Selam suç ortaklarım✨
Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫
Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Bölüm sınırımız 400 oy ve 500 yorum <3
Keyifli okumalar <3
Instagram: gizzemasllan / sucortagimofficial
*****
79. BÖLÜM "SONUN SON HABERCİSİ"
YAZARDAN
Kıyamet yaklaşıyordu. Bu, o gece hepsi tarafından biliniyordu. Dile getiren tek bir kişi bile yoktu ama hepsinin zihninde yankılanan tek bir ses vardı. Yaklaşan kıyametin ayak sesleri. Her geçen dakika o sesler bir başkası tarafından daha duyulmaya başlanıyordu.
En başından beri bir savaşın içindeydiler ve artık o savaş son buluyordu. Hepsini korkutan şey de tam olarak buydu zaten. Bir sona yaklaşıyor olmak. Kazanan tarafın bu kez kendileri olacaklarından emidiler ama kaybetmeyi de o kadar acı bir şekilde tatmışlardı ki yeni bir kaybedişin düşüncesi bile onları mahvediyordu.
Ateş, evinin salonunda oturmuş, başını ellerinin arasına almış, hareket etmeden öylece durmuş ve düşünüyordu. Annesini, babasını, abisini, hiç tanımadığı diğer abisini, kardeşini, kendini, hayatını düşünüyordu. Nasıl diye soruyordu kendi kendine. Nasıl olur da her şey bu noktaya gelir? Aklı almıyor, kalbi kaldırmıyordu artık.
Babasının başka bir evlilik yapmış olması, başka bir çocuğunun olmasını düşündükçe içindeki sıkıntı daha da büyüyordu. Bu normal, çok normal diye tekrar ediyordu sürekli. Kendini hep rahatlatmaya çalışıyordu ama olmuyordu çünkü babasının annesinden önce bir evlilik yapmış olması gerçekten de normaldi ama o evliliğin sonuçlarını şimdi kendinin çekiyor olması normal değildi. Aklının almadığı, kabul edemediği en büyük şey de kardeşiydi.
Sonun ilk habercisi, Uras Demirkan...
O yaşadığı bu hayatı hak etmiyordu Ateş'e göre. Babasının başından geçen bu ilk evlilik yüzünden kardeşinin hayatı mahvolmuştu. Sorsan ismini bile bilemeyecek bir duruma geliyordu bazen ve Ateş o zaman yıkılıyordu işte. Hatta bazen kendini o kadar kaybediyor ki olup biten her şeyden kendini suçluyordu. Hiçbir suçunun olmadığını bildiği hâlde kendini suçluyordu hem de. Bu vicdan yükünün altından nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Bildiği tek şey bununla yaşayamayacak kadar yorgun olduğuydu.
Mira, gözlerini bir saniye bile olsun sevdiği adamdan çekmiyor, onun dudaklarından dökülecek olan tek bir kelimeyi bekliyordu. O kelimenin ne olduğunun hiçbir önemi yoktu. Sadece konuşsun istiyordu, başka bir şey değil. Bana dönsün, gözlerimin içine baksın ve konuşsun çünkü eve gelmelerinin üzerinden neredeyse üç saaten fazla zaman geçmişti ama Ateş'in ağzını bıçak açmıyordu. Bu da Mira'yı korkutuyordu. Yalnızca Mira'yı da değil, diğer herkesi de. En başından beri bu yolun yolcusu olan herkesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇ ORTAĞIM
Novela JuvenilBir nefes kadar yakındı. Korku tüm bedenimi kaplarken karanlıkta bile fark edebildiğim kehribar rengi gözlerini bir saniye bile olsun çekmedi gözlerimden. Bakışları oldukça keskindi, korkudan kalbimi yaralayacak kadar keskin. "Sen..." deyip sustum...