...VEDA...

2.5K 187 2
                                    

"Sen neden ağlıyorsun" diyen sesle gözyaşlarımi sildim onun karşısında böyle görünmek istemiyordum. Aslında bu durum ona özel değildi kimsenin ağladığımi görmemesi için çoğu zaman yatakta ağlardim.
"Ben hep bi şekilde" dedim ama sustum.  Kime ne anlatacaktim ki onu tanımıyordum beni tanımıyordu hem buraya geliş sebebimi her zaman unutturuyordu bana.Annemin kaderi hocamin iki dudagi ve iki parmağına bakarken ben neler düşünüyordum. "Konuş sorun ne anlat yardım edeyim"
"Nasıl yardım edebilirsin ki burda bile değilim her an uyanadirilabilirim bir daha gelmeyedebilirim sen bana nasıl yardım edebilirsin" neden ona bu kadar sert çıkışıyordum ki onun suçu neydi o taşa sahip olmasinimi peki benim suçum neydi  cok uyumak mi. "Anlat dedim anlat" dedi ve beni bilegimde tutup yine suruyerek eve götürdü. 
" ya şimdi bana herşeyi anlatırsin yada" dedi
" anlattım ya ne istiyorsan anlattım"
" Sana bana yalan söylersen olacakları anlattım dimi ela sakladığın her neyse onu söyle bak sabrimin sonundayim" yine o Gaddar acımasız adam çıkmıştı karşıma. " o taşi almak zorundaydim batı buna mecburum" dedim korkuyordum vereceği tepkiden
"Al hadi durma al " dedi ve kollarimi tutup beni kndine cekti. Seçim sunuyor gibiydi bana ya dudaklarini yada taşı almam gereken bir seçim di bu peki ben hangisini seçecektim. Ellimi taşa uzattigimda taşa değil ama onun dudaklarinda buldum elimi. Öyle güzel bir yüzü vardi ki. Sakallari çıkmıştı alnini kapatacak kadar güzel saçları vardı gur ve canlı.  Burnu tam bir erkeğe goreydi ne büyük ne küçük gozlerini anlatmam zaten o kadar kelime haznem yok. Elmacık kemikleri cikik bir yuzu vardı ve sol yanağındaki gamze ve ust dudaginin sağ köşesindeki siyah nokta beni alt dudagi üst dudagina göre fazla dolgundu beni optugu gun geldi aklıma heyecandan yine titremeye basladim.  Ben tum bunları düşünürken elim onun yüzünü ezberlemek icin ona dokunurken o sadece gözlerini kapatti. Durmaliydim o gözlerini acip bana bakmadan beni o zindan gözlere hapsetmeden Durmaliydim.  "Durma" dedi sanki aklimi okumuş gibiydi. Gozlerini açtı öyle karanlıkti ki sonsuzluk gibiydi uçurum gibi dipsiz bucaksız kör kuyu gibi simsiyah.
"Be ben co çok Üzgü " boğazımi temizlendim konuş aptal anlicak.  "Üzgünüm Özür dilerim bir an kndimi kaybettim"
"Benide kndinle kaybet" dedi ve dudaklarimi buldu yine. Ah bu tat ömrümün sonuna kadar pesimi bırakmayacak biliyorum ve asla bu tada sahip olamayacagim bir gerçek. Dilinin dokunuşu tadı kndimden geçiyordu beni nasıl bu kadar güzel öpüşebilirdi ki hemde burda hic kadın olmayan bu gezegende. 
"Ömrümün sonuna kadar beni kndinle lanetledin gitmene izin vermeyeceğim" dedi ve yine öptü beni. Ahh yapma bırak beni demek istemiştim bi dakika ya ben kimi kandırıyorum öyle bir şey aklımın ucundan bile geçmedi.  Beni kucağına alıp yatağa götürdü.  Güçlü kolları sert göğsü arasına sıkıştırdi beni kollari guven veriyordu. Neden burda ya neden burda neden ona hocam sayesinde sahiptim hocam olmasa onu kaybederdim. Karar ver ela karar verme zamani bunca yil boşuna okuyup didinmedin belki bir daha göremeyecegin bir adam icin neden aileni tehlikeye atıyorsun.

  Üzgünüm batı cok Üzgünüm affet beni dingin atan kalbin huzurla aldığın nefes için affet beni bunu zehir edeceğim için affet beni.

     Kndimi gol kenarında buldum yanindan kalkıp buraya gelmek benim için zor olmuştu ama başarmıştım. Ayin yogun ışığı gölu aydınlatıyordu. Ensemde ki kabarık bene dokundum onu ilkkez iki yıl once Saçımi kestirdigimde kuaförum gostermisti "harika bir dövme"demisti ama onun dövme Değil ben olduğunu anlayamamisti.icimdeki kararsızlıkla ve belkide aşk yüzünden hemen geri dönebilirdim ama dönmeye zaman bile bulamadan kndimi göl kenarindan sonra yatakta buldum hocam gülümseyerek bana elini uzattı bende avucuma sıkıca kilitledigim turkuaz taşı ona verdim...

Venüs Kızı  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin