97.BÖLÜM "HATIRALAR"

981 151 504
                                    

Selam suç ortaklarım :)

Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Bu bölüme gelecek olan yorumlarınız bekliyorum.♡

Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥

Keyifli okumalar.♡

.

.

.

97. BÖLÜM "HATIRALAR"

Korku, tüm bedenimi sardı. Üçümüz de hayalet görmüşcesine ahşap kapıya bakarken o kapıya birkaç defa daha vuruldu ve çıkan tok ses, gecenin sessizliğini bir kez daha bozdu.

"Emirhan Duru!" dedi kalın bir ses, jandarma olduğunu az önce belirtmiş olduğundan korkum daha da artarken kolumda abimin elini hissedip bakışlarımı ona çevirdim. İşaret parmağını dudaklarının üzerine koyup sessiz olmamızı işaret ettikten hemen sonra ilerideki odayı gösterdi.

"Saklanın,” diye de fısıldadı, bakışlarımız Ateş'le kesişti ve onun bir şeyler yapmasını bekledim.

"Başka şansımız yok,” diye fısıldadı o da, sessiz adımlarla odaya doğru yürüdük. Odaya girmeden hemen önce dönüp abime baktım ve hâlâ vurulan ahşap kapının önünde kendini hazırladığını gördüm. Onu izlemek yerine odaya girdim, kapıyı sessizce kapatıp kulağımı kapıya yasladım. Ateş de kapının hemen yanındaki duvara sırtını yaslamış, ellerini göğsünün altında birleştirmişti.

"Neden geç açtınız kapıyı?" diye sorduğunu duydum jandarmanın.

"Uyumaya hazırlanıyordum, kıyafetlerim yoktu,” dedi abim, o an içinde bulunduğumuz yatak odasında duyulan tek şey benim kalbimin sesiydi. Kalbim, sanki birazdan duracakmış gibi hızlı atıyordu. "Kıyafetlerimi giydim, ondan geç açtım,” diye açıklamaya devam etti abim. "Neden geldiğinizi öğrenebilir miyim?"

"Günlerdir aranan iki firari kasabaya gelmişler bugün, hâlâ kasabada olduklarını düşünüyoruz. Evlere tek tek bakıyoruz " Duyduğum bu şeyle telaşım arttı.

"Evlere tek tek bakıyoruz dedi." Fısıldadım, Ateş başını salladı.

"Duydum." Duydu ve bu kadar rahat öyle mi? Aman ne güzel! "Ama kaçacak bir yer yok." Gözlerim bulunduğumuz odanın içinde gezindi, küçük bir pencere vardı ama önünde demir parmaklıklar da vardı.

"Kahretsin!" deyip sinirle ayağımı yere vurdum. "Durup burada yakalanmayı mı bekleyeceğiz? Bir şeyler yapmamız gerekiyor, hemen."

Başını olumsuz anlamda salladı. "Hiçbir şey yapmayacağız." Kaşlarımı çattım, kendinden emin bir şekilde devam etti. "Abine güvenecek ve bekleyeceğiz,” dediğinde ona cevap vermek istedim ama abimin sesi araya girince bunu yapamadım.

"Duymuştum bugün öyle bir şey." Çok kısık gelmiş olsa da sesi bunu duydum ve söylediği diğer şeyleri daha net anlamak için kulağımı kapıya yasladım. "Hatta doğrusu bugün o ikisiyle markette karşılaştık." Gözlerim büyüdü, nasıl olur da böyle bir şeyi söyler? Endişeli gözlerimi Ateş'e çevirdim ama onun benim aksime çok rahat olduğunu gördüm. Abime ne ara bu kadar güvenmeye başladı hiçbir şekilde anlayamadım. "Ben de nereden tanıdık geldiklerini düşünüyordum, sonradan fark ettim suçlu olduklarını ama iş işten geçmişti,” dedi, gözlerimi kapattım ve sabırla onu dinlemeye devam ettim. Umarım, bu konuşmayı iyi bir yere bağlar ve bizi kurtarırdı.

SUÇ ORTAĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin