Merhaba, suç ortaklarım✨
Ekranın sol alt köşesinde bulunan yıldızı aydınlatarak okumaya geçerseniz çok sevineceğim.❥
Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Siz de yıldız ve kalplerinizi bırakabilirsiniz.♡
Keyifli okumalar...
*****
Yıldızlar karanlığın ışıklarıdır.
8. BÖLÜM "KARANLIĞIN IŞIKLARI"
Açılan asansör kapısından koşarak indim. Asansör çatı katına çıkmadığı için en üst kata çıkmıştım. Merdivenlere yönelerek son kalan katı da koşarak çıktım. Çatı katının büyük demir kapısının önüne gelince durup belimden silahımı çıkardım.
"MİRA DUR!" Arkaya doğru bakıp Tufan amcayı gördüm. Koşarak yanıma geldi.
"Ne yaptığını zannediyorsun sen? Bir saattir peşinden koşuyoruz senin!" Kapıyı gösterdim.
"Şu an bu kapının arkasında günlerdir aradığımız adam var. Sekiz kişiyi öldürdü! Neden duruyoruz? Ben..." Devam etmeme izin vermedi.
"Sekiz kişiyi öldürdü." Diye söylediğim şeyi tekrar etti.
"Ama..." Yine tamamlamama izin vermeden konuştu.
"Arkaya geç." Deyince dediğini yapmak yerine durmaya devam ettim.
"Mira arkaya geç yoksa otelden göndereceğim seni!" El mecbur merdivenleri söylenerek indim. Tufan amca Savaş ve Barış'ı yanına alıp onlara neler yapacağını söylerken göz devirdim.
"Böyle durumlarla bizi geriye atmalarından gerçekten nefret ediyorum!" Deyip Cansu'ya baktım. Benim sinirli hâlimin aksine sakin bir tavırla omuz silkti.
"Mesleğimiz ne olursa olsun onlara göre hep güçsüz olacağız. Bence bu duruma alışsan çok iyi olur." Ona cevap vermeden yukarıya doğru baktım. Tedbirli bir şekilde kapıyı açıp çatı katına geçtiler. Oyalanmadan hemen peşlerinden çıktım.
"KALDIR ELLERİNİ!" Tufan amcanın sesini duyar duymaz daha hızlı koşup ben de çatı katına geçtim ve görmeyi beklediğim kişiyi sonunda karşımda gördüm.
Simsiyah giyinmiş, maskesi hâlâ yüzündeydi. Elinde silah falan yok sadece telefon vardı.
"YAT YERE!" Tufan amca yeniden bağırırken adam hiçbir tepki vermedi. Yerdeki başını kaldırdı. Maske olduğu için nereye baktığını anlamasam da bana bakıyormuş gibi hissediyordum.
"Geldiniz, hepiniz buradasınız." Deyince sonunda gerçek sesini duyabildim. Kalın ve yorgun bir sesi vardı.
"KES SESİNİ YAT YERE!" Diye bağırdı Tufan amca. Gözlerim bir kez daha Savaş ve Barış arasında gezindi. Bu adamın söylediğine göre ikisinden birisinin Ateş olması gerekiyordu ama ikisi de Ateş olamayacak kadar sakindi. Çünkü eğer ikisinden birisi Ateş ise bu çok yakın bir zamanda ortaya çıkacaktı ve bu kadar rahat olmaları normal değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇ ORTAĞIM
Roman pour AdolescentsHer gece tam 00.00'da gelen bir ihbar ve ardında bırakılan bir ceset... Sol bileklerinde gizemli harflerle işaretlenmiş kurbanlar ve peşinde iz bırakmayan bir katil... Dört kişilik bir polis ekibi, bu acımasız cinayetlerin arkasındaki sırrı çözmek i...