Selam suç ortaklarım✨
Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫
Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.❥
400 oy ve 800 yoruma yeni bölüm hemen gelir, yarın akşam bile gelebilir :) sizden tek isteğim lütfen yorum sınırını doldurmak için art arda emoji, noktalama işaretleri, randomlar atmayın. Okuyan herkes düşüncesini dile getirse, sınır geçilir zaten <3
Keyifli okumalar <3
Instagram: gizzemasllan / sucotagimofficial
.
.
.
70. BÖLÜM "AFFETTİN Mİ?"
Hep beraber salonda oturmuştuk, kimse konuşmuyor, herkes susuyordu. Hem de dakikalardır. Ateş şimdilik kızla ilgilenmeyip sadece kardeşine odaklanırken Erdem ve ben dikkatle karşı koltukta oturan kıza bakıyorduk.
"Ne kadar da masum bir tip." Erdem bu cümleyi fısıldayarak kurdu. Gözlerimi kızdan bir saniye bile olsun ayırmadan onun gibi fısıldayarak konuştum.
"Böyle düşünelim diye onu seçmişlerdir zaten." Ben bunu söylerken kızın da bakışları bizi buldu. Bir bana bir Erdem'e baktıktan sonra nefesini sıkıntıyla dışarıya verdi.
"Bir sorun mu var?" diye sordu, ikimizden de ses çıkmayınca devam etti. "Bana neden öyle bakıyorsunuz?"
"Sadece anlamaya çalışıyoruz." Bu cevabı veren Erdem olurken hızla ona döndüm. Bir şeyler söylememesi gerekiyordu. Bahçede konuştuğumuz üzere kıza ona güvenmiş, inanmış gibi davranacaktık.
"Neyi?" Kız sordu, Erdem'e bakıp mantıklı bir şeyler söyleyip kızı geçiştirmesini bekledim. Ateş de aynı şekilde ona bakıyordu.
"Gözlerinin ela mı yoksa yeşil mi olduğunu." Söylediği şeyle şaşkınca kaldım, dikkatli bakışlarımızın sebebini güzel bir yalanla atlatmaya çalıştı.
Kız Erdem'in söylediği şeyle affalarken dudaklarındaki küçük tebessümü gördüm. Yanımda oturan Erdem'e baktığımda onun da kıza tebessüm ettiğini fark ettim. Durumu kurtarmak için kızla flört ediyordu.
Cansu duymasa bari bunu.
"Ela," diye yanıtladı kız, gözlerimi ondan çektim, şu an onun göz rengi umurumda bile değildi.
Üçlü koltukta hâlâ uyumaya devam eden Uras'a baktım. Bayağı derin bir uykuya dalmıştı. Ateş de onun ayaklarının ucunda oturmuş, dikkatle yüzüne bakıyordu. Şu an düşündüğü tek bir şey olduğundan eminim. O da; annesinin hamileliğini nasıl hatırlamadığıydı.
Ellerimi göğsümün altında birleştirdim, arkama yaslandım ve düşündüm. Geçmişini unutan birisi değildi. Annesini, babasını, abisini net hatırlıyordu. Uras'ın doğduğu tarihten daha öncesine ait olan anılarını bile hatırlıyordu, kendisi öyle söylemişti. Her şeyi bu denli net hatırlayan birinin annesinin hamileliği gibi önemli bir konuyu unutması normal miydi?
Ben bunları düşünürken Ateş bir anda ayağa kalktı. Meraklı gözlerle ona bakarken Erdem'e döndü. "Buralar sana emanet." Kaşlarımı çattım, nereye gidiyordu?
"Mira," deyip bana döndü. "Hadi gidelim," deyince sorgular bakışlar attım, kızın yanında olduğumuz için mi söyleyemiyor diye düşünürken "Eva'yı doktora götüreceğiz demiştim," dedi, o an neden telaşlı olduğunu anlamış oldum, ben de hemen ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇ ORTAĞIM
JugendliteraturBir nefes kadar yakındı. Korku tüm bedenimi kaplarken karanlıkta bile fark edebildiğim kehribar rengi gözlerini bir saniye bile olsun çekmedi gözlerimden. Bakışları oldukça keskindi, korkudan kalbimi yaralayacak kadar keskin. "Sen..." deyip sustum...