onun

3K 192 11
                                    


herşey için teşekkür ederim vote ve yorum atmadan geçmeyin

seviliyorsunuz. sibel.....



BATI.....

Gök yüzünün mavilikleri, gecenin kasveti, küçük bir çocuğun içindeki yeşillikler gibiydi onun tenine ve soluğuna olan özlemim 

kendinden o kadar emindi ki. 

aptal kadın. benim olmak istiyordu , benim ya benim, 

benim gibi bir ucubenin kadını olmak istiyordu. 

aklını kaybetmiş. 

ama ben hala aklı başındayım. onu kendimle karanlıkta yürütmeye dayanamam. 

ben kollarında ölmeyi hayal ederken o benim olmak istiyordu. delirmiş. 

çırılçıplak karşımda. teninin gün ışığında parlayışı kasıklarımdaki  ucube erkeği uyandırsa da bu olmayacaktı. onu bir kez almanın eşine gelmiştim ve kendimi zor durdurmuştum bu kez bu olmayacaktı eğer dokunursam duramazdım ve durmazsam o benimle birlikte ölümsüzlüğe adım atar ve bir süre sonra acıları dayanılmaz bir hal alırdı. 

o bunlara dayanmazdı. yaşlanamaz ölemezdi. 

bu lanet tıpkı böbrek hastalarının su içmek istemesi ama suyun  yasak olması gibi bir şeydi, 

ölmek isteyip ölememek. 

gözlerimi ondan çekip tam kapıya gitmiştim ki söyledikleri kanımı dondurdu. 

''eğer bana dokunmazsam dünyaya döndüğümde kendimi önüme gelen bir adamın altına atacağım '' dediğinde  cinnet  kapı eşiğinde beni bekliyordu ve gelmesi, onu içeri almam an meselesiydi.

''umurumda değil'' dedim ama bu cümle ağzımdan çıkmışta olsa canımın acımasına dayanamıyordum. arkada onun ne halde olduğunu önemsemeden kendimi dışarıya attım. 

tanrım... ne gerek vardı ki kadınları da yaratmaya. tamam yarattın ama kullanma kılavuzu da içinde olsaydı hadi oda yoktu diyelim neden bu kadar zor yarattın ki onları tamam onları zor yarattın bizi neden bu kadar basit aciz yarattın ki hiç olmazsa onları anlayacak kadar aklımız olsaydı. 

''iyi misin?'' diyen sese döndüğümde karalı gördüm. ilk kez bana nasılsın diye soruyordu ve ilk kez sesi bıkkın değil sakin ve yumuşak çıkmıştı. 

''değilim'' dedim ve yanında ki taşa oturdum. 

''al onu'' diyen adama baktım. daha ağzımı bile açmamıştım ki nerden biliyordu ne söyleyeceğimi

''alamam yapamam karal'' dedim ve ellerimi saçlarımın arasından geçirdim. 

''neden ölmek istediğini ona açıkla anlayacaktır'' dediğinde hayır der gibi salladım başımı

''anlamaz anlayamaz '' 

''anlar dene ne kaybedersin'' 

''anlattım aslında yani en azından bir kısmını anlattım  anlamadı karal''

''tamam o zaman sende tamamını anlat bakalım ne tepki verecek'' dediğinde gür kayın ormanlarının hemen önündeki derenin bitişiğinde ki çalılıklardan çıkıp çıplak ayaklarıyla göle adım atan kıza baktım. 

tanrım... venüs güneşinin altında o kadar güzeldi ki. dayanamamaktan korkuyordum. 

onu kendimle cehenneme sürgün edemeyecek kadar çok seviyordum. 

Venüs Kızı  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin