Selam suç ortaklarım :)
Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim.♡ Bu bölüm için yorumlarınızı da sabırsızlıkla bekliyorum.
Başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.
Ben de buraya sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum :)
Bölüm sınırımız: 400 yorum ♡
Keyifli okumalar.♡
gizzemasllan Instagram: gizzemasllan
♡
♡
♡
83. BÖLÜM "GİZLİ VEDA"
Odada bir sağa bir sola gidip volta atmaktan başım dönmeye başlamıştı. Sürekli düşünmekten de delirmek üzereydim. Aslında delirmiştim de işte tamamen kaybediyordum aklımı.
"Sakin ol Mira," dedim kendi kendime ve başım dönmeye başladığı için kendimi yatağın kenarına attım, oraya oturdum. Elimdeki telefonun hâlâ açık olduğunu fark edince hızla kapattım. Taner'le konuşmuş olsam da telefonun daha fazla açık kalması hiçbir şekilde doğru değildi.
Telefonu kapatıp da yatağın içine bıraktıktan hemen sonra başımı önüme eğdim, ellerimin arasına aldım. Ne yapacağım şimdi ben? Ne yapmam daha doğru? Az önce gideceğim dedim ama gerçekten de gidebilecek miyim? Nasıl yapacağım peki bunu? Bizimkilere haber verecek miyim? Ateş'e durumu kesinlikle anlatmam gerekiyordu ama diğerlerinden emin değildim. Hepsini benimle birlikte burada kalmaya mecbur bırakamazdım ama Ateş kendi kararını kendi vermeliydi. Ona öylece arkamı dönemezdim ama onu böyle bir karar vermeye zorlamak canımı yakıyordu.
Gözlerim dolarken odanın kapısı açıldı, başımı arkaya çevirip kapıya baktığımda odaya giren Ateş'i gördüm. Bakışlarımız kesişti, telefonla konuşmadığımı fark edince az önceki tedirgin hâli yok oldu ve rahat bir tavırla girdi içeriye.
"İyi misin?" diye sordu, telaşla ayağa kalkıp yanıma gittim.
"Konuşmamız lazım."
Kaşlarını çattı. "Kötü bir şey mi oldu?"
"Az önce..." diye konuya girmemle dışarıdan Uras'ın bağırma sesinin gelmesi bir oldu, Ateş telaşla odadan ayrıldı. Konuşmayı falan unutup ben de peşinden çıktığımda Uras'ın, Doğan'a saldırmaya çalıştığını fark ettim.
"Gönderim bunu bu evden!" diye bağırıyordu öfkeyle. "Zarar verecek bu bize, gönderin bunu!"
Doğan'ın bakışları bizi buldu. "Bir anda ne oldu bilmiyorum, salonda oturuyordum, gelip birden böyle bağırmaya başladı," dedi.
Ateş, Uras'ın yanına giderken Savaş'ın Erdem'e "Bu çocuğun hemen tedaviye başlaması lazım," dediğini duydum.
Gözümden bir damla yaş akarken Erdem "Pars doktor ayarlamış, gideceğimiz yerde bizi bekliyor," dedi, boğazım düğüm düğüm olurken önünde durduğum odaya girdim yeniden.
Gözyaşlarım acıyla akmaya başlarlarken gidip yatağın kenarına oturdum. Onun benimle değil kardeşiyle olması gerekiyordu ve ben onu benimle kalmaya zorlayacaktım. Zorlamaktan da öte mecbur bırakacaktım. Çünkü durumu öğrendiği an asla gitmeyi tercih etmez, benimle kalırdı ama benimle kalırsa kardeşini yalnız bırakmak zorunda kalırdı. Bu, sadece birkaç ay için olsa iyiydi ama sonunda yakalanmak vardı. Eğer yakalanırsak hayatının geri kalanını bu kez de benim yüzümden kardeşiyle ayrı geçirmek zorunda kalacaktı. Ben babamı kurtaracağım diye onun hayatını mahvedecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇ ORTAĞIM
JugendliteraturBir nefes kadar yakındı. Korku tüm bedenimi kaplarken karanlıkta bile fark edebildiğim kehribar rengi gözlerini bir saniye bile olsun çekmedi gözlerimden. Bakışları oldukça keskindi, korkudan kalbimi yaralayacak kadar keskin. "Sen..." deyip sustum...