Bölüm 1: Yaradılış

989 71 43
                                    




Önceden hiçbir şey yoktu. Ne ay ne güneş ne de toprak vardı; ne gökyüzü ne de yeryüzü, ne hava ne de ateş.

Tanrılar ve Tanrıçalar bir başlarına yaşarlardı. Var olan sadece onlardı.

Ne zaman vardı ne de denge. Her şey tanrılar ve tanrıçalardı. Bir de kişi vardı.

Sonra bir gün Ülgen Han suyu yarattı. Tanrı Kayra Han, oğluyla gıpta etti ama kendisi Tanrı Kral idi ve üstündü. Sonra kendisi toprağı yarattı...

Ülgen Han ve kişi heybetli kanatlarıyla uçsuz bucaksız denizin üzerinde durmadan uçuyorlardı. Kişinin siyah kanadı suya çarptı ve Han'ın yüzüne sıçradı, kişi kendini ondan üstün gördü. Çok geçmeden kişi dengesini kaybedip suya düştü, yardım istedi. Kişi yüzme bilmiyordu. Ülgen Han suya emretti ve onu yukarı çıkardı. Sonra bir emir daha verdi ve bir kaya suyun altından çıkıp sarsılmadan bekledi. Han ve kişi kayanın üzerine oturdular. Han yarattığı şeyle övünürken sudan Ak Ana çıkıverdi, ona ''Yeryüzünü yarat'' dedi, ''sen kişiden güçlüsün'' dedi.

Han kişiye emir verdi ''Suya gir ve bana bir avuç toprak getir'' dedi. Kişi yüzemediğini hatırlayınca, ''Bu nasıl olur? Ben yüzme bilmem'' dedi. Han onu koruyacağını söyleyince kişi suya daldı ve bir avuç toprakla geri geldi.

''Şimdi onu serp'' dedi Han ve kişi avucundaki toprağı hızlıca serpti sonra Han emretti, ''Yeryüzü ol!'' Toprak kurudu, çoğaldı ve yayıldı sonrada yeryüzü oldu.

Han bundan çok hoşlandı ve bir kez daha kişiye dalmasını söyledi. Kişi daldı ve bu sefer, ''Kendim içinde almalıyım, bu sayede benimde yeryüzüm olur''dedi. Sol elini toprakla doldurdu ve sağ elindeki toprağı ağzına tıkayıp Han'ın yanına vardı. Han yine toprağı serpmesi için emir verdi ve sonra yine yeryüzü olmasını söyledi. Toprak serpildi ve genişledi sonrada yeryüzü oldu ama kişinin ağzındaki toprak da genişledi. Kişi korktu ve kaçtı. Ağzı giderek genişliyor ve Han bilsin istemiyordu. Kaçtıkça kaçtı ama Han onu yakaladı.

''Nedir ağzındaki? Hemen tükür!'' diye emretti Han ve kişi ağzını açarak toprağın düşmesine izin verdi. Yeryüzünde binlerce tepe oluştu.

Han öfkelendi, ''Sen günahkar oldun'' dedi, kişi daha da korktu ama Han devam etti, ''Emrime karşı geldin, kötü bir hal işledin. Sana şimdi ad veriyorum; Erlik, kötü yolda ve aşağılık olan.''

Han onu kovdu ve yeryüzüne indi kanadının bir tüyünü yolup üfledi. Kanat toz oldu havada uçuşup parıldadı sonrada toprağın üzerine döküldü. Han emretti, ''Ağaç ol, dokuz dalın ve dokuz dalının dokuz çıkıntısı olsun sonrada kandan olanlar dirilsin!'' dedi.

Gümüş rengi dallar toprağı deldi ve göğe yükseldi. Dokuz dal büyüdü ve dokuz çıkıntıdan kan aktı. Akan kan toprağa karıştı ve toprak giderek şekil aldı. Önce kalp yaratıldı sonra kemikler ve sonra et en sonunda deri yaratıldığında dört kadın ve beş erkek gözlerini açtı. Kadınların gözleri, göğüsleri ve kalçaları büyüktü erkeklerin ise bedenleri kadınlara nazaran daha heybetliydi.

Han yarattıklarına baktı ve onlara seslendi, ''Sizi ben yarattım ve yeryüzünde yaşama özgürlüğü tanıyorum. Dilediğiniz gibi yaşayın ve çoğalın. Bana ve diğer tanrılara karşı gelmekten sakının. Aldacı Han sizin canınızı almadan sakın birbirinizin canını almayın. Ruhunuz size hediyedir ama bedeniniz yeryüzüne aittir. Yiyin ve için ama sizi yaratanlara karşı gelmekten sakının. Sakının ki Uçmağda yeriniz olsun!'' Han sözlerini bitirdi ve gözden kayboldu. Yeryüzü artık kandan yaratılanlarındı.

Kayra Han duydu yaradılışı ve yeryüzüne baktı, ''Ne de güzel'' deyiverdi içinden. Sonrada kudretini hatırladı. Tüm tanrı ve tanrıçaların göreceği şekilde yeryüzüne indi. İndiği yerdeki topraktan bir avuç aldı ve kokladı, ''Ne de güzel kokuyor'' dedi yine içinden ve sağ ayağını toprağa sertçe vurdu. Toprak sarsıldı sonrada içine çöktü.

MAROBİS (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin