...artık benimsin...

3.4K 213 2
                                    

Korkma. Sakin ol. Ondan korktuğunu en önemlisi ona deli gibi aşık olduğunu belli etme...
" Venüs kızı" dedi alayla ayağa kalkip karşımda dikildi. Sanki daha bi heybetili olmuştu. Karanlik gözleri hala aynıydı.
"Korkuyorsun kokusunu alabiliyorum ama" dedi ben yerimden bile kipirdayamazken o Etrafimda dönüyordu. Evde olduğum için saçlarımı topuz yapmıştım parmak uçlarını ensemde ki yıldıza benzer ben'me dokundurunca irkildim. Ondan kacamazdim bağıramazdim nefes bile almayı unuturdum onun yanında.
"Bilmediğim bir koku daha var hayat çemberinin içinde" dedi ve ona bakmam için çenemi kavradi
" yakıcı ama imkansız bir koku" dedi kaslarını daha çok catmisti anlamaya çalışıyordu ama ben anneme yaptıklarından sonra asla kndimi ona acmayacaktim. Aptal cesarati derler ya iste ona sahiptim ben çenemi tutan elini ittirdim. Bu aptalligim onu şaşırtmisti ko gülümsedi ama gulumsemesi bile icimi ürpertiyordu. Nasıl bir duyguydu bu bndeki aşk korku panik herşeyin düğüm olduğu kocaman bir yumakti icimdeko duygu. Üstüme geldikçe kaçmak yok olmak istiyordum hemde ona sarilacak kadar da özlem vardı icimde. Sonunda kacamayacagim bir noktaya geldiğimde sırtımdaki duvar sonumun geldiğini anımsattı. Birden bilegimi tuttugunda gozlerimi kapattim. Parmaklari pembe izin üzerinde gezindi. Tüylerim diken diken olup korkumdam daha baskın bir hissi açığa cikardi. Tutku.
" uzun zaman oldu ha Venüs kızı"
" ne istiyorsun" dedim elimi çekmeye çalıştım ama basaramadim
" benim olani" bu imkânsızdı taşın nerde oldugunu bile bilmiyordum.
" taşın nerde oldugunu bilmiyorum hocada " dedim attığı kahkaha susmama neden oldu.
"Taşı umurunda değil" dedi gözlerine bakmaya korkuyordum.
" hazırlığıni yap gidiyoruz" dediğinde ona hayir diyemezdim asıl soru ona hayir gitmiyorum demek istiyor muydum.
" ben şey gidemem ailem annem ona yaptıkların"
"Nedrn bahsediyorsun sen" dedi ciddiyetle.
" annemden uzak dur senin derdin bnimle onunla değil" dedim
"Laf kalabalığı yapma bana gidiyoruz dedim bitti. Güzellikle düş önüme yada zorla"
"Gelmicem burda bi hayatım var sevdiklerim var" dediğimde ne zaman gelip boynunu tutmuştu anlamıştim görmemiştim bile.
"Kim o sevdiğin doktor bozuntusumu" dedi. Sesindeki kıskançlık Tehtit ve beni donduran soğukluk inanılmazdi
" onu bi daha yanında yakınında görürsem yapacaklarımi tahmin bile edemezsin" allahim lütfen al bu duyguyu benden karnındaki ince sızı burnuma değen burnu dudaklarimi yalayan nefesi. Ve delice merak ettiğim şey. Acaba dudaklarının tadı ayni mıydı. Bedenimin üzerine baskı yapan vücudu hala cok sertti Temmuz'da beni Alaska soğuyla buz gibi terleten adam onca yil bir kere bile aklimdan çıkmamışti. Yaşadığımız bir kac gün bana bir ömür boyu yetecek anilar vermişti. Ama şimdi karşımda eli boğazımdaydi. Bana ne yapsa haklıydı çünkü onun en değerlisini çalıştım ve o bunca zaman intikam almak için beklemisti ve intikam almaktada hakliydi bende haklıydım herkes kndi açısından haklıydı ben ailem icin yapmıştım o kaybettiği icin yapacakti. Gücüm yoktu ona karşı koyamazdim bana ne yaparsa yapsın gücüm onun karşısında yetersizdi.
"Aklına geldi mi hic seni bulursam ne yapacağım" zorlukla yutkundum.
" bnden çaldığın şeyin bir bedeli olacağını biliyordun ama çaldın"
" ben mecburdum ailem icin yapmak zorundaydim bana istediğini yap ama ailemden uzak dur" dediğinde telefonum gürültüyle çalmaya başladı. Kafasını çevirip sehpaya ki telefonumun ekraninda yazan ismi görünce sertce başını bana çevirdi.
"Benim olani almaya çalışan aptal insan oglu yazık" cümleleri kanimin damarlarımda sahlanmasina neden oldu.
Boynundaki elini gevsetip bir adım uzağımda durdu. "Ac yardım iste" dedi korkuyla titreyen ellerime aldim telefoni
"Efendim arif"
"Canim uyudun mu"
"Hayır"
"Ben rezervasyonu yaptırdım izin işide tamam" dedi bnden bi tepki bekledigit belliydi ama karşımda bana bakan adam oldukça cevap veremezdim.
"Sonra konuşalım mı çok yorgunum" " Tamam canım sabah alırım seni iyi geceler canım mucuk" dediginde Batı'nın seyriyen gözü kasilan çenesi sıklığı dişleri korkudan elim ayağımin tiremesine neden oldu.
Ona fark ettirmeden seyrettim onu. Hala aynıydı hic değişmisti. Aradan geçen uc yıl onu değil beni çok değiştirmişti sanki dündu onu bırakıp gittiğim. Yüzü hala sert gözleri hala ateş alan kara zindan gibiydi tek bir kırışık herhangi bir yıpranma belirtisi yoktu. Üzerindeki siyah kapsonlu ceketinden belli olan kasları gözüme ilişti. Kalbim onun karşısında tuzla buz oluyordu ama kndimi tutmaliydim ailem için ona karşı koymalı onunla gitmemek için bi şekilde onu ikna etmeliydim. Tabi kndimi nasıl ikna edecektim en zoruda buydu zaten.
"Git yat" dedi sessizce. Pencereden kndi gibi karanlık geceyi seyrediyordu. Onunla konuşacak daha fazla iradem yoktu elimde olmadan yapacaklarimdan korkuyordum. Yatağa girip uzandin o hala bana bakmamisti. Dakikalarca onu izledim birden bana dönünce gozlerimi kapattim. Hic uyumadim safak sokmeye başlamıştı koltukta oturmuş gözlerini kırpmadan bana izliyordu. Karanlıkta onu izledigimin farkında degildi. ceketinin fermuarini indirdiginde yerimden sicrayarak kalktim.
"O taş imkansız ben onu aldim enver hocaya verdim" dedim düştü dudagi havaya kalkti ki gulumsemesi şeytaniydi.
" sen yanimdayken gerçek taşı boynumda taşıyacak kadar aptalmiyim sence" dedi ve gelip yatağa oturdu tam karşıma
" artık benimsin sadece benim Üzgünüm ela askimla lanetlendin askinla hayat buldum" dediginde nefes alamadım çünkü dudaklari nefes almami engelliyordu.
" benim olani almaya geldim Venüs kızı seni sadece seni"
Kalbim durdu zaman durdu hayat durdu ama dudakları durmadı...

Venüs Kızı  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin