93.BÖLÜM "BİLİNMEZLİK"

2.1K 294 547
                                    

Selam suç ortaklarım :)

Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim.♡ Bu bölüm için yorumlarınızı da sabırsızlıkla bekliyorum.

Başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Ben de buraya sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum :)

Bölüm sınırımız yine 500 yorum <3

Keyifli okumalar.♡

gizzemasllan Instagram: gizzemasllan

93. BÖLÜM "BİLİNMEZLİK"

Hayatta bazen kararlar almamız gerekir. Hayatımızı daha kolay yaşamak, her şeyi kendimiz için kolaylaştırmak için alınan kararlar vardır. Ateş'le almış olduğumuz bu aşkı ertleme kararı da bunlardan biriydi ve ben bunun bizim için çok iyi olacağına inanıyorum. Çünkü hayatımız bu kadar yoldan çıkmışken ve her şey bizim için bu kadar zorken birbirimizi yanlış anlayıp buna rağmen aşkı yaşamaya devam etmek ikimize de zor geliyor, ikimizi de yoruyordu. Bunun o da farkındaydı ben de.

"İyi misin?" Duyduğum bu soruyla başımı çevirdim ve mutfağa giren Cansu'ya baktım. Bu karara rağmen Ateş'le birleşen dudaklarımız onun telefonu yüzünden mecburen ayrılmak zorunda kalmış, o işe dalmış, ben de mutfağa geçmiştim.

"İyiyim," dedim, Cansu yanıma geldi. Ben tezgâhın önünde durmuş, tezgaha yaslanırken o benim tam karşımda duran yemek masasına gitti, masaya yaslandı ve gözlerini üzerime dikti. "Beni bırak da sen iyi misin?" diye sordum, çünkü o da pek fazla iyi görünmüyordu. Derin bir iç çekti ve gözlerime baktı.

"Sanırım değilim," dedi, duyduğum bu cevap beni hiç şaşırtmadı.

"Konuşmak ister misin?"

Başını olumsuz anlamda salladı. "Hayır."

Anlayışla başımı salladım. Çünkü en iyi ben bilirdim konuşmak istemediğin zaman birinin ısrarla bunu yapmaya çalışmasının sinir bozucu olduğunu.

"Ateş'le nasıl gidiyor?" diye sordu bir anda, onların aksine ilişkimizi fazla göz önünde yaşadığımız için herkes her şeyin farkındaydı.

"Gitmiyor," dedim, afalladı. "Ama aramız kötü değil, işe yoğunlaştık sadece."

Yüzündeki o anlamsız bakış yok oldu, anladım dercesine başını salladı. "İyi olmanıza sevindim." Canının bir şeye sıkkın olduğu çok belliydi ama soramadım. Bir kez sormuştum zaten ve açıkça konuşmak istemediğini söylemişti. Üzerine gitmenin bir anlamı yoktu, fakat onu yalnız bırakmak da istemedim.

"Biraz yürüyelim mi? Hava almak ister misin?" diye sordum, bulunduğumuz ev bunu yapabileceğimiz bir yerdeydi.

"Aslında yorgunum biraz, daha sonraya erteleyelim," dedi, yine başımı salladım. Ona hiçbir şekilde ulaşamıyorken ve bu çabam her seferinde bu şekilde geri püskürtülüyorken sanırım onun için elimden pek de bir şey gelmezdi. "Neyse," dedi, masadan uzaklaştı. "Ben bir bardak su içeyim," deyip dolaba yöneldi ve suyu aldı, ardından da raftan bir bardak alıp su içti. O bunu yaparken ben de mutfaktan ayrıldım, salona döndüm ve bir tek Uras'ın burada olduğunu gördüm. Her zamanki gibi yine bilgisayarı ile ilgileniyordu. Ben de salona gittim, karşısına oturdum.

SUÇ ORTAĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin