Asiye balkon kenarlarına ellerini yaslamış günün tadını çıkartıyordu. Kestane rengi saçları güneşin altında güzelliğine güzellik katarken Azur Asiye'yi uzaktan izlemeye devam etti. Asiye'yi izledikçe her hareketinde kendinden geçiyor derince yutkunuyordu. Asiye terleyen ensesini havalandırmak için saçlarını bir tarafa topladı. Ortaya çıkan ay gibi parlayan gerdanı ile Azur kendini zor tutmaya başladı. Sinirle malikânenin üst katında bulunan spor salonuna çıktı.
Üstünde ki tişörtü tek seferde çıkartıp bir köşeye attı. Ellerine eldivenlerini giyip kum torbasını yumruklamaya başladı. Yaşadığı şey görüp de dokunamamaktı. Her görüşte her bakışta her hissedişte içi gidiyor dokunamıyordu.
"Ulan Azur. Sen adam olmazsın lan. Ne var o gün sana dokunmayacağım demeseydin. Şuanda o kız benim olmuş olurdu. Kızın her hareketine içim gidiyor. Görüyorum ama dokunamıyorum. Of ulan "
Durmak bilmeden yumrukladığı kum torbası kenara bırakıp soluklanmaya başladı.
"Yaktın beni zalımın kızı"
"İçim gidiyor ulan. "
"Kime için gidiyor? "
Asiye yeşilin en güzel tonu olan gözleriyle Azur 'a bakıyordu. Azur onun bakışına bile içi giderken sessiz kalmayı tercih etti. Yere yatıp şınav çekmeye başladı. Asiye salona gidip Azuru izlemeye başladı.
"Güzel mi? "
"Ne"
"İzlemek güzel mi? "
"Güzel "
"Gel bir de sen çek de görelim bakalım ne kadar güzel"
"Seve seve "
Asiye üstünü düzeltip Azur'un yanına geçti. Azurla beraber şınav çekmeye başladı. Azur ilk başlarda hızlı çekmeye başladı. Asiye temposunun bozmadan şınav çekmeye devam etti. Azur bir süre sonra yorulmaya başladıkça Asiye hala aynı tempoda şınav çekiyordu. Azur kenara çekilip soluk soluğa Asiye'yi izlemeye başladı. Asiye kendisini bozmadan rahat bir şekilde şınav çekiyordu.
"59"
"60"
"Aa kocam bey yorulmuş"
"Asiye sen ne yaptın? "
"Şınav çektim Azur"
"60 tane şınavı nasıl çektin? "
"İki tane abi ile büyüdüm ben. Elim maşalıdır. Tuttuğumu kopartırım. "
Sona kadının aşağıdan seslenmesi ile Asiye gözlerini devirip aşağıya indi. Azur da Tişörtünü giyip Asiye'nin peşinden aşağıya indi. Akşam yemeği için sofra kurulduğunu gördüler.
"Sizi çağırmasak yemeğe geleceğiniz yok"
"He ana iyiki de çağırdın. Karımla az vakit geçirdim. Bir dahakine erken başlarız "
Azur'un konuşması ile Asiye kıpkırmızı kesildi. Olan şey ile ima edilen şey arasında dağlar kadar fark vardı. Sona kadın tövbe çekerek yemeğe döndü. Asiye saçını tekrar bir tarafa toplayarak yemeğine devam etti. Azur açıkta kalan boynunu öpmek istese de zor duruyordu. Elinde ki çatalı sıkıp tabağa attı.
"Ben çıkıyorum arkadaşlarla buluşacağım. Geç gelirim. "
Asiye Azur'un bu hareketiyle kırılsa da ses etmeden yemeğine devam etti. Fatma Zeynep Asiye'ye baktığında Seyit de Asiye'ye baktı.
"Ne oldu? "
"Hiç "
Seyit'in cevabı ile tatmin olmamış şekilde yemeği yediler. Sona kadın salona geçerken Asiye Seyit'i kenara çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDELDEN GERİYE KALANLAR ( RAFLARDA )
ChickLitTÖRE - AŞİRET Dionysos Yayınları ile raflarda... BERDELDEN GERİYE KALANLAR İSİMLİ İLK KİTAPTIR!!!!!!! KUMA KİTABI DEĞİL!!! Bir ağıt bin ağıta bedel olur muydu? Onlarda olurdu. Iğdırın iki kanlı bıçaklı aşireti. İki kalabalık aşiret neredeyse bu...