"Sakın kipirdama" zaten kıpirdayamiyordum taş kesilmiştim. Belime kadar değen gur saçlarım sıkı bir tutusla acıdı. Oydu gelmişti eninde sonunda geleceğini biliyordum. Ellerinin sertliği hala aynıydı ve beni kndimden geçiren kokusu. Başım onun çekişiyle arkaya doğru yatti. Ensemdeki nefesini duyabiliyordum. Korku mu Hayır korku yok ama heyecan hat safhada. Saçlarımda ki ellerini gevsetip sağ omuzuma atti saçlarımı ve Ensemdeki bene bakti. Gulumsedigini hissediyordum. Sıcacık dudakları enseme dokunduğunda sicrayarak kalktim.ohhh rüya allahım cok şükür rüya. Bi rüya insanı anca bu kadar etkileyebilirdi. Tetlemistim elim enseme gitti yoksa rüya değil miydi? Hemen kalkip anka Kuşu maketini aradım yoktu makyaj masamda olması gerekiyordu yoktu hemen cantami açtım oradaydı. Gerçekten rüya görmüştüm. Ama bi rüya bile beni kndimden geçirmişti titriyordum ve yıllar once hissettigim o ince sızı yine karnimdaydi. Saat sabahin alti bucugunu gösteriyordu. Rahatlamam gerekiyordu hemen duşa girdim. Ilık su muhteşemdi. Banyodan sonra uzerime gri kalem eteğimi siyah sıfır kollu bluzumu ve yazlık blazer ceketimi giyip makyajimi yaptım. Ve aynada kndime bakarken ne zaman bu kadar bakımlı olduğumu sordum kndime. Hastanemiz kalbur üstü bir hastaneydi hastalar ünlüydu dogal olarak belli kurallar vardı. Pantolon yasak kırmızı ruj yasak ki bu hastaları olumsuz etkileyecegi icin konulmuş bir yasaktı. Ceket giymek zorunlu bakımlı olmak mecburiydi. Bunları işe gittigim ilk gun Şefika hanim söylemişti. Bnde ilk maaşimi mağazalara bırakıp gelmistim. Saclarimi ensemde topuz yapip aynada kndimi süzdum özellikle uc defa ensemi kontrol ettim ben'im görünüyor mu diye. Kirmizi Venüs kupelerime baktım ayni yerinde duruyordu o günden sonra onları bir daha takmamistim. Ilk zamanlar burak'a ihanet ediyorum gibi geliyordu ama sonra attım bu düşünceyi aklimdan. Aşağıya indigimde asli het zaman ki gibi babamı güldüruyordu. Evimiz küçüktü ama sevimliydi ailemi bir araya getirdigimde almıştım bu evi. Banka Kredisiyle oldukça pahalıya mal olmustu ama değerdi. Dubleksti satan adam cok sıkışmisti arkasında küçücük bir bahçesi vardı. Babam ve aslı burayi cennete cevirmislerdi her yer çiçeklerle doluydu.
"Günaydın" dedim sahte bir neşeyle.
"Günaydın ela" dedi aslı babamla kahvaltıya başlamışlardı.
" bana koyma asli nerdeyse arif gelir" dedim bana cay koymaya hazırlanıyordu ki onu durdurdum. O anda korno sesiyle ayağa kalktim
" aksama görüşürüz babiş" dedim ve onu öptüm verandadaki cantami ve laptopu mu alip dışarı çıktım. Çıkmaz olaydım karşı kaldırımda onu gördüm ve donup kaldım. Bana o kara gözleriyle delici bakışlarıyla bakıyordu. Sımsıkı yumdum gozlerimi.
"Hey neyin var " diyem adama döndüğümde bi rahatlamayla gevşedim tekrar kaldırıma baktigimda yoktu. Nefesimi düzene sokmaya calisarak derin derin nefes aldim.
"Ela beni korkutuyorsun" dedi arif. Ah arif ben nasıl korkuyorum bir bilsen dedim icimdem.
" iyimisin canım" diye sordu arif. Kndimi toplamaliydim.
" iyiyim canım ayağıma kramp girdi" ne yalanci olup çıkmıştım ben yaa
" doktora gidelim mi hastsneyi arayıp gec kalacağımizi soyleyeyim" of yine aşırı tepki veriyordu
" panik yapma iyiyim bem hadi gec kalicaz" dedim ve elindeki telefonu alip arabaya bindim. Her hareketimk kontrol ediyordu gulumsedim
" doktor bey biraz fazla tepki veriyorsunuz" dedim
" doktor hanim iki gündür beni korkutuyorsunuz" dedi bnde cevap vermedim. Yol boyuda başka hic bir sey konuşmadık cunku aklimda deli sorular vardi neden onca zaman sonra şimdi ilk zamanlarda bile bu kadar sık halisunasyon görmemiştim. Aklini başına topla ela dikkat çekmeye başladin dedim kndime. Dağın yamacina kurulu hastane görüldüğünde yine kndimi işlerle meskul edeceğim için rahatladim.
" Günaydın Şule ne var yok" dedim surati bes karıştı cevap vermedi. "Neyin var ali mi" dedim ali onun sorunlu kocasıydi. Hasta olan sadece gelenler değildi içeridekilerinde sağlam bir terapiye ihtiyaci vardi.
" anneniz" dedigi anda arifin arkamdan bagirmasini duydum.
"Ela sakin ol" diye oda arkamdan koşuyordu. Uzun koridorları nasıl geçtim bilmiyorum ne olur yine kötü olmasın ne olur yine başa dönmeyelim diyerek kapıyı actim annem uzun zamandir bağlanmadigi yatağa bağlıydı onu ilk gördüğüm günkü gibi ama bunun üzerinden bir bucuk yil geçmişti. Murat hocamda yanindaydi ve Şefika hanimda
" ela sakin ol" dedi Şefika hanim
" ne oldu hocam" dedim mustafa hocaya çünkü annemle şuan ilgilenen oydu.
" dun gece biraz zor geçti ela odamda konuşalım" dedi ve çıktı murat hocam gözleriyle bana sakin ol diyordu sanki odada ben ve annem kalana kadar herkes çıktı.
Yanına oturdum elimin tersiyle göz yaşlarımi sildim beni ağlarken görmesini istemiyordum.
"Anne" dedim buz gibi elini tutarak.
" geldi yine o geldi" dedi
" kim anne burak mi"
" o senin için geldi"
" kim anne kim "
"Seni almaya geldi"
" anne sakin ol bak bunuda anlaticaz güven bana"
" Batı senin için geldi ela" dedi ve benim için zaman durdu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venüs Kızı
ChickLitUyku..... Derin saatler günler alan derin bir uyku. Size ne kazandırır. Bana aşkı kazandırdı. Korku damarlarımda cirit atarken aşk kalbimi ve her hücremi ele geçirdi. Uykunun derin kollarında bulduğum adamanin gerçekleriyle başa çıkabilir mi...