O

2.7K 190 0
                                    

"Senin neyin var böyle" arif bunu kaçıncı defa soruyordu acaba ve ona hep ayni yalanı söylemekten iyiyim yok bir şeyim demekten cok sıkılmıştim. " hani sözünü tutacaktin" dedi arif. Tum hocalarim yuvarlak masada toplanmış aylık doktorlar yemeğindeydik ama bugün gördüklerinden sonra lokmalar tek tek bogazima diziliyordu. " anlamadım"
" üniversiteyken birbirimize söz vermiştik yalan söylemeyecek ve bir şey saklamayacaktik" dedi arif fısıltıyla konuşuyordu cunku masada gerekenden fazla değerli insan vardı ve konuşulan yoğun akademisyel konuslardan baya sıkılmıştim ama mecburdum
"Allah aşkına abartma yoğun bir gun geçirdim arif" dedim
" ela annen nasıl canim" diyen Şefika hanima döndüm annemi buraya getirmemdeki ve tedavisindeki en büyük destekçim Şefika hanimdi. "Teşekkür ederim hocam olumlu gelişmeler var bi ara ayrıntıları konuşmak isterim" dedim ilk yil annemin doktoruydu ama annem gelişme kaydedince annemi bırakmışti çünkü Şefika hanim ağır hastalarla ilgileniyordu. "Cok sevinirim canim" dedi. Yaninda kocasi erdal hoca oturuyordu. Erdal bey istanbul Universitesinde öğretim görevlisiydi piskoji onun dali değildi. Masanin solunda Hastanemizin baş hekimi ve sahibi murat Günşiray bey oturuyordu esi Seval hanimla. Murat hoca en değerlimizdi arifin babasi Şenol amcanın en yakin arkadaşıydi ve Şenol amca arifle bana referans olmuştu bu işe girerken. Özel bir klinikti Hastanemiz. Şarkıcılar Sinema oyuncuları ve iş adamları olan Kalbur üstü bir hasta akinimiz vardı. Herkes kendine yol gösterecek profesyonel bir yardımcıya ihtiyaç duyuyordu ve tabi olayın duyulmasıni istemediklerinden seçenekleri bizim Hastanemiz oluyordu. "Dans edelim mi" diyen arife baktım hic havamda degilim diyecektim ki Şefika hanim "hadi ela biz yaşlılarla daha fazla yaşlanmayin da dans edin gençliğinizi görelim" dedi Hayır dememe bile izin vermemişti. Arifin elini tutup yuvarlak piste çıktık. Onun yanında kndimi güvende hissediyordum kollari korku değil güven veriyordu. Hayır ela konuyu ona bağlama sakın dedim kndime. "Gidiyormuyuz" dedi kulagima.
"Nereye"
"Off sen bni dinlemiyorsun ela"
" kafam başka yerde" dedim itiraf ederek
"Bırak şu hastalarıni düşünmeyi" dedi ne kadar da yanılıyordu.
" Tatil Alaçatı deniz kum güneş şemsiyeli kokteyller " kulaga şairane geliyordu hic tatil yapmamistim. Okulum bitene kadar deli gibi derslerime çalışmış okulum bitincede ailem hastane hastalar derken ne tatile nede onu düşünmeye zamanım olmamıştı.
"Olur canım olur" dedim. Sevinçle kocaman guldu ve beni döndürüp koluna yatırdı. Masamizdaki alkış kahkaha atmama neden olmuştu.

"Sekizde alırım seni iyi geceler" dedi arif bende arkasından el salladim. köşedeki trafonun arkasındaki karalti temmuz ayında buz gibi terlememe neden oldu. Koşarak eve girdim. Panik yapma ela dedim kndime ve once babama baktım odasında kitap okuyordu.
" sen yatmadin mı babacim" dedim ve once gözlüğünu çıkardım sonra kitabını elinden aldim. " erken döndünuz" dedi itiraz etmeden.
" yarın cok yoğunum baba dinlenmeliyim"
" dolapta yemek var aslı yapipta gitti" dedi. Asli babamın ve evimizin yardımcısıydi. onu buldugu icin arife ne kadar teşekkür etsem azdı.
"Tokum yedim de geldim iyi geceler canım" dedim ve onu öpüp odama gittim. Üzerimi çıkarıp saate baktım on bucuk olmuştu acaba uyumusmudur dedim ama aramaktan vazgeçtim halam erken uyurdu çünkü sabahta yedide ayakta olurdu. Banyoya girip makyajimi temizlendim dişlerimi fırçaladim. Takılarımi çıkarmak için makyaj masama oturdugumda onu gördüm. Anka Kuşu maketini. Onu ne zaman cantamdan çıkarmıştım ki deyip hemen sabah ki Çantamı aldim. Hayır iki tane maket vardı. Kalbim ramazan davulu gibi atmaya başladı. Burda o burda. Telaşla odanin icinde dönmeye basladim ve o ses kulaklarimda yankilandi.

"Merhaba Venüs kızı"

Venüs Kızı  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin