"Yeğeniniz mi?" Dedim alt çenem şaşkınlıktan nerdeyse aşağıya düşecekti. Bu adam bunu nasıl yapmıştı. Şefika hanimin yeğeni olmadığı aşikardi ama anlayamamistim. "Elacim batı'a hastsneyi gezdirirmisin ben bir toplantıya girmeliyim bati büyük bir ilaç firmasının başında bize yardımcı olması için onu amerikadan çağırdım" dedi Şefika hanim. Bu adamın yapacağının sınırı yok gibiydi. "Canim öğle yemeğinde görüşürüz" dedi ve batıyı yanaklarından öptü bana dönüp parmağını kaldırıp "sende geliyorsun arif'e haber ver" dedi ve çıkıp gitti. Arkasından baka kalmıştım. Şimdi ne yapacaktim ondan uzaklaşmak istedikce hep yani başımda buluyordum bu adami
"Eeee" dedi ona döndüğümde yüzündeki zafer kazanmış ifade cok sinirimi bozuyordu. Sessizce onu seyrettim yüzündeki ukala gulumseme silinip yanıma geldi
"Yapacaklarımin sınırını görmüşsundur herhalde"dedi
"Neden nasıl yapıyorsun bunu"
"Nedenini nasılsını bana bırak sen sonuça bak"
"Eline ne geçecek"
"Benim olana yakın olucam madem sen gelmiyorsun bnde dünyaya alışmaya başlasam iyi olur" dedi ve kapıyı açıp bana göz kırpti.
" ela hanım lütfen önden buyrun" dedi. Pis pis sırıtiyordu kndimi toparlayip dışarı çıktım. Onunla yan yana yürüyebildigime şaşırıyordum.
" Burası doktorların dinlenme odası genelde burda oluruz" dedim ve koridorun başındaki odayi ona gösterdim. Pek ilgileniyor gibi görünmüyordu. Sol kapıyı gosterip hemşirelere selam verdim. "Burası çalışan hemşire ve bakıcılarin dinlenme odası" dedim ve yürümeye devam ettim. "Burası kamera ve kontrol odası güvenlik noktası" dedim büyük koridorda beraber ilerliyorduk. "Ela hanım" diye bağırarak bana koşan Şule batıyı fark edince oldugu yerde kaldi. "Evet Şule" dedim ama Şule beni duymuyormus gibiydi. "Şule" diye bağırinca bos koridorda sesim yankilandi. "Sey ilk hastaniz sizi bekliyor odanıza aldim" dedi ama bana bakmadan konuşuyordu. Parmağımi gözünün onunde şıklattigimda kndine gelip bana dondu. "Afedersiniz" dedi ama resmen hayallere dalmış gibiydi.
"On bes dakikaya gelicemi söyle kahve ikram et"dedim ama Şulenin dünyayla ilgisi yoktu hala batiya bakıyordu ve ben gerçekten sinirleniyordum. "Şule"diye tekrar bagirdigimda batının dudaklarindan bi gülücük çıktı artik ona nasil baktiysam hemen sustu. Şule arkasını dönüp geldigi yere gitti.
"Kadınlar ve uzerindeki etkilerim" dedi ve gülerek yürümeye devam etti oldukça keyifli görünüyordu. "Geliyorum musunuz?" Dedi ben sinirle dişlerimi sıkarken.
"Ne tür hastalıklarla ilgileniyorsunuz" dedi yürümeye devam ederken. Sanki cok umurunda dememek için zor tuttum kndimi.
"Alt katta genelde ağır hastalarimiz var şizofren çoklu kişilik bozukluğu depresyon ilerlemiş panik atak" dedim anneminde hala asagida olmasi canimi yakıyordu.
"Bebeğim" diye kulagima gelen sese döndüm "sabah vermeyi unuttum" dedi. elindeki kocaman papatya demetini bana uzatan adama minnetle baktım çünkü en zor günlerimde hep yanindaydi. Mis gibi papatyalari kokladigimda bana bahar gününü hatırlattı. Ama sol kulağımda ki şiddetli homurtuyla batıya döndüm. Gozleri yangın yeri gibiydi çenesindeki kasılma dişlerini sıktıginin kanıtıydi. "Arif bey Şefika hanimin yeğeni batı bey. Arif beyde Hastanemizin en kıymetli doktorlarindan" dedim
Arifin uzattığı eli sıkan batı
"Memnun oldum" dedi tıslayarak.
"Bnde öğle yemeğinde görüşürüz tatlım özle beni" dedi ve arkasını dönüp odasına girdi.
