Hayır imkansız taş olmadan ordan çıkamaz öyle demişti. Herşeyin başlangıcı taş demişti. O enver hocanın elinde. Bu imkansız ama annem batıyı biliyordu. Surunerek odadan çıktım. Kndini toplamaliydim ben hic bir zaman bencil biri olmamıştım şimdide kndimi değil annemi ve durumunu düşünmeliydim. Bati ve bana reva gördüğü son biraz bekleyebilirdi.
" iyiydi biliyorsun hersey yolunda gidiyordu dun gece hemşire pınar beni aradı bende apar topar geldim" hocam oldukça endişeli görünüyordu ve bunu daha çok korkutuyordu.
" sol bilegini gördün mu" dedi başımı salladim Hayır anlaminda.
" bilegini kesmis ela Nazire hanımın o kadar kötü günlerini gördüm ama bu gece ki cok farklıydı ela gozlerinde saf korkuyu gordum"
" bilegini nasıl kesmiş yanında kesici alet yoktu"
" bilinmiyor zaten bilegini başkasının kestiğini söylüyor. Bak canim seni severim bilirsin ama başa dönmek istemiyorum ve eger dönersek onu tekrar diğerleriyle tutmamiz gerekebiliriz" dedi bunu beklemiyordum. Annemi diğerlerinden ayirali uzun zaman olmuştu tekrar oraya dönmesini istemiyordum ama bu kez elim kolum bağlı değildi elim kolum kelepçeliydi. O kadar çaresiz hissediyordum kndimi.
"Hocam biraz bekleyip gozlemleyelim sonucu o zaman verelim lütfen direk böyle onemli bir karar almayalim ne olur" ağlamak istemiyordum ama kndimi durduramiyordum. Elindeki peceteyi bana uzatıp yanima oturdu hocam o sırada odaya Şefika hocam girdi. " düzelecek ela tekrar başa dönmesine izin vermeyeceğiz korkma" dedi. Bana verdikleri destek daha çok ağlamama neden oldu. "Özür dilerim affedin" dedim ve kndimi koridora attim. Arif beni bekliyordu. Onun o güvenli kollarina bıraktım kndimi. Odasına gittik Şule arkamda önümde koşturup duruyordu. " düzelecek ela lütfen kendinizi bırakma" dedi arif.
" tum hastalarınızi yarına aldim isterseniz eve gidip dinlenin" dedi Şule. " yalnız kalamak istiyorum teşekkür ederim" dedim ve kndimi öğle sıcağında hastanenin dışına attim. Ormanin önündeki bankalardan birine oturup saf oksijeni içime çektim. Arif balkona çıkmış bana bakiyordu. Ona minnetle el salladim. Cebimdeki telefonum titredi. Şuan kimseyle uğraşamazdim. Telefonumu tamamen kapatacaktim ama ekrandaki mesaj kutucuğu birden açılınca şok geçirdim. Özel numara.
Sonunda kavusacagiz Venüs kızı benden çaldığınin hesabını verme zamanı. Arife slm söyle bir daha sana dokunacak olursa o parmaklarını keserim. Yazıyordu.İtiraf etmenin zamanı geldi. Hep bunun hayalini kurmuştum ama bu şekilde degildi. Onun beni bulup kollarina alacağının hayalini defalarca kndime bunu itiraf edemesemde kurmustum. Güçlü kollarini zindan gözlerini çoğu kez rüyalarımda görmüştüm. O benim için başlangıcın sonuydu herseyin ilki herseyimin sonuydu. Herşey onunla ilkti ve ondan sonrada asla kimseyi görememistim. Burnumun dibindeki arifi bile. Beni en yakınlarımla tehdit ediyordu ve en önemlisi annemi ikimizin arasında ki meseleye karıştırmisti. Söz konusu ailemdi ve ben ailem icin canımı seve seve onun ellerine vermeye razıydim. Topla kndini ela sen her zaman güçlü bir kadındın şimdi kalk ve onunla yüzleş alacağı bir canın var oda pek önemli değil dedim kndime ve telefonumu cebime sokuo hastaneye girdim. Pinar hemşireye bana elma çayı getirmesini söyledim eski bir anıyi canlandırmanin zamanı gelmişti. Elindeki çayla annemin odasının önüne geldim. Kapıya bakıcı dikdikleri için hocalarima minnettardim. " Nasıl" dedim Umur bakıcıya. " iyi efendim sakin" dedi ve kapıyı benim için açtı. "Çöz" dedim umur'a itiraz edecek olduysada gozlerimle susturdum onu. Tum kemerlerden kurtuldugunda onu oturdum başımla umur'a çıkmasını işaret ettim. Gozlerini boş bakıyordu.
" bak sana ne getirdim" dedim elimdeki elma çayıni kokusunu alsın diye bardağı burnunun ucunda gezdirdim.
" babam hep anlatırdı hatırlıyor musun anne sen bize hamileyken elma cayi canin istemiş de babam bulamamış ya sonra sende evde ne kadar elma varsa kaynatıp içmişsin babam o yüzden bana elma şekeri burağa da elma yanaklı derdi" dedim ve aciyla gülümsedim.
" al bunu" dedi ve avucunu açıp buruşmuş kağıdı elime bıraktı.
"Çık dışarı" dedi ban bakmıyordu bile. Bilegi sarılıydi tipki bnimki gibi onun kesigide sag bilegindeydi. Avucuma sıkıca bastirdigim kagitla elimdeki bardağı umur'a verdim. Ve yürüyebildigim kadar hızla odama gittim. Buruşmuş kağıdı zorlukla açtım
Hesap cok kabardi Venüs kızı ne dersin hesaplaşma zamanı gelmedimi. Bi gece yarısı sen ve ben hesapladacagiz.
Yazıyordu hesaplasalim bati herkes eteğindeki taşları döksün bakalim. Dedim ve Çantamı alıp eve döndüm. Geri kalan zamanı tum günü babamla geçirdim belki onu bi daha göremeyebilirdim. Verandada oturup güneşin batısıni beraber seyrettik ben başımı omuzundan bir an olsun ayırmadan ellerini sıkıca tuturak saatlerce oturduk. Ve onu odasına çıkarıp iyi geceler diledim. Saat on ikiye geliyordu. Odama döndügumde onu pencerenin kenarındaki koltukta otururken buldum. Karanlikta süzülen daha karanlık adama baktım yine kusursuzdu tıpkı ölüm gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venüs Kızı
ChickLitUyku..... Derin saatler günler alan derin bir uyku. Size ne kazandırır. Bana aşkı kazandırdı. Korku damarlarımda cirit atarken aşk kalbimi ve her hücremi ele geçirdi. Uykunun derin kollarında bulduğum adamanin gerçekleriyle başa çıkabilir mi...