Asiye kocasının sorduğu üzerine yüreğine oturan bir hasret ile sessizce yutkundu. Boğazına oturan yumru konuşamıyordu.
"Çok "
Azur karısının gözünde de ki acılı hasreti gördü. Derince yutkunup önüne döndü.
"Niye? "
Adam karısının sorusu üzerine yaşlı gözlerine baktı.
"Niye böyle oldu Azur? "
"Ben bilmiyorum"
"Niye kaçtık biz? Eğer babamdan isteseydin beni verirdi. Babamdan isteseydin de telimle duvağımla gelin olsaydım. Abim bağlasaydı kuşağımı. Anam ağlasaydı gitme kızım diye. Ben onlardan gidemedim ama onların kızları öldü Azur. Beyaz gelinliğimle gireydim o eve de anam bana ilk başta saygı ve sevgi bahşedeydi. Kırmızı duvağım gireydim de ne abim ne de Ayşe'yi böyle bir hayata mahkûm edeydik. Neden Azur? Neden beni nedenlere mahkûm ettin? Neden nedenlerin içinde kaybolmama izin verdin? Ben annemle babamın mezarı olmayan ölü kızları oldum. Niye yaşamama izin vermedin?"
Asiye yaşlı gözlerle gökyüzüne baktı. İçinde tutamadığı hıçkırığını gökyüzüne bakarak serbest bıraktı. Azur ağlayan karısına bakıp hızlıca sarıldı. Hem saçlarını öpüyor hem de eliyle saçlarını okşuyordu.
"Özür dilerim ben böyle olacağını bilemedim. Babanın vereceğini bilsem hemen gelirdim. Ben nasıl oldu bilmiyorum. Nasıl bu hale geldik bilmiyorum. Ağlama bahar kokulum benim yüzümden dökme inci tanelerini kıyamam gözyaşlarına "
"Bana yara olma Azur. Bana yara olma ki çekmeyeyim "
Azur karısının dediği şey üzerine daha da canı yanarak sıkı sardı karısını. Sorduğu sorudan cevapsız nedenlerden pişman oldu.
"Özür dilerim. Ben seni canını yakmak için sormadım. Bilseydim sormazdım "
"O gün yağmur altında başımıza dayanan silahlardan sonra canım yanmaktan kurtulamadı. Babamın küçük kızıydım ben neden şimdi öldüm? "
"Tamam, artık üzülmenin zamanı değil. Biz tatil yapmaya geldik üzülmeye değil. Şimdi gidelim saat çok geç oldu kapanır buralar. Gidelim güzel bir uyku çekelim. Yarın güneş doğarken balona bineceğiz. "
Azur karısının tebessümünü görünce biraz da olsa sevindi. Karısının elini sıkıca tutup köprüden karşıya geçtiler. Bu korkmadı Asiye yüreğinde ki hasreti daha ağır çökmüştü. Arabaya binip otele doğru gitmeye başladılar. Asiye başını cama yaslamış yolları aydınlatan ışıkları izliyordu. İkisi de sessizdi bir birine bakmadan otele geldiler. Asiye kocasının elini tutup odalarına çıktılar. Asiye bir şey demeden banyoya gitti işlerini halledip üzerini giyinip çıktı.
Azur üstünü giyinmiş yatağa yatmıştı. Asiye de kocasının yanına gelip göğsüne yaslandı.
"İyi miyiz güzelim? "
"Seninle iyiyim Azur "
Azur karısının saçlarını okşayıp sessizce durdu. Karısı göğsünde uyuya kalırken kendisi uyumadan sessizce durdu. Aklına döktüğü gözyaşları gelirken bir kez daha gözlerine acı bir şekilde kapatıp geri açtı.
Sabah saat beşe gelirken Azur yataktan kalkıp duşa girdi. O sırada Asiye kocasının kalktığını su sesinden anladı. Sessizce yatakta dururken kocası belinde ki havlu ile banyodan çıktı. Karısı ile göz göze gelip alnından öptü.
"Günaydın güzelim"
"Günaydın aşkım "
Azur üstünü giyinirken Asiye banyoya gidip işlerini hallettikten sonra üstünü giyindi. Hafif bir makyaj yapıp çantasını alıp el ele çıktılar odadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDELDEN GERİYE KALANLAR ( RAFLARDA )
Chick-LitTÖRE - AŞİRET Dionysos Yayınları ile raflarda... BERDELDEN GERİYE KALANLAR İSİMLİ İLK KİTAPTIR!!!!!!! KUMA KİTABI DEĞİL!!! Bir ağıt bin ağıta bedel olur muydu? Onlarda olurdu. Iğdırın iki kanlı bıçaklı aşireti. İki kalabalık aşiret neredeyse bu...