üzerine çikolatalı sos yapıyordu.
Kıvamı çağırıyordum çağırıyordum gelmiyordu dümbelek!
"Sağ karıştı sol karıştırılır! Hopidik hopidik!" Dedim kıvam gelsin diye. Kapçık ağızlıydı işte.
"Hale Nur, kıvam öyle çağırınca gelmez!" Dedi çikolatalı sos yapan Anıl'cığım. Dudaklarımı büktüm.
"Kolum koptu, kolum!" Diye söylendim. Yanıma gelip yanağımı öptü. Kerata!
"Sen sosu karıştır ben devam ederim buna!" Dedi. Beni kucağına alıp yere indirdi ve sırf minnak kalan boyumdan dolayı çıktığım taburemi alıp yeni yerine koydu. "Gel bakalım küçük şefimiz!" Yeniden kucağına alıp tabureye bıraktı beni.
"Bunun kıvamı gelmiş mi pekimsi?" Diye sordum. Kafasını salladı.
"Arada karıştır sadece, tamam mı?" Dediğinde ben salladım bu sefer kafamı.
Yel ile başlayan saatin çubuğunun ucunda bulunan ördek iki kere kıpırdadıkça çikolatalı sosu karıştırıyordum. Bu saati babam, saati öğrenme konusunda kolaylık olsun diye almıştı bana. Akrep olup böcek olmayan çubuk da ise civciv vardı.
"Oldu bu!" Dedi Anıl'cığım. Kıvam nihayet gelebilmişti. Dümbelek çok geç kalmıştı. Anıl'cığım tepsiye boşalttı mis gibi gelen kıvamı. "Eee," dedi sonra. "Fırını nasıl açacağız?" Dudaklarımı büküp kollarımı kaldırdım.
"Bilmem ki?" Dedim bir Anıl'cığıma bir de tepsinin içindeki kıvama bakıp. "Ama sana bir şey söyleyeyim mi, pastayı böyle yersek de çok güzel olur!"
"Hale yenmez ki böyle," dedi ama ben onu dinlemedim. Çekmeceden iki kaşık aldım. Kekin kıvamı kekten daha güzeldi. "Kız yenmez diyorum ya!"
"Yenir yenir," dedim tepsiyi tere koyup. "çikolatayı al gel Anıl'cığım. Çok güzel yenir hem de!"
Dümbelek dümbelek baktıktan sonra çikolata sosunu alıp karışma oturdu. Beraber onun doğum günüsü için yaptığımız kek kıvamını ve çikolata sosunu afiyetle yedik. Biraz acı olmuştu ama olsundu. Anıl'cığım ile yediğim için çok güzeldi.
Gecenin sonunda ikimizin de karnısı çok ağrımıştı. Babamlar bizi doktora götürmüş, yediğimiz kek kıvamını anlatınca da annelerimiz çok kızmıştı. Annemler çok kızınca ben de ağlamıştım. Babam bana ne istiyorsun diye sorduğunda pasta demiştim.
Anıl'cığımın doğum günüsü için pasta istemiştim ama babam üzerinde kız bebek olan ve bir sürü çilekli pasta alıp gelmişti. Anıl'cığımın kolunda serum takılıyken üflediği pastadan memnun kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARDELEN
Teen FictionSonbaharın gazabına uğrar ağaçlar, çiçekler. Kışın toparlanamazlar. Kış müsaade etmez onların canlanmasına. Üzerine yağan karlar altında boyunları bükülür çiçeklerin. Biri hariç: kardelen. Kardelene hiçbir kar tanesinin sözü geçmez ve kışın ayazına...