Her gece tam 00.00'da gelen bir ihbar ve ardında bırakılan bir ceset... Sol bileklerinde gizemli harflerle işaretlenmiş kurbanlar ve peşinde iz bırakmayan bir katil... Dört kişilik bir polis ekibi, bu acımasız cinayetlerin arkasındaki sırrı çözmek i...
Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫
Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Keyifli okumalar.
*****
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
14. BÖLÜM "BEN KİMEGÜVENECEĞİM?"
"Nisa Erbaş, 20 yaşında. Ailesini 3 yıl önce bir trafik kazasında kaybetmiş. Hayatta olan tek akrabası babaannesi, huzurevinde kalıyor. Alzheimer hastası olduğu için değil torununu kendi ismini bile hatırlamıyor. O bize bir şeyler anlatmaz yani. Nisa, bir restoranda garson olarak çalışıyormuş." Diyen Cansu'yu dikkatle dinledim, derin bir nefes aldı ve not defterini kapatıp ekledi.
"Hiç kimseyle problemi olmayan, kendi hâlinde, sıradan bir kız. Yani kızın en yakın arkadaşı kimseden şüphelenmiyor, bunu yapacak tek bir kişi bile aklıma gelmiyor dedi." Diyerek geriye yaslandı ve devam etti.
"Anlayacağınız elimizde hiçbir şey yok." Cevap vermedim, sessiz kalmayı tercih ettim.
"Kendi hâlinde sıradan bir kızı kim neden öldürmek istesin ki? Biriyle bir şeyler yaşadığı, bir sorunu olduğu çok belli." Şoför koltuğunda oturan Savaş'a baktım ve yine sessiz kalmayı tercih ettim. Aklım o kadar karışıktı ki herhangi bir fikir sunup kafa karıştırmak istemiyordum.
"Bir şeyler olduğu zaten belli ama ne oldu onu bilmiyoruz işte ve bir yerden bir şey yakalayıp bulmamız lazım." Savaş ve Cansu kendi arasında konuşurken Ateş'e baktım. Yine tüm konudan uzaktı.
"Eee siz bir şeyler söylemeyecek misiniz?" Cansu'ya baktım, omuz silktim.
"Aklıma mantıklı herhangi bir şey gelmiyor, sizi dinliyorum işte." Kaşlarını çattı.
"Senin aklına bir şey gelmiyor?" Şaşkınca sordu Cansu, iç çekip önüme döndüm.
"Aklım dağınık biraz, ne düşüneceğimi bilemiyorum. Hem zaten siz konuştunuz arkadaşıyla falan." Cansu'nun şaşkın bakışlarını üzerimde hissediyorken Ateş'in de gözleri beni buldu. Birkaç saniye yüzüne baktıktan sonra gözlerimi çektim. Yüzüne bakmak bile sinirimi bozuyordu.
"Sen gerçekten son günlerde iyi değilsin, bir sorun mu var?" Cansu'yu duydum ama dönüp ona bakmadım.