73.BÖLÜM "HASTA"

4.1K 553 832
                                    

Selam suç ortaklarım✨

Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫

Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.❥

Bölüm sınırımız 400 oy ve 800 yorum <3 lütfen sadece düşüncelerinizi belirten yorumlar yapın.

Keyifli okumalar <3

*****

*****

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

73. BÖLÜM "HASTA"

Siz hiç verdiğiniz bir sözden pişman oldunuz mu? Keşke vermeseydim deyip neden verdim diye sordunuz mu kendinize?

Ben pişman oldum, vermeseydim dedim ve neden verdim diye sordum. Hatta tam da şu an yapıyorum bunları. Hem de elimdeki telefondan baktığım tarih yüzünden yaşadım bu pişmanlığı sadece.

20 Nisan Çarşamba

Bu, içinde bulunduğumuz günün tarihiydi. Ateş'e 23 Nisan Cumartesi günü her şey bitecek demiştim. Söz vermiştim, güvenmişti bana. Fakat şimdi yerimden bile kalkamayacak kadar berbat bir durumdayım. Kalksam yeniden yere yığılacak kadar kötüyüm. Nefes bile alamıyorum ama iyiymiş gibi davranıyorum. Çünkü bana bir şey olmayacağına inanıyorum. Hiç değilse 48 saat olmayacak. Pardon onun 12 saati çoktan geçti bile ve geriye 36 saat kaldı. 36 saat daha yaşamaya şansım var ve ben Ateş'e de dediğim gibi sonuna kadar savaşacağım. Olur da olmazsa, kazanamazsak ve bu süre bitmeye yaklaşırsa ancak o zaman pes ederim.

Hiç değilse o zaman kaybetmeyi kabullenmiş olmam kaybetmiş olurum. İkisi arasında çok fark var. Biri pes etmek anlamına geliyor, diğeri savaşmak.

Ben bu savaşta pes eden olmayacağım, savaşan olacağım.

Göz ucuyla saate baktım. Saat sabahın dokuzuydu. Ateş'i sabah erkenden göndermiştim. Ona kalsaydı yanımdan bir dakika bile ayrılmayacaktı. Fakat benim şu an onun benim yanımda olmasına ihtiyacım yoktu. Benim onun cephede savaşmasına ve düşmanın elindeki ilacı bana getirmesine ihtiyacım vardı.

Derin bir nefes aldım. Tüm organlarım acıdı. Canım ilk defa bu kadar çok yanıyordu. İki yıl önce yaptığım kazada bile bu kadar yanmamıştı. Gözlerimi kapatıp biraz dinlenmek istedim ama odanın kapısı açılınca dinlenmeyi falan unutup o tarafa döndüm, odaya giren Doğan'ı gördüm.

"Günaydın," deyip yanıma geldi.

"Günaydın," dedim zorlukla, kalkmak istedim ama gücüm buna yetecek kadar yoktu.

"Bugün seninle ben ilgileneceğim," derken yanıma ulaşmıştı.

"Diğerleri bir şeyler bulmak için uğraşıyorlar, sana da ben kaldım," deyip güldü, tebessüm etmekle yetindim. Güldüğüm zaman bile canım acıyordu çünkü.

SUÇ ORTAĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin