çok çok uzun zaman sizleri yalnız bıraktığımın farkındayım ve affınıza sığınıyorum:))
yeni bölüm için özelden gelen mesajlarınız ve yorumlarınız için çok çok teşekkürler. daha sık zaman ayırmaya çalışacağım.
yorumlarınız ve voteleriniz için teşekkürler.
seviliyorsunuz:) öpücükler.... sibel....
acı bir var oluş etkenidir hayatta. acı çekiyorsak yaşıyoruz yaşıyorsak nefes alıyoruz demektir.
yaa sevdiğiniz adam yaşamına son vermek için daha fazla nefes almamak için ve doğal olarak acı çekmemek için sizden kendi sonunu hazırlamanızı isterse. ona cevabınız ne olurdu?
''se... sen delirmişsin benden ne istediğinin farkında mısın?'' diyerek onu ittirdim. ama bu sert bir ittiriş değildi zaten onun karşısında ne kadar sert olabilirdim ki buna gücüm yetmezdi. o bir tufandı bense onun gazabına aşık bir köle.
benden istediği şeye bak ya onu öldürmemi istiyor. bense onunla hayat bulurken o kendisini öldürmemi rahat ettirmemi istiyordu.
acımasız bencil pislik. bana atmaya çalıştığı adımı durdurduğumda bana yaklaşması şuanda yapacağı en berbat şey olurdu. çünkü ona öfkeliydim ve neresine denk gelirse tırnaklarımı bulduğum yer yerine saplamak ve canını acıtmak istiyordum. beni anlaması için acının dibini yaşaması için bu az kalırdı ama gücüm anca buna yetiyordu.
''lütfen sakin olm....'' dediğinde içime çöreklenen ve onun sesiyle gün yüzüne çıkan umutsuzluk hızla yerini daha büyük bir hisse bıraktı.
hayal kırıklığı. ve öfke
benim bir insana yada o her neyse! ona kıyabileceğimi nasıl düşünürdü hele ki bu adam sevdiğim uğruna ölümü göze aldığım adamsa hayal kırıklığının sonundaydım.
öfkem, hayal kırıklığımdan daha baskındı. ne olduğu nasıl olduğu umurumda değildi
melek yada iblis, ucube yada yakışıklı umrumda değildi seviyordum onu.
bağlanmıştım ona tutunduğum dalı kesmemi istiyordu. bir nevi benimle öl diyordu ama ben onunla yaşamayı isterken o ihtihar edelim diyordu.
onsuz zaten ölüydüm ama allahıma da ihanet edemezdim birinin canını almak ve sonra arkasından gitmek. bunu yapamayacağımı görmüyor muydu?
üzerime bin tonluk hızlı kuruyan çimento dökülmüş gibi hissediyordum. kıpırdayamıyordum kıpırdarsam ondan uzaklaşırdım uzaklaşırsam ölürdüm.
oysa ben yaşamak istiyordum onunla yaşamak sadece onunla.
''sakın bana sakin ol deme sakın'' diye bağırdım.
hadi ela toparla kendini diye bağırdı içim bana. ahh mantıklı yanım ağır yaralarına rağmen hala ayaktaydı.
ona onunla yaşamak istediğini yaşamın o kadar da kötü olmadığını hissettir göster diye bağırdı
benden istediği aklımın hep bir köşesinde olacakta olsa, o formülü bulmuşta olsam asla ona vermeyecek söylemeyecektim.
''sen şu anda karşında gördüğün adama aşıksın oysa bu beden yüzyıllar önce çürüdü ve geriye de o ucube kaldı''
''boş konuşuyorsun bunun umurumda olmadığını çok iyi biliyorsun. saçmalamayı kes artık''
''bak sadece bir kez sana en baştan herşeyi anlatmama izin versen belki fikrin...'' dediği an beynim dağılmıştı hala fikrimi değiştireceğini sanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venüs Kızı
ChickLitUyku..... Derin saatler günler alan derin bir uyku. Size ne kazandırır. Bana aşkı kazandırdı. Korku damarlarımda cirit atarken aşk kalbimi ve her hücremi ele geçirdi. Uykunun derin kollarında bulduğum adamanin gerçekleriyle başa çıkabilir mi...