Venüs taşı

3.1K 198 0
                                    

Nefes nefesydim sanki yuz metreyi soluksuz kosan hüseyin bolt gibi hissediyordum kndimi. "Siz.. siz bni nasıl bir pisligin icine suruklediniz böyle" dedim ve kalkmaya çalıştım. Evet sadece çalıştım ama basaramadim çünkü buyuk demir bir yatağa ellerim kollarim zincirlenmisti. zincirleri çekiştirdikce bileklerime kan oturuyordu ama umurunda değildi. "Üzgünüm ela gerçekten Üzgünüm ama gitmene izin veremem sen bnim tek umudumsun" ne hayir olamaz yaa hayatım daha ne kadar berbatlasabilir derken şimdide bu sadist adam beni zorla alikoyuyordu. "Sen sen kafayı yemissin çöz beni hemen bu yaptığın çok aptalca hocam lütfen" diye ağlamaya başladım canım yanıyordu. Yatagin kenarina oturup kulagima kadar akan göz yaşlarımi elinin tersiyle sildi.
"Herseyi biliyorum ela herseyi" dedi "hersey. Herşey ne be adam neden bahsediyorsun sen birak beni canım acıyor" dedim ve kndimk kurtarmaya calisarak kollarimdaki zinciri çekiştirdim. Umut iste kurtulamayacagimi bile bile çekiştiriyordum zinciri.
" rahat durursan canin yanmaz ama yok benim dediklerimi yerine getirmezsen canini daha çok yakarim" harika iki taraflida boka batmistim gercek dunyada hocam diğer tarafta o. "Hocam lütfen zaten size yardım etmiyormuyum beni bu şekilde baglamaniza ne gerek var"dedim sakin olmaliydim.
"Orda gördüklerinden sonra burda kalmayacagini biliyorum ela ben aptal değilim" o zaman burda aptal olan ben oluyordum cunku aptal olmasam bu kadar boka batamazdim.
"Üzgünüm tekrar gitme vakti seni uyarmaliyim batı cok tehlikeli bir adamdir ve bnden bahsedersen seni kesinlikle öldürur dikkatli ol ve bana o turkuaz taşı getir" dedi. Ne diyor bu adam batı turkuaz tas .
"Hocam oraya gitmek istemiyorum lütfen yalvaririm çözün beni lutfen.
Başımın uzerindeki kemeri sıkıp başımı sabitlemisti. Gozlerimi kapatsamda kulaklarim onun sesini duydukca hipnoza yaklaştığımi hissediyordum. Veee yine o göl. Neden her defasında bu göle geliyordum herseyin başlangıcı bu gölle oluyordu. Bulmaliydim burdan kaçışı bulmaliydim.
"Demek burdasin" diyen sesle olduğum yerde kalakaldim. Nefesini hissettigim de ruzgardan bile sert alip veriyordu solugunu. Korkuyordum ama şu anda ondan başka biri bana yardım edemezdi.
Ona bakmaya çekiniyordum yine titremeye kekelemeye başlayacaktim. Yanima gelip durdugunda gölu seyretmeye başladı. Allah'ım ona bakmak istemiyordum ama yapamıyordum yan gözle ona caktirmadan baktigimda profili bile kusursuzdu. Yüzünü bana döndüğünde o karanlık gozler dahada kararmisti.
"Sen mi yürürsun yoksa ben mi seni götüreyim" dedi. Mecburdum ve bu mecburiyet yüzünden onunla gitmek zorundaydim. Ben önden o arkadan kulubeye kadar yürüdük.
"Bir daha bnden habersiz nefes bile almayacaksin yoksa sonun sonun onun gibi olur" dedi kafasiyla arkami işaret etti. Ani bir hareketle arkami döndügumde çığlıklarla koşup ona sarildim. Hata üstüne hata yapiyordum. Karşımda kocaman bir aslan vardı. Yaşıyordu ama zorla nefes aldığı ve birazdan öleceği belliydi. Bense şuanda delinin birinin beline sarılmış gozlerimi sımsıkı kapatmistim.
"Kollarima atilmaya bu kadar mi heveslisin" dediğinde hemen kndimi ondan ve aslandan uzak bir köşeye attim. Pic kurusu. Ne kadar uzağa gidelirdim ki bana attığı her adımda geriye kaçmaya çalışıyordum ama nafile. "Gel buraya"dediginde bilegimi tutup beni iceriye surukledi ah bittim ben tecavüz edecek etmezse öldürecekti iki durumdada bitmistim. Beni yatağa firlattiginda içindeki ses bun adam erkek irkinin son modeli en üsttu bundan daha mükemmeli henüz yaratilmadi bosver olacaksa bununla olsun diye zevkle kıkırdiyordu.
"Lütfen yalvaririm" diye kekelemeye başladım. Ayaklarimin dibine diz çöktü ve ayakkabılarımi cikardi. Ona engel olmaliydim ama çoraplarimi çıkarıp ayak bileklerimdeki keskin morluklarda parmak uçlarını gezdirdi. Agzim yine bes karış acik kalmıştı. Kafasini kaldırdığında bakamadim o sert ve acımasız yuzune özellikle gözlerine. Elini tutup ince badimin kollarini sıvadiginda ayni morluklari yine gördüğünde yanimdan sicrayarak kalkti
"Kim yaptı bunu sana" dedi neden telasliydi neden bu kadar tepki vetmistiki ayni sey ona olsaydi bnim umurumda olmazdı.
"Cevap ver dedim sana bunu kim yapti" ne diyecektim ben su anda bi odada bi yatakta bagliyim hocam beni sana mi gönderdi diyecektim.
"Hic kimse biz yani arkadaşlarla oyun oynarken oldu" inanmamisti
"Sen bana burda başka birilerininde mi olduğunu soyluyorsun yani" diye kükremeye başladı ki eminim dışardaki aslandan bile daha sertti.
"Hayir hayir ben yalnizim bu buraya gelmeden önce oldu" dedigimde yalan soylemenin cezasini cekecegimi biliyordum. Her taraftan şiddete maruz kalıyordum hocam beni bir yatağa zincirlemisti bu adamda eliyle gırtlagimi sıkıyordu. "Bana yalan soyleme kadın bu izler dun yoktu" dediginde ne tur bir yalan beni kurtarabilirdi ki. Ilkez bu kadar yakindik. Yakından daha kussursuzdu. Nefesi tum bedenimi sarsıyordu bu durumda bile. Ölüyorsun aptal dedim kendime ellerimi göğsüne yerleştirip onu itmeye vurmaya calissamda karşımda taştan bir duvar vardi.
"Bırak" dedigimde gözyaşlarım akmaya başladı. Bogazimda gevseyen parmaklarindan sonra beni birden biraktiginda ahşap zemine yığıldım bir kum torbasi gibi kac ela kac dedim kndime ama
"Sakın. Sakın"dedi sanki aklımdan geçenleri okumuş gibiydi. Masada duran kılıcı alip homurdanarak dışarı cikti arkadindan gitmek istemiyordum ama merakim yine beni esir ediyordu. Disari çıktığımda elindeki Kılınç benzeri bicakla yavru bir ceylanin derisini yüzüyordu. Boş olan midem gördüklerimden sonra safran kusmaya başladım nasıl bir manyakla yan yanaydim ben kacmaliydim diyip kndimi ormanin derinliklerine attim...

Venüs Kızı  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin