2. KİTAP 🍁 9. BÖLÜM 🍁

407 59 1
                                    

Asiye gittikten sonra Hozan ağa ve Özüm hanım oturmuş iki gencin hayatından olanları sorguluyorlardı. Asiyenin ve Azurun bu hali her iki tarafı da fazlasıyla üzüyordu. Kendi hayatları olduğu için pek karışmak istemiyorlardı ama yine de yerlerinde duramıyorlardı. Azur Asiyeden sonra eve gitmişti. Azurun bu halini gören ev haklı üzülmüştü. Azur Asiye gibi susmamış olan biteni ailesine anlatmıştı. Aklına başka bir şeyin gelmemesi üzerine Azur ailesinden yardım istemişti. Herkes Asiyenin Azuru hala sevdiğini biliyorlardı ama inadı kıramıyorlardı. İlk iş olarak Sona hanım ve Firaz ağa gidip Özüm hanım ve Hozan ağa ile konuşacaktı.

"Sence bize yardım edecekler mi?"

"Bilmiyorum Firaz bey ama konuşmakta yarar var. Baksana bizim oğlan kızı ne hale getirdi. Şimdi de söyleniyor yardım edin diye. Bir gidelim konuşalım bakalım durum neyi gösterecek."

Firaz ağa ve Sona hanım ara ara fikirlerini belirterek Celali malikanesine gelmişlerdi. Yıllar öncesine düşmanlık besleyip kapısının önünden dahi geçmiyorlardı. Daha sonrasında tuzu biberi olan Asiye ve Azurun kaçması üzerine düşmanlıkları daha çok pekişmişti. Ali ve Ayşe evli olduğu için birbirlerine geliş gidiş yapıyordu. Yine de çok samimi değillerdi. Belli bir Samimiyet ve saygı çerçevesinde konuşup görüşüyorlardı. Sona hanım derin nefes çekerek zile baktı. Malikanenin kapısı açıldığında evin içi Yusufun ağlamaları çınlıyordu.

"Hoş geldiniz buyurun."

"Özüm hanım yusuf niye bu kadar çok ağlıyor?"

"Halasını istiyormuş uyumam diye diretti."

Firaz ağa Yusufu kucağına alıp biraz oyalamak için bahçeye Hozan ağanın yanına gitti. Kadınlar baş başa kaldığında Ayşe kolduğun kenarında uyuya kalmıştı. İki anne de kızlarının bu haline bakıp tebessüm etmişlerdi. Ayşeyi odasına gönderdikten sonra Özüm hanım Ve Sona hanım kahvelerini içerek sohbet etmeye başladılar.

"Özüm hanım aslında bizim buraya geliş amacımız Asiye ve Azur için. Bugün bazı olaylar olmuş sanırım. Asiye bahsetti mi bilmiyorum. Azur bugün anlattı bize. Her ne kadar konuşsalarda Asiye Azuru affetmeyeceğini söylüyormuş. O yüzden bizim bir şekilde Asiye ve Azuru yakınlaştırmamız lazım. Nasıl yapsak dersin? Bize yardım edecek misiniz? Asiye ve Azurun yuvasını tekrar kuracak mıyız?"

Özüm hanım bir müddet Sona hanımdan gelen teklifi düşündü. Bir nebze de olsa Asiyeye azur karşılığında istemeden de olsa kötü davranmışlardı. Kızının yıkılmış hali gözünün önünden gitmiyordu. Asiyenin şuanda bulunduğu bu karmaşık durum bile annenin yüreğini sızlatıyordu. Kızları kısa bir dönem de olsa Sona hanım kötü davranmış Firaz ağa da kızı istememişti. Azur ona keza hiç bir şey yapmıyordu. Anne yüreğiydi kızının iyi olup olmadığını hissediyordu. Kötü olduğunu hissetse bile oğlu ve kocası tarafından baskı görüp sustulmak istenmişti. Kızına hiç bir şekilde ulaşamıyor hatta adını bile ağzına almaya izin vermiyordu. Bir yanı da kızgındı. Asiyenin kaçma ihtimali aklına bile gelmiyordu. Bu benim kızımdı ve benim kızım kaçmaz böyle hata yapmaz diyordu. Evet, yapmıştı böyle bir hata. Hata yapmasına sebeb olan kişi de canından çok sevdiği adam olmuştu. Dışarıdan kaçtı gösterilmişti Asiye Celali. Oysa ki Asiye kaçmamış kaçtı gösterilmek için ellerinden gelenleri yapmışlardı.

