Aptal. Aptal sadece tek kelimeyle bu kadin bir aptal. Gozlerimin içine bakarak bana yalan soylemesine dayanamıyorum. Benden korkuyordu bir ceylanin aslandan korkmasi gibi bnden korkuyordu belkide haklıydı korkmakta herseyi yapabilecek bir gücüm var hem akıl gucu hemde bilek gücü ama savunmasız bir kadina zarar verecek kadar acımasız degilim. Ama onun ürkek halleri sessizliği çoğu zaman damarina baktigimda bana cvp vermek icin delirdigini görüyordum ama yine sessizligi bir şekilde beni kndine çekiyor. Benden her kaçma çabasında farkinda olmadan ona daha çok yaklaştığımi hissediyordum. Bu his nasıl bir his bilmiyorum hic tatmadim öğrenmek biraz garip olacak ama öğrenmek için can atıyorum. Bugun tuzağa yakalanan Aslanı gördüğünde bana sarılmasi tum dengelerimi alt üst etti. Kollarimda kayboldugunda Yüzümdeki gulumseme arttı ve kollarimda titrerken verdiği nefes tenime dediğinde erkeklik hormanlarim taş kesildi. Ama benden sakladiklarinin farkindayim umarim aklima gelen başıma gelmez ve eğer öyle bir şey olursa elimde olmadan onu incetmekten korkuyorum cunku ben Doğunun aksine biraz fazla fevri ve fazla sinirliyim Doğu hep bu huyumdan şikayet edip dururdu keşke abim yanimda olsaydida hic durmadan şikayet etseydi ama o yok ve ben başka birine alışmaya korkuyorum. Aptalca düşüncelerimin arasında onun nasıl bir aptallik planladığını fark edememistim. Bana adimla seslendiginde arkami dönüp onu bileginde bıçakla görünce ona çoktan alıştığımı fark ettim ama gec kaldım o bilegindeki bıçağı cekmeden yakalayamadim. Bileginden yakan kan gölünü görünce yapacağım tek bir sey kalmıştı oda karal'a gitmekti. Bizi pek sevmedi cunku gelişimizle onun huzurunu kaçırmıştik. Oysa biz onu Babamız gibi görmek istedik ama o bize asla evlat gözüyle bakmadı. Bu evi bize bırakıp gitti. Onu bulmamız uc yılımizi aldi ama sonuç değişmedi bizi görmek bile istemedi. Ama suanda buna mecburdum bana yardım etmeye mecburdu 67 yaşındaki dunyali doktorumuza ihtiyacım vardı bana yardım edecekti ya güzellikle yada zorla.
Beklediğim gibi karşıladı beni ama kollarimda yari baygın olan elayı gördüğünde kapıyı sonuna kadar açtı. " sen ve başına açtığın belalar" dedi bizi yaninda istemesede bizim uzerimden gözlerini asla cekmemisti ve bnim neler yaptığıma ilk şahit olan hep o olurdu Doğu'nun bile bilmediği cok olayımi kapatmisti böyle bir gezegende bile. " seni rahatsız etmek istemezdim ama mecburdum"
"Yine yapmadın dimi bati yine ayni seyi yapmadım de bana yoksa bu kıza yardım etmem" dedi
"Yapmadim yemin ederim yapmadım lütfen yardım et ona" dedim çaresizdim ela bir şey olmasını istemiyordum yani bnim yüzümden artık kimseye bir sey olsun istemiyordum. Karal sifaci bitkilerinden yaptigi merhemle bilegini diktiginde elanin aci iniltiletini sakin iç çekişlere biraktiginda dışarı çıktım. Her zamanki kütügunun üzerinde oturuyordu ben yokmuşum gibi davranıyordu. Yanına gidip küçük kütüğede ben oturdum bnden bek hoşlanmazdi ama ona yine borçlanmistim. "Teşekkür ederim" dedim minnetle ama Karal dı bu sağı solu pek belli olmazdı. "Bir daha kndi pisliklerinle baş etmeyi öğren ve buraya gelme" dedi suanda karal umrunda değildi onun saçmalıklarida. Içeriye girip elaya baktim benden bir şeyler gizliyordu anlıyordum da tanımadığın bir insana hele ki böyle bir yerde asla güven olmazdi. kehribar rengi gözlerini açıp "Nerdeyiz" dedi. O sırada elinde iğrenç kokularla karal girdi içeri ve elanin bilegine baktı merhem işe yarıyor dedi içime bir rahatlama girmişti. Elindeki iğrenç otları elime tutusturup bunlari demle icir ona ve evimi terk edin dedi. Yaşlı moruk. Şöminenin uzerindeki sıcak sudan alip otları demledim ve elaya verdim her seferinde eline verdiklerimi koklamasi ilginçti icmicem cok pis kokuyor dediğinde fazla çıtķırıldım olduğunu anladim ama zorla icmesini söyleyince itiraz edemedi. Onu tekrar kucağıma aldığımda bedeni gerilemişti neden böyle kndini geriyordu ya ben kndimi neden Kasıyordum bilmiyordum. Eve geldiğimizde artık bazı şeyleri konusma zamanimizin geldiğini fark ettim. Bu kez tek kelime daha yalan söylerse vereceğim tepkiden korkuyordum. Onun buraya nasil geldiğini ogrenmeliydim karşına oturdugumda garip davranıyordu bahane bulmaya calisiyor gibiydi konuş dedigimde korkmuştu. Ama bana söylediği yalan karşısında kahkahalara boğuldum gezgin özgür biri oldugunu ve resim cekmegi sevdiginden ve bir sürü zirvaliktan bahsediyordu güldüğümu görünce ilkkez gerçek tepkisini verip suratini asti. Peki onun bu yalanini ona söylemek yerine göstermeyi tercih ettim ve onu herzaman görmekten seyretmekten buyuk bir zevk aldığım yere götürdüm Doğu buraya cennet derdi haklıydı da tum gezegenler burnunuzun dibindeydi biraz daha yaklaşsak sanki cehennemi görecek gibi olurduk çünkü dağın uçurumdan lav denizi vardi. Güneşe elini uzatsan tutacak kadar yakindi bize bu yuzden mevsim hep yazdı ama geceleri biraz soğuk olurdu buralar. Kekeleyerek burasi neresi dedi bnde gerçeği söyledim agzi yine bes karış acik kalmıştı gülümsedim aptal hallerini hoşuma gidiyordu. Eve döndüğümuzde tamam dedi herseyi anlaticam. Bekledim konussun diye ama aklıma gelen başıma geldi hoca dediği an gözüm artık hic bir seyi görmüyordu elimin altinda kaybolmaya başlayan cılız nefesi ve kaybolan kehribar rengi gözleri. Parmak ucuma dokunan şah damari güçlü sıkışımin altında yavaşça azalmaya başladı ve o an hersey bitti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venüs Kızı
ChickLitUyku..... Derin saatler günler alan derin bir uyku. Size ne kazandırır. Bana aşkı kazandırdı. Korku damarlarımda cirit atarken aşk kalbimi ve her hücremi ele geçirdi. Uykunun derin kollarında bulduğum adamanin gerçekleriyle başa çıkabilir mi...