Kolumdaki acıyla elimdrki papatyalarin koridora dağılmasiyla kndimi karanlık bir odada buldum. O karanlıkta bile gözleri yangın yerine donen adamdan ölesiye korkuyor bi o kadar da etkileniyordum. Vücudum onun sert göğsü ve duvar arasında sıkışıp kaldi. Değil kipirdamak nefes bile alamamıyordum. "Cık cık cık" dedi ve elini çenemle boğazımim arasında ki yere koydu. Öyle sıkı tutuyordu ki bir an çene kemiklerim birbirine girdi zannettim ama garip bir şekilde canım yanmiyordu.
"Galiba soylediklerimi anlamamışsin en iyisi uygulayarak göstermek" dedi ve ben konuşmak için agzimi açtığımda kelimelerim onun dudaklarina çarptı. Nasıl bir dokunuştur bu nasıl bir tat dudaklari onun oldugumu ispatlamak için dudaklarimi ve beni esir ediyordu. Kndimden gectim dili ağzımin her noktasıni ezberlemek icin dolaşırken kasiklarimda ki agri yüzünden dudaklarimdan bir initlti cikti. Eli saçlarıma dolandiginda diğer elide belimi kavradiginda beni daha çok kndine cekti. Çaresizdim onun karşısında. Onu uzaklastirmak icin aptalca bir savaşa girdim ama kaybettim yine kazanan oydu ben onun karşısında hükmen maluptum.
"Benden başka bir erkeğe değmeyecek o gözler benden başka erkeğe gelmeyecek o dudaklar dokunmayacal o eller" dedi ben nefes nefesydim o gayet normaldi.
"Bu dünyayı yakarim Venüs kızı dunya yanarken sigara içerek izlerim" dedi. Saçlarımda ki ve Belimdeki ellerinin dokunuşu ne kadar yumuşaksa sözleri de bir o kadar sertti.
"Lutfennn" dedim çaresizdim. Uzerimdeki bedenini geriye doğru atip ellerini saclarina daldirdi. "Yapacaklarıma şahit olmanı istemiyorum" dedi ve tekrar yanıma gelip gözlerime baktı cevap bekliyor gibiydi " benim gibi bir canavarı sever misin?" Dedi ama ben cevap vermeyince aniden kapiyi acip gitti. Kalcamdan aşağısı tutmuyordu felç geçirmiş gibiydim. Oracığa yıkılıp kaldım. Neden böyle olmak zorundaydı ona kndini açamıyordum korkuyormuydum evet belki biraz ama içimdeki duygunun yoğunu korku değildi. Aşk ama imkansız anneme yaptıkları yaşadığım çocukluk yasayamadigim Gençliğim bunlarla hüngür hüngür ağladım ilkkez bu kadar sesli ve yogun ağlıyordum. Yorulmuştum bir şeyleri düzeltmeye çalışmaktan basaramamaktan ona geri dönülmez bi sekilde aşık olmaktan korkuyordum. Annemle babam birbirine delice aşık olarak eklenmişti ama sonuç ortadaydi.Yerimden kalktığımda Üzerimi düzeltip dışarı çıktım. Koridora dağılmış ve uzeri bilerek ezilmiş papatyalari topladim ve cansız ayaklarımi suruyerek odama gittim.
"Ela hanım neyiniz var ne oldu size" diye çığlık atan Şuleyi duymazdan geldim " şunları vazoyo koy" dedim ve kndimi lavoboya attim. Yuzundeki rimel izlerine baktim. Dudaklarım şişmiş kıpkırmızı saçlarım arap çorbasına dönmüştü. Ama tüm bunlarin yaninda kndimi berbat hissetsem de Dudaklarımdaki tat bana lanet olsun ki herseyi unutturabilirdi. Yüzümu yıkayıp saçlarımi taradim makyajimi düzelttim ve hastam için odama girdim. Ve masamda ki çiçeklere baktım ama bunlar ezilip paramparça olan papatyalar değildi uzerindeki bordo kartı aldimSevgili öğrencim en yakın zamanda görüşecegiz batıya selamlar
Enver Karagöl
Yazıyordu. ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venüs Kızı
ChickLitUyku..... Derin saatler günler alan derin bir uyku. Size ne kazandırır. Bana aşkı kazandırdı. Korku damarlarımda cirit atarken aşk kalbimi ve her hücremi ele geçirdi. Uykunun derin kollarında bulduğum adamanin gerçekleriyle başa çıkabilir mi...