"Ne diyorsunuz Özüm hanım yardım edecek misiniz? Biliyorum çok yanlış yapıldı kızınıza kabul ediyorum. İstemeden de olsa oğlumuzun aklına uyup üzdük kızınızı. Ama ben Asiyenin gözlerinde gördüm hala seviyor kocasını. O da affetmek istiyor ama belli bir dönem çok yandı onun da kendine göre haklılığı var. Canı çok yandı beklemediği yerden geldi darbesi. Ama Asiye inadını bir kırsa daha çok mutlu olacaklar. Azurun burnu çok sürttü. Az daha sürtmesi lazım. Asiyeye biz yardım ederiz bu konu da o zama affeder belki. "

Sona hanımın konuşması ile düşüncelerinden sıyrıldı. Sona hanım bir kısımda haklıydı ama Özüm hanım da aynı şeyler olup olmaması konusunda güvenemiyordu. Evet, kabul ederse her şey düzelebilirdi ama bir o kadar da dağılabilirdi. Kızının 2 senedir ne yaşadığını kendi görüyordu aynı şeylerin yaşanmamasını istiyordu. Asiye kimseye bir şey anlatmamıştı ama anne yüreği her şeyi anlıyordu. Asiye Azuru hala seviyordu ama içinde verdiği savaştan dolayı asla güvenemiyordu o ihtimale. Özüm hanım Sona hanımın dediği şey üzerine kafa karışıklığı yaşıyordu. Asiye bir şans versen mutlu olabilirdi ya da olmaya bilirdi. Bundan hiç bir şekilde emin değildi. Kendisinden cevap bekleyen Sona hanıma baktı kafa karışıklığı ile.

"Şuan da kafam karıştı. Maalesef ki tek başıma karar vereceğim bir şey değil bu. Şöyle yapalım. Yarın yusufun iki yaşına gireceği için doğum günü var. Güzel sürpriz bir parti hazırlayalım. Yeğeni olduğu için Asiye ve Azur kesin ikisi bir arada bulunacak. Ben de artık çocukların mutlu olmasını istiyorum. Azur çok uğraşıyor Asiye de inadını kırması lazım. "

"Çok sevindim Özüm hanım. Ben epey bir endişe ile gelmiştim belki kabul etmez diye ama sağ olun. Çocukları artık barıştıralım. Daha fazla uzamasın bu konu. "

"Doğru."

Kısa bir süre sonra Sona hanım ve Firaz ağa celali malikanesinden ayrıldılar. Özüm hanım, Sona hanımın dediklerinden sonra düşünmeye başladı. Yusufun kendisine bir şeyler mırıldanmasını bile  duymuyordu. Hatta yardım edip etmemek arasında vicdan muhasebesi yapıyordu.

"Anne yusuf bir şeyler yedi mi?"

Özüm hanım Ayşenin kendisine seslenmesi üzerine irkilerek ayşeye baktı.

"Ne dedin duymadım?"

"Anne sen iyi misin? Deminden beri sesleniyorum dalıp gittin. Her şey yolunda mı, annemle ne konuştunuz?"

Ayşe Yusufu yerden önceden hazırladığı atıştırmalığı yedirmeye başlarken aynı zaman da Özüm hanımı dinliyordu.
"Bilmiyorum Ayşe her şey yolunda mı? Asiyenin durumu Azurun durumu. Bu çocuklara ne olacak bilmiyorum. Asiye hala korkakça duruyor. Adım atamıyor ama bir o kadar da çok seviyor Azuru gözlerinden okuyorum. Azur yaptığından pişman Asiye ile tekrar bir yuva kurmak istiyor. Bizim bu çocukları bir araya getirmemiz lazım. Artık mutlu olsunlar çünkü hala imam nikahları devam ediyor."

"Doğru diyorsun ama nasıl olacak?"

"Yarın yusufun doğum günü var. Mecbur Azur da gelecek. Bir arada bulunacaklar belki ortam biraz yumuşar."

"Umarım."

Ayşe, Özüm hanım ile konuşurken yusufa yemeğini yedirmişti. Doğum günü aklına da yatmıştı Ayşenin. Yusufu Özüm hanıma verip telefonunu alarak Mutfağa gitti. Kocası Aliyi arayarak olanları tek tek anlattı. Gelen cevaba göre ali de ayşeye ve annesine yardım edecekti. Çünkü herkes Asiye ve Azurun Birleşmesini istiyordu.

BERDELDEN GERİYE KALANLAR ( RAFLARDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin