Hoş geldiniz! 🦋
İyi ki Hale Nur ve Anıl Erdem'in hikayesine ortak oldunuz. Biz, kısa zamanda 1K okumaya ulaştık ve bu hepimizin başarısı. Var olun!
Size bir fotoğrafla geldim.🎈
Keyifli okumalar.
(fotoğraf: quilachlys bence takip etmelisiniz videolarına aşığım!)
🔗🔗
"Ben kalender meşrebim; güzel, çirkin aramam. Gönlüme bir eğlence isterim olsun," kıvırta kıvırta Anıl'cığımın yatağından tekli koltuğa atlayarak dün öğrendiğim şarkıyı söylüyordum. Dümbelek hala uyanmamıştı.
"Saçları samur, gözleri mahmur, biraz da şirin olsun!" Dedim ve ellerimi sallamaya başladım. Yatakta zıplıyordum. Anıl'cığım hiç uyanmıyordu.
"Kaşı, gözü kara olursa olsun. Yanağında bir beni mutlaka olsun!" Tekrardan tekli koltuğa atladım. Şenay teyzem beni kapıda izliyordu.
"Kız, sen ne güzel oynuyorsun?" Dedi bana alkış yapıp. Ona omuz attım. Bunu da Yasemin abladan öğrenmiştim.
"Yan bakışı yaksın..." Dedim ve durup kaşlarımı çattım. Dudaklarımı büktüm. "Unuttum!" Dedim ve hala uyuyan Anıl'cığıma baktım.
"Baştan söylerim o zaman! Dümbelek uyanmadı hala!" Yatağında tekrardan zıplamaya başladım.
"Ben kalender meşrebim; güzel, çirkin aramam. Gönlüme bir eğlence isterim olsun." Şenay teyzem ile kıvırta kıvırta oynuyorduk. Ta ki benim uykucu zeytin gözlü Anıl'cığım bağırana kadar.
"Anne! Hale Nur!" Dedi ama kafası yastığa gömük olduğu için sesi boğuk boğuktu.
"Endamlı şanlı, sohbeti tatlı biraz da şahin olsun!" Dedim ona 'oh olsun' der gibi. Kafasını yastıktan kaldırdı. Bana tip tip bakıyordu.
Gözleri minicikti, aynı ben gibi.
"Gözleri şahbaz, gerdanı beyaz, biraz da tombul olsun!" Dedim omuzlarımı sallayıp. Kaşları havaya kalkmış bir bana bir de annesine bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARDELEN
Teen FictionSonbaharın gazabına uğrar ağaçlar, çiçekler. Kışın toparlanamazlar. Kış müsaade etmez onların canlanmasına. Üzerine yağan karlar altında boyunları bükülür çiçeklerin. Biri hariç: kardelen. Kardelene hiçbir kar tanesinin sözü geçmez ve kışın ayazına...