Karanlık Orman, Ena ve Gölgeler
Günlerdir bulunduğum bu durumu idrak edemiyordum. Günler öncesinde Nara şehrinde sarayda ailemle birlikteydim şimdi ise bilmediğim kapkaranlık bir ormanın içerisinde, tanımadığım bir kızla birlikte ateşin başında oturuyordum.
Her ne zaman tanımıyorum desem içimden bir ses bana karşı çıkıyordu. Son iki gündür -bunu o söylüyordu zira güneş yoktu ve ayın hareketlerinden günleri sayıyordu- onda hissettiklerim apayrıydı, rüzgârla dans eden kızıl saçları dikkatimi hep çekiyordu. Her bir teli, ormanın şu anda ay ışıyla buluştuğu noktada parlayan ateş gibi, göz kamaştırıcıydı. Saçlarındaki doğal dalgalar, bir hikâye anlatır gibiydi; belki de geçmişin acılarını ve yolculuklarının yükünü saklıyordu.
Gözleri... İşte o gözler, tüm dünyayı susturabilirdi. Kahverengi, derin ve keskin. Onlara baktığınızda, yalnızca güzelliğini değil, içinde taşıdığı sessiz kederi ve kırılmışlığı da görebiliyordunuz. Sanki bir ömür boyu gördüğü zorluklara rağmen hala dünyaya umutla bakabilen biri gibiydi. Ama o umudun ardında bir ağırlık vardı, sanki her şeyle savaşmaktan yorulmuş ama yine de pes etmeyen bir ruhun yansıması.
Zırhının altından fırlayan ince ama güçlü kolları, ne kadar mücadeleci olduğunu belli ediyordu. Ki buna kendi gözlerimle de şahit olmuştum. Giydiği deri zırh ve okçuluk ekipmanları, onu savaşçı bir kadın yapıyordu, ancak bakışlarında gördüğünüz şey, yalnızca bir savaşçının gücü değil, aynı zamanda bir iyileştiricinin merhametiydi. Çatışmalar sırasında ne kadar sert görünse de, bir yaralıyı gördüğünde gözlerindeki şefkat her şeyi anlatıyordu.
Akel'in duruşunda, sertlik ve narinlik bir aradaydı. Sanki bir fırtınanın ortasında bir çiçek gibiydi; hem dayanıklı hem de kırılgan. Onun yanında olmak, bir yandan kendinizi şanslı hissetmenizi sağlarken, diğer yandan, bu kadar derin acılar yaşamış birinin bu kadar güçlü kalabilmesine hayranlık duymanıza neden oluyordu.
''Bana bakmaya devam edecek misin?'' Sorusu aniydi ve beni gafil avlamış gibi sırıtıyordu.
''Bu karanlıkta parlayan tek şey ateş değil'' dedim aynı şekilde sırıtarak.
''Benden etkilendiğini mi itiraf ediyorsun?'' Alaycıydı ve bana karşı bu tavrı aşırı hoşuma gidiyordu.
''Saçından bahsediyorum,'' olayı başka yere çevirmeseydim olmazdı, ''Hayatımda ilk defa gördüğümü itiraf etmeliyim.''
Kızın yüzü anlık olarak durulsa da ateşe bakmayı tercih etti ve bir şey söylmedi. Sessizliği tercih etmek bana da cazip geliyordu ama günlerdir bu karanlık ormanda diken üzerinde giderken biraz sohbet etmek güzel olabilirdi.
''Bineklerin olduğu yere daha çok var mı?'' Sorumu işitti ve başıyla onayladığında oturduğu yere uzandı. ''Saçım kadar uzun bir yol.'' Sesi kızgın gibiydi ama yüzünü o anda görememiştim. Bu sözlerden sonra duyduğum tek ses nefes alıp vermesiydi. Uyumuştu.
Ne zaman uyuduğumu hatırlamıyordum ama gözlerimi açtığımda gördüğüm tek şey karanlıktı. Sanki uyumadan önce daha aydınlıktı. Yavaşça yerimden kalktım ve doğruca uyuyan Akel'in yanına gittim. Hala uyuyordu ve sakince uyandırdığımda korkulu gözlerle doğruldu.
''Devam etmemiz gerek.'' Sözlerimi algıladığında başıyla onayladı ve benimle birlikte ayaklandı. Ateş çoktan sönmüştü ve biz toparlandıktan sonra harekete geçtik.
Bir müddet sonra sanki hiç olmamamız gereken bir yere gelmişiz gibi bir his karşıladı bizi. Orman aynı ormandı ama sanki buradan sonrasını kara bir sis ele geçirmiş gibiydi. Orman'ın buradan sonrası, adeta bir canavarın içine girmişiz gibi hissettiriyordu. Yüksek ve kıvrık ağaçlar, karanlık gökyüzünü tamamen kapatmış, ay ışığını yalnızca incecik çizgiler halinde yere ulaşmasına izin vermişti. Loş ışık, yapraklarla kaplı zeminde dalgalı desenler oluştururken, bu desenler her an hareket ediyormuş gibi göz aldatıcı bir his yaratıyordu. Adımlarımı yavaşlatıp çevreye dikkatle baktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAROBİS (TAMAMLANDI)
FantasyBir krallık düşer, bir diğeri yükselir. Ancak bu savaş, kanla değil; sırlarla, ihanetlerle ve feda edilen canlarla yazılacak. Buzlarla kaplı topraklardan yükselen bir isyan, yeryüzüne meydan okuyor. Herkesin kaderi, gizemli bir ada ve orada saklanan...